Hizbullah 1979’da kurulan ve 2000’ler sonrası silahlı terör eylemlerini bitirmek zorunda kalan bir terör örgütü, PKK ise 1978 yılında kurulmuş ve halen terör eylemlerini özellikle Türkiye, İran, Suriye ve Irak üzerinde odaklanmış bir şekilde sürdüren bir terör örgütüdür.

Hizbullah, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı yazılı açıklama içinde belirttiği “57’inci Hükümet döneminde, 17 Ocak 2000 tarihinde Hizbullah’a yapılan seri ve kapsamlı operasyonlarda hunhar militanlar ve örgüt lideri etkisiz hale getirilmiştir. Beykoz vakası sonrası, Türkiye çapında icra edilen arama, kurtarma, baskın ve yakalama süreçlerinde 200’ün üzerinde mezar Hizbullah terör örgütünün hücre evlerinde tespit edilmiştir” şeklinde muhataplık yaşamış bir terör örgütüdür. Yani Hizbullah terör örgütü MHP’nin iktidar ortağı olduğu hükümetten öldürücü darbeyi almış bir terör örgütüdür. PKK ise şimdi yine MHP’nin ortağı olduğu Cumhur ittifakı tarafından tarihinde gördüğü en ağır, en öldürücü darbeleri yemektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz sonrası çok kararlı duruşuyla birlikte Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekâtı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekâtları yapılmış ve son 7 yılda 37 bine yakın terör örgütü mensubu öldürülmüştür. Kandil’in birçok sözde üst düzey yöneticisi imha edilmiştir. Bunun aksini iddia edecek var mı?

HÜDAPAR üzerinden MHP’ye akıl veren, parmak sallayan, ahkâm kesen embesiller topluluğu, MHP’nin terör örgütlerine karşı Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma noktasındaki misyonunu, mücadelesini göremiyor mu?

Aslında görüyorlar ve biliyorlar ama hem terör örgütlerinin kucağında yolculuklarını gizlemeye hem de cambaza bak oyunuyla kitleleri uyutmaya çalıştıkları için sadece kurnazlık yaptıklarını sanıyorlar.

Oysa herşey ortadadır. Terör faaliyetlerini 57. Hükümet dönemi aldığı ağır darbelerden sonra bitirmek durumunda kalan Hizbullah’ı hayalet gibi kullanıp, şu an Amerika’dan tonlarca silah alarak terör faaliyetlerini sürdüren PKK(YPG/PYD) ile olan kendi ilişkilerinin tartışılmasını gizlemeye çalışıyorlar.

“Biz PKK'yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. 1990'dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamadı” diyen PKK’lı Demirtaş ile "PKK bir terör örgütü değildir. Özellikle Sayın Bahçeli'nin bunu bilmesi gerekir" diyen PKK’lı Pervin Buldan ile Türkiye’yi yöneteceğini, onlarla birlikte PKK açılımı yapacaklarını söyleyenler “2012’den beri bu soruya onlarca defa cevap verdik. Bir daha cevaplayalım. Çok açık ve net ifadelerle söyleyeyim. Biz Hizbullah’ın devamı değiliz. Biz Hizbullah’ın mirasçısı değiliz. Biz Hizbullah’ın siyasi kanadı ve sözcüsü de değiliz. Bizimle Hizbullah arasında herhangi bir organik bağ yok” diyen HÜDAPAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun sözlerine rağmen ısrarla Hizbullah-HÜDAPAR birlikteliği üzerinden korku iklimi yaratarak, kendi kanlı okyanuslarını gizlediklerini sanıyorlar.

Hadi diyelim sizin pencerenizden bakarak HÜDAPAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu bu sözlerinde takiye yapıyor. Ama geldiği nokta her türlü terör örgütleriyle mücadele eden ve 57. Hükümet zamanı Hizbullah terör örgütünün liderlerini öldüren koalisyon ortağı MHP’nin de içinde olduğu Cumhur ittifakının Cumhurbaşkanı adayı Sayın Erdoğan’ı desteklemektir. 2018 yılındaki seçimlerde de bu desteğini vermişti. Ama o zaman bugün yaptıkları gibi gündem tartışması yapmamışlardı.

HÜDAPAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun "Kandil'deki savaş baronlarını ve Pensilvanya'daki memleket düşmanlarını rahatsız ettiğimizden dolayı gururluyuz" sözüne MHP imza atar. Ama HÜDAPAR Genel Merkezi, MHP Genel Merkezi’nin hemen aşağısında ve aynı cadde üzerinde bulunmasına rağmen MHP’nin HÜDAPAR’a bir gün olsun “Merhabası” bile olmamıştır.

Fakat HÜDAPAR üzerinden yaklaşık bir aydır MHP ve Cumhur ittifakını suçlayarak maskeli balo oynayan CHP, İP, Deva, Gelecek, Saadet, Demokrat gibi partilerin tamamı HÜDAPAR ile yanyana gelmiştir. Yanyana gelişleri ne kendi içlerinde ne de birbirlerine karşı dert olmuştu.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal bir televizyon kanalında bunların ikiyüzlülüğünü ne güzel anlattı: "HÜDA PAR yasal bir parti mi? Yasal bir parti. Hakkında kapatma davası açılmış mı? Açılmamış. Sanki çok büyük bir ayıpmış gibi, savunmak bana düşmez ama ‘AK Parti’yle nasıl seçime girermiş de, listelerden nasıl girermiş’ dedi… O zaman ben beyefendiye hatırlatmak isterim; 24 Mart 2021… Siz de hatırlıyorsunuz ben de hatırlıyorum. HÜDAPAR’ı Genel Merkezinizde ağırladınız, İyi Parti’de, Meral Akşener hanımefendi… Diyeceksiniz ki ‘HÜDA PAR gelmek istemiş olabilir…’ Ama siz de iade-i ziyarete gittiniz. O da yetmedi Sayın Davutoğlu gitti. O yetmedi, Temel Karamollaoğlu beyefendi gitti. O yetmedi Babacan gitti… Afedersiniz, HÜDA PAR bu kadar itilecek-kakılacak bir parti ise niye sıraya dizildiniz?”

Bu soruya elbette cevap veremiyorlar.

Dünyanın en kanlı ve emperyalist ülkelerinin tamamının desteğini alan bir terör örgütü olan PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile her seçim dönemi ittifak ve işbirliği yapan Meral Akşener Biliyorsunuz; Bekâmızın, sözüm ona, yılmaz savunucusu olan, Cumhur İttifakı’na, yeni üyeler katılıyor…. Ne diyelim, hayırlı uğurlu olsun. Allah tamamına erdirsin… Bu yeni birliktelikler sonrasında, Sayın Erdoğan ve Genişletilmiş Cumhur İttifakı’nın, seçim beyannamesine de, artık, bazı yeni başlıkların, dahil olduğunu düşünebiliriz” diyerek HÜDAPAR’ı kötülemiş ve onun üzerinden aklınca Cumhur İttifakına sataşmış…

Meral Akşener HÜDAPAR üzerinden Cumhur ittifakına bu sözleri kullandıktan kısa bir süre sonra 6’lı masanın altında gizlenen HD(P)KK ortaya çıkarak Meral Akşener ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini kamuoyuna duyurmuştur.

Meral Akşener “HDP Kürtlerin siyasal temsilcisidir”, “HDP’yi terör örgütü PKK’nın yanında konumlandırıyoruz” arasında gel-git oynuyordu. Kararını yine verdi ve bir kez daha HDP ile ittifak ortağı oldu. Kendi haline bakmadan HÜDAPAR üzerinden hala laga luga yapıyor.

Meral Akşener, 2021 yılında HÜDAPAR Genel Başkanı İshak Sağlam'la İP Genel Merkezi’nde bir görüşme gerçekleştirmiştin. HÜDAPAR-Hizbullah ilişkisini o görüşmede sorguladın mı ve HÜDAPAR’ın siyasi düşüncelerini orada eleştirdin mi? Yoksa “Sık sık görüşelim” diye mi o gün sözleştiniz?

Sözünüzde durdunuz ki, İP Genel Başkan Yardımcısı Şenol Sunat ile İP yöneticisi Mehmet Arslan’ı HÜDAPAR’ı ziyarete göndermiştin. Daha sonra İP Genel Başkan Yardımcısı Salim Ensarioğlu’nun da sık sık HÜDAPAR ile görüştüğü ortaya çıkmıştı. İP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dikbayır da “Erbakan’ı Anma Toplantısında” HÜDAPAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu ile yanyana oturuyor, onu kürsüye çıkarken ve konuşması esnasında alkışlıyordu. HÜDAPAR o günlerde gözünüze çok hoş görünürken, şimdi HDP’nin düşmanı HÜDAPAR niçin size düşman görünüyor? HD(P)KK ile ittifak ortağı olmanız mı buna sebep?

6’lı masanın tamamı HÜDAPAR konusunda ikiyüzlülük yapmaktadır. 1 aydır HÜDAPAR üzerinden yaptıkları yaygara sadece Kandil-HDP-PKK-YPG ilişkilerinin tartışılmasını azaltmaktır.

Hiçbir Türk milliyetçisi, Ülkücü bunların “Cambaza bak” oyunlarına kanmamalıdır. MHP’nin ve Cumhur ittifakının olduğu yerde Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik bir tehlike olmaz. HÜDAPAR’ın Kandil ve Pensilvanya düşmanlığı Türkiye Cumhuriyeti’nin sigortası haline gelen Cumhur ittifakına katkı sunabilir. HÜDAPAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun "Kandil'deki savaş baronlarını ve Pensilvanya'daki memleket düşmanlarını rahatsız ettiğimizden dolayı gururluyuz" sözü bu açıdan değerlidir. 6+HDP masası da zaten Kandil ve Pensilvanya’nın rahatsızlığını kendi rahatsızlığı olarak görmektedir.

Terör örgütü Hizbullah’ın elebaşları MHP’nin hükümet ortağı olduğu 57. Hükümet dönemi etkisiz hale getirildiyse, terör örgütü o zaman çökertildiyse, siz MHP’yi hangi sınava tabi tutmaya çalışıyorsunuz?

Terör örgütü PKK ile Türkiye’yi yönetme hayali kuranlar hem ahmak hem hainsiniz!