Şunu artık bilmekte yarar var. Son bölümde rehavete kapılmış ve iki gol yemiş olsak da, kadromuzda yer alan ve Avrupa’da top koşturan genç ve tecrübeli futbolcular, bizi hem Avrupa Şampiyonası finallerinde, hem de dün başladığımız Dünya Kupası elemelerinde “Aslanlar” gibi temsil edecekler. Daha bunların arkası var, daha bunların ligimizden katılacak olanları var.

Gördük ki, son maçlarda sürekli yendiğimiz, ya da yenilmediğimiz Hollanda bu grupta bizim rakibimiz değil. Bakmayın skorun ikinci yarıda değiştiğine, attıkları gollere. Gevşemesek, geriye yaslanmasak, fark daha da artardı. Biraz “Kendimiz ettik, kendimiz bulduk” gibi bir şey oldu. Hem teknik, hem taktik, hem de futbolcu kalitesi olarak “Portakallardan” üstünüz. Üstelik hocamız da, meslektaşını tecrübe, bilgi-birikim anlamında gerilerde bırakır. Bizim gruptaki tek rakibimiz Norveç olur. Bu kadro onları da aşar diye düşünüyoruz. Bu da böyle biline.

Tartışmasız hem Avrupa Şampiyonası, hem de Dünya Kupası elemelerinde en büyük silahımız 3 golün sahibi Burak Yılmaz. Adam Hollanda’nın renklerini görünce değişiyor, leblebi gibi golleri atıyor. Yıllanmış şarap misali, yaş aldıkça hem oynuyor, hem de oynatıyor, takımı ayakta tutuyor. Helal olsun Burak sana. Zaten atan ve tutan iyi olsun gerisi gelir. Atan malum, tutanlar ise harika. İşte Uğurcan, işte Altay. Kalemiz 10 yıl emin ellerde.

Özel bölüm de Hakan Çalhanoğlu ve Ozan Tufan’a. Hakan, tam bir usta, tam bir olgunluk abidesi ve takımın maestrosu. Ve Ozan, sanırım Erol Bulut, futbolcusunu son haftalarda yedek beklettiği için utanmıştır, Şenol hocasından ders almıştır. Ozan, kalitesini bu maçta da gösterdi.

Dünkü maçı gördükten sonra maç öncesi açıklamalarda bulunan Şenol hocanın şu sözlerine biz de imzamızı atıyoruz;

“Yaptık, yine yapacağız…”