Bir Kuzey Avrupa ülkesi olan Hollanda Krallığı, 41.528 kilometrekare yüzölçümüne sahip, 17.4 milyon (2020) nüfuslu, anayasal monarşiye bağlı parlamenter sistemi ile yönetilen, Kuzey Denizi, Almanya ve Belçika ile çevrili bir ülke...

Kıyı kesimlerde okyanus iklimi, iç kesimlerde karasal iklim görülen ülkenin çoğu deniz seviyesinde veya deniz seviyenin 4-6 m altında, en yüksek olan yer denizden 353 metre yüksekte, ülkenin ortasından nehirler geçen, bizim Konya büyüklüğünde tarımsal alana sahip bir ülke…

Avrupa Birliği istatistik veri tabanına göre Hollanda’da toplam işlenen tarım alanı 2019 yılı rakamlarıyla 1.011.100 hektar. İhracat oranını 2019 yılına göre yaklaşık yüzde 5 arttıran Hollanda, ABD’nin ardından dünyanın en büyük ikinci tarım ihracatçısı unvanına sahip bir ülke. Peki, tarım arazisi bir milyon hektar olan, toprakları büyük oranda denizden kurtarılmış ve çok az güneş gören Hollanda bunu nasıl başarıyor?

Hollanda’da toplam işlenen tarım alanı, ülkemizin toplam ekilebilir tarım alanının yaklaşık yirmide biri kadar. Bizden 20 kat küçük alana sahip bir ülke, nasıl olur da bizim toplam ihracatımızın yaklaşık 5 katı fazla tarımsal ihracat yapmaktadır?

Herkes bu başarıyı ve Hollanda’yı konuşuyor. Bu başarı hikâyesinin ardında ne var? Bunun için rakamlara bakalım ve yorumlayalım. Bakalım rakamlar bize neler söyleyecek? Rakamlara bakarken diğer taraftan verileri çok iyi analiz etmek gerekiyor.

Hollanda 10 milyon dönüm-dekar (1000 metrekare) tarım alanında ne üretti de 2019 yılında 100 milyar doların üzerinde bir ihracat geçekleştirdi? Bu rakamın önemini anlamak için ülkemizin aynı yılda yaptığı toplam ihracat rakamına göz atalım. Ülkemiz 2019 yılında toplam 180 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bu ihracatta tarımın payı ise yaklaşık 18 milyar dolar. Ülkemizde toplam ihracatın %10’u, tarım sektöründen gelmektedir. Bu oran oldukça düşük bir düzeyde. Bizim için tarım adına daha yapılacak çok şey var! Neden mi? Nedeni Hollanda’nın tarım sektörünün ihracat içindeki payı %18’dir. Aynı yıl Hollanda’nın toplam ihracatı 576 milyar dolar. Özetle bizden yaklaşık 400 milyar dolar fazla ihracat yapıyor. Peki, söyler misiniz? Konya büyüklüğünde tarımsal alana sahip olan Hollanda neleri doğru yapıyor? Bu rakamları nasıl elde ediyor?

Tarımsal hasıla bakımından dünyada 7’nci ve Avrupa’da 1’inci sırada yer alan ülkemiz nerede yanlış yapıyor? Biyolojik çeşitlilik bakımından en az çeşitliliğe sahip bir Avrupa ülkesi konumundaki Hollanda, kıt kaynak ve zor koşullara rağmen güçlü bir tarım ekonomisine ve üretim kapasitesine nasıl ulaştı? Hollanda bu başarıyı nasıl yakaladı? Asıl soru veya sorular burada!...

Dünya Ticaret Merkezi (DTM) verilerine, gelin detaylı bir şekilde göz atalım. Toplam ihracatının %20’si hayvancılık sektöründen geliyor. Et satışlarından yaklaşık 10 milyar dolar geliyor. Süt ürünleri satışından 10 milyar dolar geliyor; toplam 20 milyar dolar. Bitkisel üretimde ise fide satışları ile kesme çiçek sektörü öne çıkıyor. Bu grupta 2019 yılında 10.6 milyar dolarlık ihracat hacmi yakalamış. Bu ürün gruplarını 8 milyar dolar ile sebze, 7 milyar dolar ile ise meyve grubu takip ediyor. Hollanda, tam bir vejekültür ülkesi!... İşte burası biraz önemli bir nokta ve burada büyük fotoğrafa bakmalıyız. Hollanda’nın ihraç ettiği meyveleri biraz detaylı incelediğimizde farklı bir ticari stratejiyi görüyoruz.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO), 2019 verilerine baktığımızda, Hollanda’da 1 dekar turunç bahçesi ve 1 dekar muz bahçesi görünmüyor, yok! Çok ilginç değil mi?

Ancak hikâyenin devamına baktığımızda 807 milyon dolar turunç, 685 milyon dolar muz ihraç etmişler. Ülkemize baktığımızda aynı yıl; 750 milyon dolar turunç, 26 bin dolar muz ihraç etmiş. Dikkat! Bunlar tropik ve subtropik bitkiler ve Hollanda’da yetişmiyor! FAO veri tabanı da bu tespiti doğruluyor. Peki, bu nasıl oluyor? Nasıl oluyor da bünyesinde bu ürünleri yetiştiremeyen bir ülke bizden daha fazla ihracat yapıyor. Bu noktada ithalatlarına da bakmak gerekiyor. Örneğin bizden aldığı ayvayı, reeksport yaparak 2 katına satıyor.

Kıymetli okurlarım, çiftçi dostlarım, kardeşlerim çarşamba günü devam edeceğim.

Yarın “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”, bu vesileyle nerede yaşarsa yaşasın ülkemizin tüm hanımefendilerine en iyi dileklerimi sunuyorum.

Her şeyin en güzeline layık olan Türk kadınının Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Aziz şehitlerimizin muhterem annelerine en derin hürmetlerimle ellerinden öpüyorum.

Şiddet ve cinayete kurban giden tüm kızlarımızı, kadınlarımızı rahmetle anıyorum.