Müzikte karar sesi, eserin tonunu belirleyen notanın adıdır.

Daha da kısası, şarkının ya da türkünün bitiş sesidir.

Buna bir açıdan huzur sesi de denir.

Dünya epeydir huzur sesini kaybetti.

O yüzden dünyanın birlikte söylediği şarkı yok.

Şarkı diye kulakları tırmalayan anlamsız gürültüler var.

Epeydir, dünyaya örnek olacak bir model yok, ideoloji yok.

Silah tüccarları var, laboratuvarlar var, borsalar var, petrol şeyhleri var, reality şovlar var, ezoterik tarikatlar var ama huzur yok.

Yuval Noah Harari, “21. Yüzyıl İçin 21 Ders” başlıklı kitabında, “dünya günümüzde anlatı yeteneğini kaybetti” derken, bu boşluğu çarpıcı cümlelerle anlatıyor.

Yazdığı kitaplarla dikkat çeken ve bir ara ülkemize gelerek televizyon söyleşileri de yapan tarihçi ve düşünce adamı Harari, aynı adlı kitabında şöyle diyor:

1938’de insanların tercih edebileceği üç küresel anlatı mevcuttu, 1968’de sadece iki, 1998’deyse tek bir anlatı hüküm sürüyor gibiydi. 2018’e gelindiğindeyse elimiz boş kaldı. Dünyaya hâkim liberal seçkinlerin geçtiğimiz yıllarda sarsılmış ve afallamış olmasına şaşmamalı. Tek bir anlatı kadar güven verici bir durum yoktur. Her şey tamamen ortadadır. Birdenbire anlatıdan yoksun kalmak dehşet vericidir. İnsan zihni gerçekliği değerlendirmekten aciz kalınca felaket senaryolarına sarılır…

Harari’nin bahsettiği anlatılar komünizm, faşizm ve liberalizmdir. Bütün bu izmleri ortaya çıkaran ve sonra fersude haline getiren de dünyanın güç zehirlenmesi hastalığına yakalanmış patronlarıdır.

Komünist anlatının patronu Rusya idi, faşist anlatının patronu Almanya, liberal anlatının hâkim devleti Amerika idi.

Artık liberalizm yok, çünkü Amerika patron niteliğinden uzak.

MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili değerli siyasetçi Erkan Akçay’ın önerisiyle okuduğum Alev Alatlı’nın yeni kitabı “Nasihatname I-II” de bu konuda ilginç notlar var. Meğer nicedir, Amerikalılar bir zamanlar ti’ye aldıkları “Tea Party-Çay Partisi” gibi hareketlerin tesir sahasına girmişler. Meğer Trump, dış tehdit sebebiyle içe kapanan bir zihniyetin öfkeli ve kararlı siyasal figürüymüş.

Velhasıl dünyayı cazibesiyle etkisi altına alacak bir anlatı kalmamış durumda. Çünkü her anlatı en güçlü olduğu yerden darbeyi yemiştir: Azametinden!!!

İnsanlığa ortak olmak çabası yerine, bütün kaynakları kasasına taşımak açgözlülüğü her üç anlatıyı da tarihe gömmüştür. Dünyaya model olmak demek, dünyanın diline bir şarkı tutturacak kadar romantik bir tılsıma sahip olmak demektir. Her milletin kendi şarkısını ve kendi huzur sesini bulacağı bir hürriyet ortamına katkı yapmak herkes için, patronlar için de huzur sebebidir.

Her üç anlatı da huzur sesinin düşmanı kesilmiştir.

Salgın bahane, problem derinde.

Salgın dünyayı bir enfeksiyon mekânına dönüştürürken kimimiz alışkanlıklarımıza uygun şekilde oyuna odaklanmakta kimimiz de bundan sonra ne olacak? Sorusunu yanıtlamaya çalışmaktayız.

Bugün bütün dünya eski halin özlemi içindedir.

Ve bir karar sesinin özlemi içinde.

O ses bulunduğunda şarkı tamam olacaktır.

Bir şarkımız olacaktır.

Birlikte söyleyeceğimiz bir şarkı.