Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Gündem İçişleri Bakanı Soylu'dan Ekrem İmamoğlu açıklaması: Yargı hukuku açısından doğru bir karar

İçişleri Bakanı Soylu'dan Ekrem İmamoğlu açıklaması: Yargı hukuku açısından doğru bir karar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili verilen mahkeme kararı hakkında açıklamada bulundu. Bakan Soylu "Seçim kurulu bu kararı vermiş ve siz onlara ahmak diyorsunuz. Siz yargının önemli kurumlarını eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz. Yargı için bu karar pozitif hukuk açısından doğru bir karar. Siz bir mahkeme görülürken etrafının miting alanı gibi doldurulduğunu resimlerle süslendiğinizi gözdünüz mü?" dedi.

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
İçişleri Bakanı Soylu'dan Ekrem İmamoğlu açıklaması: Yargı hukuku açısından doğru bir karar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir canlı yayın programında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bakan Soylu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili verilen mahkeme kararı hakkında da açıklamada bulundu. Bakan Soylu "Seçim kurulu bu kararı vermiş ve siz onlara ahmak diyorsunuz. Siz yargının önemli kurumlarını eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz. Yargı için bu karar pozitif hukuk açısından doğru bir karar. Siz bir mahkeme görülürken etrafının miting alanı gibi doldurulduğunu resimlerle süslendiğinizi gözdünüz mü?" dedi.

KATAR'DA BULUNAN TÜRK POLİSLERİ

Bizim Türkiye'deki maçlarda da görev olan arkadaşlarımızdan Katar'a gönderdik. Burada çok başarılı bir görev yaptılar. Zor maçlardan alınlarının akıyla çıktılar. Birçok ülkenin polisiyle bu görevi yapmak kolay değildi.

Çok mutluyuz hem turnuvanın güvenliği Türkiye'ye geldi hem de başarılı olduk. Arkadaşlarımız şu an peyder pey dönüyorlar. İyi bir koordinasyon sağladık mutluyuz.

İMAMOĞLU'NUN MAHKEME KARARI

Davayla ilgili şunu söylemeliyim, İmamoğlu seçildikten sonra Avrupa'ya Türkiye'yi şikayete gitti. Ben de Türkiye'nin Avrupa'da şikayet edilmesinin doğru olmadığını söyledim. Ben şunu diyorum hangi siyasi parti olursa olsun dünyaya gittiği zaman Türkiye'yi şikayet etmemeli. Bu meseleleri kendi içimizde halletmeliyiz. Türkiye'yi Avrupa'da demokrasi ile hukuk ile şikayet ederek suçlayıcı bir dil kullanılıyor. Ben de konuşmamın birinde, 'Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet eden ahmak.' dedim. Bunun ardından bana kendisi daha sonra cevap veriyor. Benim sözüm kafasında kalmış olmalı ki daha sonra, 'Asıl seçimi iptal edenler ahmaktır.' dedi. Ben İçişleri Bakanı'yım seçimi ben iptal etmedim ki. 91 seçimlerinden seçim kurulu üyesiydim. Seçim kurullarının işleyişini bilirim. Bir hukukçu değilim ama onlar kadar bilirim çünkü siyasetçiyim. Seçim iptal etme şikayetle Yüksek Seçim kurulu tarafından yapılır.

"ELEŞTİREBİLİRSİNİZ AMA HAKARET EDEMEZSİNİZ"

Seçim kurulu bu kararı vermiş ve siz onlara ahmak diyorsunuz. Siz yargının önemli kurumlarını eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz. Genel itibarı ile dava açıldı, bir kamu davası. Davanın ardından onlar 'Bu sözü biz Süleyman Soylu'ya hitaben söyledik.' denildi.

Eğer ben söylediysem, 13 Mayıs 2022'de bana hakaret davası açılıyor. Neden yargılamanın gidişatını değiştirmek için. Ben o davanın tarafı değilim, şikayetçisi bile değilim. İptal için bir müracaatçı bile değildim.

SÜREÇ İÇİNDE NELER YAŞANDI?

Ben daha sonra bana hakaretten bir dava açtım kendisine. olay 4 Kasım 2019'da meydana geliyor ama karşı taraf bana hakaret davasını 13 mayıs 2022'de açıyorlar. Onlar benimle ilgili olsa da olmasa da tüm her şeyin benimle ilgili olduğunu söylüyorlar. Böyle bir mitleri var. Yargı için bu karar pozitif hukuk açısından doğru bir karar.

Dikkat edilmesi gereken böyle bir mahkeme görülüyor ve bu suçun kanunen karşılığı var. Kanundaki kural kişiye özgü değiştirilmiş bir kural değil. Anayasa çok açık bir biçimde yargıya müdahale edilemeyeceğinin altını çiziyor. Bu benim içinde geçerli, Adalet Bakanı işçinde geçerli. Baskı unsuru olarak kullanılamaz. Siz bir mahkeme görülürken mahkeme etrafının miting alanı gibi doldurulduğunu resimlerle süslendiğinizi gözdünüz mü?

"SİZ MAHKEMENİN HAKİMLERİNİ, SAVCILARINI AŞAĞILAYAMAZSINIZ"

Şimdi resmen bu mahkemenin başından beri hukuk ihlal edilmektedir. Bir çok mahkeme kararı eleştirilebilir, biz de eleştiriyoruz ancak hakaret edemezsiniz. Siyaseten bu doğru mu? Yanlıştır. 'Ben işime gelince böyle yaparım, işime gelmeyince yapmam' demek hukuka hakarettir. Siz mahkemenin hakimlerini savcılarını aşağılayamazsınız. Mahkemenin etrafına bu zamana kadar kim baskı kurdu, kurabildi.

"TERÖRİSTLERİN YÜZDE 34'Ü DAĞA HDP BİNASINDAN ÇIKIYOR"

Savcı talep etmiş, hakim yargılama yapmış tartışılan bu olabilir mi, olamaz mı? Siyasi sonuçlarla ilgilenen yargı bu ülkede nereye gidebilir? HDP kapatılsın mı tartışmasında da, dağa giden ve teslim olan teröristlerin yüzde 34'u HDP binasından dağa kaçtığını söylüyor. İşlerine gelince hukuk devleti işlerine gelmedi mi hukuk devleti değil. İspanya'da siyasi parti kapatıldı aynı tartışmalar orada yaşanmadı.

Ben bu davanın izleyicisiyim. Türkiye'de bilirkişi meselesi sıkıntılı bir durumdur. Benim alanım değil ama Türkiye'de bilirkişi meselesinin ele alınması gerekmektedir. Kimse savcıyla konuştuk diyerek bilgi alma kabiliyetine sahip değil.

"KOVUŞTURMAYA TABİİ TUTULURSA GÖREVDEN ALINIR"

Şimdi, bir düzeltme yapalım. Mahkeme bir bilirkişi atamadı, özel mütalaa olarak verildi. Bilirkişi yok. Ama genelde böyle mütalaalar alınır.

Bizim anayasamızda, İçişleri Bakanına yetki veriyor. Eğer bir kişi görev suçu dolayısıyla kovuşturmaya tabii tutuluyorsa, İçişleri, görevden alma hakkına sahiptir. Kanunun bunu ikiye ayırmış; bir terör, iki görevden kaynaklanan sebep.

Örneğin ihaleye fesat karıştırma gibi bir soruşturma ve kovuşturman çerçevesinde burada İçişleri Bakanı yetkili oluyor. Tüm bunların tamamın kamu hakkını korumak için verilmiş yetkidir. ikinci olarak eğer bir teröre karışma durumu varsa mahkeme soruşturmayı açtığı andan itibaren Bakanlık, kayyum atama yetkisine sahiptir.

Burada bu dava ile ilgili terörle ilgili herhangi bir süreç söz konusu değil, kayyum atanmaz. Görevden almada hukuk açısından değerlendirilebilir. Ancak benim görevden alma yetkim yok, bu konuda kanun böyle söylüyor. Başka bir suç işleseydi de benim görevden alma yetkim yok. İstinaf onaylarsa yargı onayladıktan da sonra bir süreç daha var. Orada benim görevden alma hakkım yok anca görevinden düşürebilirim. Ancak bu da Danıştay'ın kararı geldikten sonra olabilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Messi ve Ronaldo rekabetinde son nokta

Messi ve Ronaldo rekabetinde son nokta