Kemal Kılıçdaroğlu’nun devrildiği, Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı seçildiği CHP kongresinden önce ve sonra ortaya atılan, özellikle İstanbul merkezli delege iradesinin parayla satın alındığına dair birçok dedikodular çıktı. Bu iddianın sahipleri ise bizzat CHP’nin eski ve yeni yöneticileri…

“Laleli'deki 4 döviz bürosunun açtırılarak CHP kurultayına yaklaşık 50 milyon dolar aktarıldığını” söyleyen CHP’li…

“Ses kayıtlarını dinledim. İl kongresinde ses kayıtlarını dinledim bir ilçede il delegesine 150 bin lira, oyuna karşı 150 bin lira teklif eden belediye meclis üyesi istemiyoruz artık.” diyen CHP’li…

“Kimi delegelere 1500, kimi delegelere ise 10 bin dolara kadar varan paralar verildi. Bunu herkes biliyor, delegeler de söylüyor.” diyen CHP’li…

Bu iddialar gerçek mi yoksa şüyuu vukuundan beter haller mi bilmiyoruz.

Fakat iddialar gerçek olsun olmasın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun devrildiği CHP kongresine büyük gölge düşmüştür. CHP içindeki bu gölgeyi büyüten ise bizzat CHP’li eski-yeni yöneticilerin açıklamaları olmuştur.

Ekrem İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanı gibi davranmasının altında yatanın, “Özgür Özel’e ben kazandırdım” düşüncesi ve bu özgüvenin temel sebebinin bu iddialar olduğunu herkes konuşmaktadır.

Ekrem İmamoğlu; CHP kongresinde Parti meclis üyelerini belirlemedeki gücünü göstermesi, Türkiye’nin birçok yerinde ve İstanbul’un ilçelerinde CHP’nin belediye başkan adaylarını belirlemesi, aynı zamanda CHP’nin Grup Başkanvekili ve milletvekili olan CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal’ın DEM sözlerinden dolayı “Ya kendine iş bulacak ya başka parti bulacak” şeklinde onu fırçalaması, İstanbul’da Özgür Özel’e ait hiçbir posteri kullanmaması, Özgür Özel’in onun yanında emir eri gibi duruş sergilemesi gibi özetlediğimiz bu davranışlara baktığımızda CHP’nin kongresindeki gölge kim daha net anlaşılır oluyor. Ekrem İmamoğlu, CHP kongresinde nasıl etkili olduysa artık bugün ondan gölge “CHP Genel Başkanı, CHP Eşbaşkanı” gibi sıfatlarla bahsediliyor.  Düşünün ki, DEM Eşbaşkanı bile ziyaretlerine gelen Özgür Özel’e “Size CHP'nin Eş Başkanı diyesim geldi..."  diyerek dalga bile geçmiştir.

Ekrem İmamoğlu, aklınca garantili gitmek istemektedir. İBB Başkanlığını kaybetmesine kesin gözüyle bakılan Ekrem İmamoğlu, kapağı CHP Genel Başkanlık koltuğuna atmak istemektedir. CHP kongresinde güçlenmek, etkili ve belirleyici olmak için İBB imkânlarını seferber ettiği anlaşılmaktadır.

CHP kongresiyle ilgili iddialar o yüzden Ekrem İmamoğlu’nun karakterine, siyaset modeline çok uygun düşmektedir. Ne diyordu: İstanbul nimet nimet…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresinden duyduğumuza göre, CHP kongresinde yaptıklarından dolayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu dünyada en nefret ettiği kişi Ekrem İmamoğlu olmuş. Buna zaten kimsenin şaşıracağını düşünmüyorum. Oysa bir zamanlar çok iyi baba-evlat rolünü oynuyorlardı.

CHP’nin kongreden sonraki özeti bu iken, yine Ekrem İmamoğlu ve İBB’nin adının karıştığı görüntüler ortaya saçıldı. Bavullarla paralar, paralardan kule yapma manzaraları…

Herkes o görüntüleri ilk anda CHP kongresiyle alakalı ve delegelerin iradesini satın almada kullanılan paralar olarak algıladı. Çünkü CHP ile ilgili öyle atmosfer var ki, kimse böyle bir duruma şaşırmaz.

 Daha geçtiğimiz hafta CHP Milletvekili Seyit Torun'un Meclis'teki odasında poşet içinde 250 bin dolar bulundu. CHP olayın üzerini kapatmaya çalışıyor ve yaklaşık 8 milyon TL değerinde olan o paranın sahibi kim henüz açıklanmadı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı ve kasası olarak bilinen Fatih Keleş'in balya balya para saydığı, bavullarla taşınan para görüntüleri gündeme bomba gibi düştü.

CHP İstanbul İl Örgütü o görüntülerle ilgili “Söz konusu görüntüler şu an Sarıyer ilçesi sınırlarındaki CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının 2019 yılında satın alınmasıyla ilgilidir.” açıklaması yaparak tartışmalarının önüne geçmeye çalışsa da o görüntülerle ilgili sorulan tüm sorular havada kalmıştır.

CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski avukatı Mustafa Kemal Çiçek ise CHP'nin açıklamasını ve paylaşılan tutanağı "Paçavradan ibaret düzmece belge" olarak nitelendirdi ve "Aralık 2019 tarihinde o il binasının alımında, CHP Genel Merkez avukatı olarak bulundum! 30 milyon TL'nin üzerindeki rakam Genel Merkez marifeti ile gönderilmiş olup, bakiye kalan bir kısım; Ocak 2020 de hazine yardımının gelmesi ile ikmal edilmiştir" bilgisini verdi.

Hadi, CHP İstanbul İl Örgütü’nün açıklaması üzerinden olayı kabul ettik diyelim…

O paralar CHP il binasının satın alınmasıyla alakalı ise paralar niçin resmi banka yoluyla değil, bavullar içinde taşınıp tasnif ediliyordu?

Yine CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski avukatı Mustafa Kemal Çiçek’in "Satıcıya yönelik işlemler banka üzerinden yapılmıştır! Birileri, bir yerlerden haricen para toplayarak; haksız zenginleşme içerisine girmiş ise bunun tespit ve gereğini yapacak makamlar bellidir" sözü üzerinden bakarsak, Ekrem İmamoğlu’nun en yakın adamı olan İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş'in bavullarla getirilen para ortamında ne işi vardır?

İstanbul halkının parası İBB aracılığıyla CHP İl Binası için mi kullanıldı? Ya da o paralar nerede kullanıldı?

O görüntülerin tamamı şaibe barındırmaktadır.

O görüntüler hakkında soruşturma başlatılması da şaibelerin ortadan kaldırılması, gerçeklerin ortaya çıkarılması açısından çok önemlidir.

CHP bu şaibelerin altında kalacak gözükmektedir.

Ekrem İmamoğlu gibi bir karakterin olduğu yerde, her şey olur. Kimsede şaşırmamalıdır.

Ekrem İmamoğlu’nun o yapmacık, samimiyetsiz yüzüne dikkatlice bakın ne demek istediğimi sizde direkt anlayacaksınız.

CHP’de daha neler olacak neler…

“Bu pilav daha çok su kaldırır” 

Bekleyin göreceksiniz…

Bavullarla gelen paralar, patlamış çantalarla alınan paralar, poşet içinde unutulan paralar… Adında “Halk” olan partiye bakın hele…