Salgın döneminin ilk kapanma evresini ilkbahar aylarında yaşadık. Sokağa çıkma yasakları ve kapalı ofislerin sonrasında, kontrollü sosyalleşme evresini geçiriyoruz. Kışın yaklaşması ile tekrar kapanma olasılıkları konuşuluyor. Tufts Üniversitesinin yaptığı birkaç araştırmadan bahsetmek istiyorum. Bu araştırmaların bir tanesinde Amerika’nın bölgelerindeki işsizlik oranlarının salgın dönemi ile değişimine bakılmış. [1] Bu resme göre, ülkenin daha fakir ve dijital olarak hazırlığı düşük eyaletlerinde %36 işsizlik oluşmuşken, örneğin dijital olarak gelişmiş kuzeydoğu bölgesinde %20 işsizlik oranı ile karşılaşılmış. Salgın döneminde her bir bölgede eyalet bazında dijital hazırlık seviyesi yüksek eyaletlerde daha az işsizlik oluştuğu görülmüş. Yani evden iş yapılabiliyorsa işsizlik oluşmuyor. Bu da dijital hazırlık ile ilgili.

Aynı kurumun bir başka araştırması da, kamu sektörünün sosyal mesafeye hazırlık ve eylem durumunu karşılaştırmış. Bu araştırmaya göre Türkiye, dijital kamu servisleri (e-devlet vb.) kapsamında araştırmadaki ülkelerin ortalaması civarında. Herkesi kapsayan ve bütçeye uygun internet erişiminde ortalamanın altında kalıyor. Türkiye, Oxford Kovid-19 salgını karşısında harekete geçme endeksine göre eylemleri en sıkı eylemler kategorisinde ve çok güçlü bir eylem setini uyguluyor.

Yine bir diğer araştırma da eve kapanma döneminde işlerin devamlılığı için anahtar dijital platformların sağlamlığını ve internet altyapısının trafik artması halindeki durumunu irdeliyor. Buna göre ülkemiz her iki başlıkta da ortalamanın altında kalmış. Kendi gözlemim, en azından Ankara’da zaman zaman yavaşlık olsa da, internet kesintisi hissetmedik. Sanırım bunda işletmecilerin özverili çalışmaları önem taşıyor.

Aynı araştırmaya göre elektronik ödeme yöntemlerinde de Türkiye ortalarda. Türkiye’de uzaktan çalışabilme oranı yüzde 30’larda iken ABD ve birçok Avrupa ülkesinde bu oran yüzde 50 görünüyor. [3]

Üç araştırmadan çıkarımım, kamunun hazırlık ve eylemlerinin güçlü olduğu, ancak internet altyapısı ve özel sektör dâhil iş piyasasının tamamını düşündüğümüzde ise alınacak yol olduğunu gösteriyor.

Elbette başka araştırma sonuçlarını da takip etmek gerek. TÜİK’in en son Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırması’na göre de, ülkemizde sabit internet oranı yaklaşık %51. Evde mobil internet oranı yaklaşık %87. Sabit ve mobil toplamına göre evlerin %90.7’sinde internet var. Vatandaşların %51.5’i e-devlet hizmetlerini kullanıyor. Halkın %40’ı internet üzerinden sipariş verdi. Bu rakamlar iyi bir yerde olduğumuzu gösteriyor, daha iyisini de istemeliyiz. Bu rakamlara göre evlerin %9.3’ünde ne sabit ne de mobil internet olmadığı görülüyor. Gazete haberlerine göre de 1 milyon öğrencinin internet erişimi yok, 1.5 milyon öğrencinin de bilgisayarı yok. Geldiğimiz noktada ülkede bilgisayarsız öğrenci kalmaması gerekiyor.

Öğrencilere bilgisayar edindirmek için Biz Bize Yeteriz kampanyasında olduğu gibi bir kampanya yapılmalı.

Peki ya internet? Sanırım herkes için nettir, internet için para veriyoruz. Üstelik rakamların çok düşük olduğunu söyleyemeyiz. Belediyelerin ve kafelerin kısıtlı yerlerde sağladıkları dışında ise ücretsiz internet yok. Önerim şu: Türkiye’de ilk tesis ücreti de devlet tarafından verilmek üzere tüm evlere ücretsiz temel/ asgari internet imkânı tesis edilmelidir. Bu internet ile tüm vatandaşlar aylık bir ücret ödemeksizin e-devlet servisleri, kamu servisleri, kamu bankacılık servisleri, devlet televizyonu, devlet haberleşme araçları ve devlet ve özel okul eğitim sistemlerine erişebilmelidir.

Bu kapsama girmek isteyen ticari internet siteleri de bu asgari internet sisteminin bütçesine destek verebilir. Ayrıca ücretli internet aboneliklerinin tamamında bu tür temel devlet servisleri kota dışında sayılmalıdır. Normal internet bağlantılarının ücretleri ödenmese ya da bunlar tüketici tarafından kapatılsa dâhi en azından bu servislere erişim sağlanabilmelidir. Bu kapsamdaki trafiğin tamamı yurt içinde olacağından internet servis sağlayıcılar için bir yurt dışı erişim maliyeti doğurmayacaktır.

Bu anlamda 5369 sayılı Evrensel Hizmet Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle e-devlet başta olmak üzere yukarıda belirttiğim servisler bu kapsama alınabilir.

Evrensel hizmetin geliştirilmesini yalnızca kırsala hizmet götürmek olarak algılamaktan ileri giderek, bir doğal hak olan kamu servislerine erişim için ücretsiz ve evde erişim imkânları, tüm endekslerde, araştırmalarda ve fiiliyatta Türkiye’ye çağ atlatır.

[1] https://sites.tufts.edu/digitalplanet/ the-state-of-digital-readiness-is-a-contributing-factor-to-the-varying-impact-on-states-of-the-pandemic-induced-loss-of-employment/

2] https://sites.tufts.edu/digitalplanet/ which-governments-are-best-equipped-to-deliver-public-services-online-during-a-lockdown/

[3] https://sites.tufts.edu/digitalplanet/ how-ready-are-countries-around-the-world-to-enter-and-exit-lockdowns-during-covid-19/