"Değişik olayları, konuları yazalım” diyoruz ama Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi, inanın siyasi yalan ve garabet algılar konusunda bir türlü durmak bilmiyor. CHP, PKK ilişkisi konusunda öyle köşeye sıkıştı ki debelendikçe batağa daha çok saplanıyor.

          Kemal Kılıçdaroğlu’nun son bombası da “PKK’nın saldırdığı tek lider benim” şeklinde olmuştur.

          Heval Kemal demiş ki: “Efendim şimdi CHP’yi PKK’lı diye suçluyorlar. Yahu PKK’nın saldırdığı tek lider benim. Şavşat’tan Ardanuş’a giderken canımızı zor kurtardık. Bir er şehit oldu. Ama toplum unutuyor.”

           Evet, böyle bir saldırı oldu ama terör örgütü PKK saldırıdan sonra “Eylem esnasında askeri aracın arkasında sivil bir konvoyun olduğu fark edilmiş ve zaten Kılıçdaroğlu’nun bindiği araç atış mesafesine girmesine rağmen herhangi bir atış yapılmamıştır. Burada CHP ve Kılıçdaroğlu kesinlikle herhangi bir biçimde hedeflenmemiştir” açıklamasını yapmıştır.

          Ölüm ve yaralanmayla sonuçlanan bir olay olduğunda şüpheliler, mağdurun husumetli oldukları kişiler arasında aranır ve onlar üzerinde yoğunlaşılır.

“PKK’nın saldırdığı tek lider benim” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na o hâlde soralım:

PKK’nın sana saldırması için ne yaptın?

PKK ile aranda bir husumet var mı?

          Kemal Kılıçdaroğlu bir tane inandırıcı sebep söylesin, yeminle söylüyorum bir daha CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili hiç yazı yazmayacağım. Buyursun bir tekzip yollasın, bir açıklama yollasın. Bekliyoruz.

Terör örgütü PKK seni hedef alarak niçin bir saldırı düzenlesin?

          Terör örgütü PKK’nın propaganda merkezi olan IMC TV kapatıldı, ilk destek açıklamasını “Medyanın özgürlüğünü sonuna kadar korumamız lazım. IMC TV’yi kapatıyorsunuz. Niçin? Mahkeme kararı mı var?” diyerek sen yaptın.

          Sözde “Adalet Yürüyüşü” yaptın ama terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ve PKK’nın kapatılan gazetesi Özgür Gündem’in yargılanan yazarı Aslı Erdoğan ile omuz omuza sen yürüdün…

          Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık ettiği için gözaltına alınan, tutuklanan ne kadar HDP’li Eş Başkan, milletvekili, belediye başkanı, il, ilçe başkanı var hepsine feryat-figan ederek sen sahip çıktın.

          Terör örgütü PKK’nın terör kampına dönmüş HDP’li belediyelere kayyum atanmasına HDP’den bile daha çok ilk sen karşı çıktın.

          Tutuklu terörist Selahattin Demirtaş’ı ziyarete HDP’den bile daha çok CHP milletvekilini sen gönderdin.

          Suriye’de PKK saflarında çatışırken öldürülen terörist Aziz Güler ile TBMM’de görüşen ve onun cenaze törenine katılan CHP milletvekillerini ödüllendiren sen oldun.

          Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG’yi “YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan oluşumdur”, “YPG bize saldırmaz” diyerek koruyan, savunan sen ve tüm avanen oldu.

          Türk devleti Afrin’deki terör örgütü YPG’ye yönelik “Zeytin Dalı Operasyonu” başlattığında “Afrin’e girmeyelim. Afrin’e girilmesini asla doğru bulmuyorum” diye ilk karşı çıkan sen ve tüm avanen oldu.

          Terör örgütü PKK’nın kurucularından Sakine Cansız’a büyük aşk duyan, PKK’nın her unsuruna sahip çıkan Canan Kaftancıoğlu gibi birini CHP İstanbul İl Başkanı yapan, onunla benzer özelikler taşıyan Sezgin Tanrıkulu gibi birini Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili yapan sensin.

          Terör örgütü PKK’ya sırtını dayadığını açıkça söyleyen HDP ile yerel seçimler ittifakını, Ahmet Türk ile gizlice buluşup bir sabah kahvaltısında istişare ederek kuran sensin…

          Yerel seçimlerde Kandil’deki eli silahlı tüm PKK’lı teröristbaşlarından ve HDP’nin tüm kadrosundan destek alan bir CHP’yi yaratan sensin…

          Hendek-çukur ve Kobani olaylarında azmettirerek 846 kişinin ölümüne sebebiyet veren, en azılı teröristlerden olan Selahattin Demirtaş’ın PKK’nın gazetesi Özgür Politika’ya “Oyunuzu CHP ve İYİ Parti’ye verin” demesine yol açacak kadar sıcak ilişki kuran sensin…

          Bu özet, CHP-PKK ilişkisine baktığımızda terör örgütü PKK’nın Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırmasını bırak, saldırıyı düşünmesi bile mümkün değildir. Terör örgütü PKK da zaten “CHP ve Kılıçdaroğlu kesinlikle herhangi bir biçimde hedeflenmemiştir” açıklamasını yapmıştır.

          Sen terör örgütü PKK’nın tüm acısında, sevincinde yanında olacaksın ama PKK sana saldıracak… Bunun mantıklı bir izahını yapabilecek var mı?

          Özellikle son 5 yıldır Kemal Kılıçdaroğlu’ndan terör örgütü PKK’yı ve siyasi uzantısı HD(P) KK’yı incitecek bir tane söz, bir tane siyasi eylem duyan, gören olmuş mudur?

          Yahu açılım sürecinde teröristbaşı Öcalan’ın bile “Kemal’e selamımı söyleyin” dediği bir adam, 2019 yerel seçimlerinde de Murat Karayılan, Duran Kalkan, Besa Hozat, Mustafa Karasu, Cemil Bayık, Zerin Ruken, Bese Erzincan gibi Kandil’deki üst düzey tüm PKK kadrosunun “Destekleyin” dediği CHP’nin Genel Başkanı’sın…

          Hadi PKK’nın 2016’da seni hedef alıp saldırı düzenlediği iddianı kabul edelim. Peki, 2019 yılında Kandil’deki tüm teröristlerin, HDP’nin tüm yöneticilerinin seni desteklemesini bize nasıl izah edeceksin?

          Üç yıl içinde terör örgütü PKK ile nasıl bir anlaşma yaptın da sana saldırı düzenleyenler seni destekleme noktasına geldi?

          “PKK’nın saldırdığı tek lider benim” diyorsun ama şehit cenazelerinde PKK’ya sahip çıkan suçlamasıyla fiziki ve sözlü saldırılara uğrayan da sensin… Burada tuhaflık yok mu sence?