Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim. PKK, HDP, Demirtaş, YPG, PYD, Demirtaş, Kılıçdaroğlu, Pervin, CHP, İP birlikteliğinden oluşan olaylara yazı yazmaktan dolayı inanın gına geldi. Daha da ötesi tiksinmeye başladım. Bu durum kusma eğilimine doğru gidiyor.

           Ama PKK ile ilişki noktasında ne HDP, ne CHP, ne İP bir türlü durmak bilmiyor. Dursalar da başka konulara değinsek keşke… Hepsi PKK’ya tutkalla yapışmış durumdadır.

           Daha dün Meral Akşener’e ”Yanındaki açılım saçılımcılar kim peki?” diye soru yönelmiş ve yanındaki teröristbaşı Öcalan’a özgürlük isteyenleri yazmıştım.

           Bir gün sonra çıktı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teröristbaşı Öcalan ve terörist Demirtaş ile ilgili sözlerini “Geçen sefer, mektupla işi kurtarmaya çalışmıştın, görüyorum ki, bu sefer başka oyunlar peşindesin. Seni şimdiden uyarıyorum; eğer arzu ettiğin hesabı kesmesi için, ‘İmralı’dakini’, İmralı’dan çıkarmanın peşindeysen, orada duracaksın. Sakın ha. Yapma” şeklinde değerlendirdi.

           “Leyla Zana işareti verir demedim mi, ellerimizi taşın altına koyarak Apo’yu ev hapsine yollayacağız” diyen Bahadır Erdem’i ve “Bana göre Öcalan’a daha ılımlı işte bir ev hapsi gibi imkân tanınarak, ister televizyonla, ister telefonla, görüntülü, görüntüsüz, gibi bir ortam sağlanması gerekir” diyen Mehmet Salim Ensarioğlu’nu İP Genel Başkan Yardımcısı yapan Meral Akşener için ikiyüzlülükte sınır yok…

           Son 6 yıldır terör örgütü PKK’ya nefes aldırmayan, Kandil’in birçok üst düzey yöneticisini öldürtmüş iradeyi sergileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünün tamamı şunlar: CHP’nin başını çektiği ittifakın bir cenahını oluşturan PKK’nın güdümündeki parti ne yapacağını, ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını belirlemek için milletvekillerinin dağdaki eli silahlı sevgililerinden gelecek icazeti bekliyor. Bunların göğsündeki şeref madalyası dağa kaçırdığı yavrular, bunlardaki vicdan bu. Ama Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediyor ki her yer şu anda tozpembe, onların da kendi içinde ayrı bir hesaplaşmaları var, bu hesaplaşmayı da yapacaklar.

           Bu sözlerde PKK’ya tavır var. Başta CHP olmak üzere PKK ile işbirliği yapan partilere tavır var. Dağa çocukların kaçırılmasına tavır var. Teröristleri sevgili edinen HDP milletvekillerine tavır var. Ve “kendi içinde ayrı bir hesaplaşmaları var” şeklinde iti ite kırdırma stratejisi var.

           Terörle mücadele eden devletler, hükümetler “İti ite kırdırma” taktiğini her zaman kullanır. Terör örgütleri içinde ikilik yaratmak, aralarındaki çatışmayı etkili hâle getirmek, birbirini suçlayan teröristlere alan açmak, teröristlerin itiraflarını kamuoyuna taşımak bu taktik içinde her zaman uygulanan yoldur. Bu hükümet terörle mücadele etmemiş olsa Meral Akşener her konuda haklı olurdu.

           Meral Akşener düzenlediğin bir basın toplantısında “Hükümet terörle mücadelede oldukça başarılı” demiştin… Bırak da terörle mücadelede başarılı olan hükümet iti ite kırdırma taktiğini de kullansın değil mi?

           Kandil’deki PKK elebaşı Mustafa Karasu geçtiğimiz hafta Türk devletinin PKK’ya yaşattığı hezimeti “Türkiye çok boyutlu bir saldırı yürüttü ve yürütüyor. Zaten açıkça söylüyorlar. ‘Tek bir kişi bırakmayacağız’ diye. Saldırılar çok ağırdı. Gerçekten de çok ağırdı” sözleriyle itiraf etmişti. Hal bu iken AK Parti hükümetini ve Cumhur İttifakı’nı saçma sapan değerlendirmelerle muhatap etmek sadece Meral Akşener’in zekâ düzeyini tartıştırır. Meral Akşener’in iki genel başkan yardımcısı teröristbaşı Öcalan’a özgürlük isteyenlerden olacak ama hangi ahmak metin yazarı bunları yazıyorsa Meral Akşener’e bu cümleleri kurduracak…

           “Kimi kandırırsak o kâr” diyorlar sanırım. Hem de Meral Akşener bu sözleri ne zaman kuruyor biliyor musunuz?

           İP milletvekillerinin TBMM’de Öcalan’a her fırsatta özgürlük isteyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile beraber toplantı düzenlemesinden beş gün sonra…

           Meral Akşener İstanbul’daki yerel seçim öncesi yayınlanan Apo’nun mektubu konusuna yine değinmiş. Ben 5 ay önce bu konuları siyasette kullanmaya çalışanlara “Hâlâ HD(P) KK ile ilişkisi, ittifakı, iş birliği olan kim varsa kendi ihanetinin üzerini örtmek için uzatılan mikrofonda, yazdığı gazetede, yorum yaptığı ekranlarda ‘Siz de Öcalan’ın mektubunu yayınladınız, kardeşi Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkardınız’ savunmasını yapıyorlar. Bu savunmayı yapan hangi gazeteciyi, siyasetçiyi, yorumcuyu görsem ‘acaba beyinsizliği en dibe mi çöktü?’ diye kendi kendime soruyorum. Çünkü bu cümle ile savunma yapan kim varsa HD(P)KK safından seslenen kişidir” diye seslenmiştim.

Meral Akşener bu konuda hâlâ ısrar ediyor.

           Apo’nun mektubu dönüp dolaşıp Kandil, HDP, terörist Demirtaş’a çıkmıyor mu? Bunlarla işbirliği içindeki Kemal-Meral ikilisi değil mi?

Teröristbaşı Öcalan mektubunda aynen şunu demedi mi?

           “Cumhur ve Millet İttifaklarının bu gerçekliğine karşılık HDP’de vücut bulan Demokratik İttifak anlayışı, güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır.”

Her iki ittifak tarafının da adını verdi değil mi?

Meral Akşener’in ittifak ortağı bu mektuba ne cevap verdi?

           HDP aynen şunu dedi: Sayın Öcalan’ın açıklaması ile HDP’nin şimdiye kadar yürüttüğü siyaset birbiri ile örtüşmektedir. HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir.

Meral Akşener ittifak ortağın HDP’nin bu sözlerine bir tepkin oldu mu?

Bir tepkin varsa bir cümle örnek verebilir misin?

           Daha sonra “serbest bırakılsın” dediğin, “evimde kahvaltı yapabilirim” dediğin yoldaşın terörist Demirtaş o mektup için “Öcalan’ın demokratikleşme ve barış için alacağı her türlü inisiyatifin yanında olacağımdan, başarısı için samimi çaba sarf edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.

Meral Akşener yoldaşın terörist Demirtaş’a bu sözlerinden dolayı bir tepkin oldu mu?

           İttifak ortağın HDP’nin kucağından hiç inmediği, sürekli talimat aldığı Kandil ise o mektubu “23 Haziran’daki İstanbul seçimlerinde AKP-MHP faşizmine önemli bir darbe vuruldu. 23 Haziran’daki tutumunu da Önder Apo’nun ortaya koyduğu bu ölçü belirlemiştir. Önder Apo’yla Hareketimiz, Önder Apo’yla halkımız arasında özel savaşçıların anlamadığı ve anlayamayacağı tarihsel, toplumsal, düşünsel ve duygusal bir bağ bulunmaktadır” sözleriyle değerlendirmişti. Kandil’in bu sözlerine bir tepkin olmuş muydu?

Apo’nun mektubunda her yol CHP’ye, İP’e, HDP’ye çıkıyor.

           Teröristbaşı Öcalan serbest bırakılırsa buna en çok iki genel başkan yardımcın, ittifak ortağın HDP, “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen kahvaltı yapmak istediğin terörist Demirtaş, İP milletvekillerinin beraber toplantı yaptığı ve her fırsatta Öcalan’a özgürlük isteyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Öcalan’a tecrit kaldırılsın” diyen ve Apo posterleri altında konuşmaları çıkan Beyoğlu Belediye Başkan adayı olarak desteklediğiniz Alper Taş, HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’ın “PKK ve Öcalan konusunda CHP ile aramızda hiçbir sorun yok” dediği Kemal Kılıçdaroğlu çok sevinir herhalde… Listeyi daha da uzatırız.

           Meral Akşener sen istersen HDP, Öcalan, PKK, Demirtaş, YPG gibi konularda artık hiç konuşma. Bu konular döner döner bumerang gibi seni vurur. Sus artık, kusturma bizi. Yeter…