12 vatan evladını şehit verdiğimiz hain saldırı Irak’ın kuzeyinde gerçekleşti. Doğal olarak bunun sorumlusu terör örgütü PKK’yı sınırları içinde barındıran Irak merkezi hükümeti ve Irak’ın kuzeyini kontrol altında tutan Barzani yönetimidir. Bunun hesabını öncelikle bunlar vermelidir. Türkiye, sadece kendisinin Irak’ta terörle mücadele etmesiyle yetinmemeli, Irak merkezi hükümetine ve Barzani’ye yapacağı baskıyla ya PKK’yı Irak’tan silip atmaya sorumluluk vermeli ya da Barzani yönetimi ABD korkusu ve baskısından buna yanaşmıyorlarsa bunun bedeli onlara ödettirilmelidir. Türk devleti hiç vakit kaybetmeden bunlar üzerinde her türlü baskısını oluşturmalıdır.

Belli ki, vaat edilmiş topraklarına kavuşmak için “Özgür Kürdistan” naraları atan ABD/İsrail merkezli Siyonizm, maşa olarak kullandığı PKK/YPG aracılığıyla Türkiye üzerinde terör eylemlerini artıracak görünmektedir. 12 şehit verdiğimiz saldırı bunun işaretidir.

Türkiye, ABD ve İsrail’in Irak/Suriye üzerinde bulunan PKK/YPG ile birlikte yaptığı planları hep terörle mücadelesiyle bozduğu için, Türkiye’nin terör saldırılarına muhatap olması şaşırtıcı olmayacaktır.

Türkiye, 2016 yılından itibaren sürekli Suriye ve Irak üzerinde terör örgütlerine operasyon yapmaktadır. Bu operasyonlarda şehitlerimiz, gazilerimiz olduğu gibi, terör örgütü PKK’ya çok ağır darbeler vurulmuştur. Biz terör örgütü PKK/YPG ile değil aslında açıktan ABD ile mücadele etmekteyiz. Çünkü terör örgütü PKK’nın silahlarını veren bizzat Amerika’dır. Zaten bunun gizlisi-saklısı yoktur. Tonlarca silahı dünyanın gözü önünde terör örgütü PKK/YPG’ye elleriyle teslim etmiştir.

ABD’nin terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye tonlarca silah vermesi yanında, YPG ile birlikte tatbikat yapması, Suriye'deki El-Tanf Üssü'nde İHA kullanımı ve helikopter pilotluğu eğitimi vermesi de zaten Suriye’deki terör örgütü PKK’yı ordulaştırma sürecinin işlevidir.

ABD ve İsrail’in hedefi bellidir. Irak ve Suriye üzerinde sözde Kürdistan parçacığı oluşturmak, sonra da aynısını Türkiye ve İran üzerinde denemektir. Terör örgütü PKK bunun için kurulmuş ve Türkiye, Irak, Suriye ve İran üzerinde görev dağılımı yapmıştır.

Türk askeri, PKK’lı teröristlerin elinde bulunan ABD silahlarıyla şehit olmaktadır. 12 askerimizin şehit olduğu saldırıda da görüş mesafesi bile kapalı olan karlı dağlara teröristlerin nasıl geldiği/getirildiği sorgulanmalıdır.

ABD ve İsrail ikilisi Gazze’de vahşeti organize ederken, Türkiye’yi de terör saldırılarıyla meşgul etme peşindedir. Terör örgütü PKK kendi yağıyla kavrulan değil, bizzat ABD’nin yağıyla kavrulan bir maşadır.

Türkiye, asla Irak ve Suriye üzerindeki terörle mücadelesinden vazgeçmemelidir. Çünkü Türkiye sınırında bunların yerleşik düzene geçmesi demek terör saldırılarını daha çok yaşamak demektir.

Mesele sadece dışarıdaki düşman değil ki!

Türkiye’de “PYD-YPG sınırımızda devlet kursun” diyenin Atatürk’ün miras bıraktığı CHP olması aynı zamanda ABD’nin içimizde de yer tuttuğunu göstermektedir. Dede Korkut “Kahpe içerden olunca, kapı kilit tutmaz oğul.” derken işte bu manzaraları tarif ediyordu. Türkiye içinde bulunduğu zorluğu görüyorsunuz değil mi? İçerideki hainle mi yoksa dışarıdaki düşmanla mücadele etsin?

TBMM’deki partiler terör saldırısını kınayan bildiri yayınlıyor ama PKK’nın siyasi uzantısı DEM’in kuyruğu olmuş CHP mabadından bahane uydurarak bu bildiriye imza atmadı.

CHP'nin Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın bu konudaki yorumu da "Ne CHP ne DEM (HEDEP) ne de bir başka parti bu hassas konuda iradesini ortaklaştırmak zorunda değil" şeklinde olmuştur. Şu rezilliğe bakar mısınız?

CHP'nin Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır bu cümleleri kurduğu saatlerde de can dostları DEM Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan Diyarbakır’daki örgüt kongresinde öldürülen teröristlerin isimlerini tek tek sayarak, "Biz onların sesi soluğu olmaya devam edeceğiz" ifadelerini alçakça kullandı. İradesi PKK’nın siyasi uzantısıyla bir olmuş CHP, bu masallarını gitsin de duyu organları olmayanlara anlatsın. İhanetiniz her cepheden alenen gözüküyor. 12 şehidimizin olduğu gün bile utanmadan PKK’nın siyasi uzantılarıyla iş tutuyorlar. Şehidimizin cenaze töreninin hemen ardından koştura koştura DEM’i ziyarete giden, DEM Eşbaşkanları yanında el pençe duran Özgür Özel’in CHP’sinden ne beklenir ki? Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye sabitlediği ihanet yolundan ilerliyor.

Türk devleti kendi cephesinde, Irak ve Suriye cephesinde terör örgütlerine karşı mücadele ederken, Türkiye’deki ihanet cephesi ise Türk devletine ayak bağı olmaya devam ediyor. Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon tezkeresine HDP ile karşı çıkanda bunlardı!

Türkiye’nin mücadele yükü ağır ama büyük Türk devleti bu mücadelenin de hakkını verecektir.

Türkiye ve bölgemiz üzerinde hedefi olan kanlı ABD/İsrail ikilisi boş durmayacaktır. İsrail'i Suriye üzerinden Irak'a bağlayan adına “Davut Koridoru” dedikleri bir koridor kurmaya çalışan ABD/İsrail, PKK/YPG üzerinden plan üstüne plan yapmaktadır. Bir taraftan KKTC’ni hedef gösteren, diğer taraftan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile anlaşarak deniz koridoru açmaya çalışan İsrail adım adım da bu planların parçasını döşüyor.

Türkiye bu planları gördüğü için her cephede mücadele veriyor. Yarın vaat edilmiş topraklar içinde yem olmak istemiyorsak, Türk milleti olarak topyekûn uyanık ve şuurlu olmalıyız.