Duaların reddolunmayacağı iftar sofralarında okumak için pek çok kişi, Peygamber Efendimiz’in iftar duasının Türkçe Arapça okunuşunu ve iftar duasının anlamını araştırıyor. Mübarek Ramazan ayının feyzi, bereketi ve rahmetinden faydalanılması umuduyla haberimizde Peygamber Efendimiz’in iftar duasının Türkçe Arapça okunuşu ve anlamını bir araya getirdik…

PEYGAMBER EFENDİMİZİN HAZRETİ MUHAMMED'İN İFTAR DUASI

Hazreti Muhammed (sav) iftarını açarken şu duayı okurdu;

-“Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü.”

TÜRKÇE MANASI : (Ey Allah’ım, Senin rızan için oruç tuttum ve Senin rızkınla orucumu açıyorum.)

Peygamberimizin orucunu açtıktan sonra da şöyle derdi; “Susuzluk gitti, damarlar ısındı, inşallah Tealaya sevap kesinleşti.”

İslam alimlerinden Abdullah ibni Ömer Radiyallâhu ise iftar vakti şöyle dua ederdi: “Allah’ım, bütün kâinatı kaplayan rahmetinin hakkı için beni affet, günahlarımı bağışla.”

 İFTAR DUASI

"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkıke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirlî mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

ANLAMI:

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

SAHUR DUASI

"Allahümme inni es'elüke bi rahmetikellti vesiat külle şey'in en tağfirali"

PEYGAMBERİMİZİN SAHUR DUASI

Peygamber Efendimiz (sav) sahurda şu duayı okurmuş: "Ey bu gecenin ve biraz sonra olacak sahurun Rabbi olan Allah'ımız.. Bizi iftarlara ulaştırırken günahlarımızdan arınmış olarak orucumuzu açmayı nasip eyle Amin."

İFTAR SOFRALARI İSRAF SOFRALARI OLMASIN

Kur'an-ı Kerim'in bizim için çizdiği sınırları kaldırmaya çalışarak nefsimize karşı israf ettiğimizi Allahu Teala şu ayetiyle bildiriyor;

“De ki; Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Zümer Suresi 53)

İsrafın anlamını maddi kavramlarla sınırlı tutmak manevi duygularımızı saf dışı bırakmaya sebep oluyor. Ayette belirtilen “haddi aşmak" ifadesi yapılan eylemlerle isyankârlığa sürüklenen kişinin kendine zulmetmesi olarak vurgulanıyor.

İslam Ansiklopedisi 'İsraf' başlığında, diğer anlamı ile tevhid inancından sapmak ve Müslümanlara karşı alaycı ve kibirli davranmak olarak geçiyor.
İsraf, bazı ayetlerde helal sayılan nimetlerin haram kılınması bir kısım ayetlerde ise kişinin kendi sorumluluğu altındaki mal ve imkânları gereksiz yere kullanması olarak niteleniyor.

“İsraf eden şeytanın kardeşi olmuştur"

Ramazan, yeme içme alışkanlığımızı değiştirmeden manevi dünyamızı geliştirmeyi hedeflediğimiz bir aydır. Ancak Ramazan ayında yaptığımız israf iki katına çıkıyor. İsrafın adı cömertlik ve ikramla takas edilir hale geliyor.
Ramazan ayını iftardan ve sahurdan ibaret gördüğümüzde Ramazan'ı israf etmiş oluyoruz. Hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim'de israf şu ayetlerle belirtilmektedir;
"O, çardaklı-çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve narı (her biri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını (öşürünü) verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez." (En'am Suresi 141)

“Yiyiniz içiniz; fakat israf etmeyiniz! Çünkü Allah israf edenleri sevmez." (Araf Suresi 31)
"Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma, çünkü saçıp savuranlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı nankördür." (İsra Suresi, 26-27)
Ayetinde olduğu gibi israf eden insan şeytanla birlik olur. Şeytan, Allah'ın israfı ve israf edenleri sevmediğini bildiği için insanı zayıf anında yakalar, ferdiyet duygusundan hareket ederek gösterişi insanın hakkıymış gibi sunar. Ferdiyet duygusu; dünyada ve ülkemizde savaş mağdurlarının yankılanan çığlıkları gün geçtikçe artarken, sofralarımızda misafir ettiğimiz kişilerin yakınlarımızdan ibaret kalmasına sebep olur.

Peygamber Efendimiz'in “Canının çektiği ve arzu ettiğin her şeyi yemen, şüphesiz israftır! (İbn-i Mâce, Et'ime, 51)" hadisinde bahsettiği günümüzde ulaşılabilirliğin yüksek safhada olması, eşyaya olan sahiplik hissini de beraberinde getiriyor. Sahiplik hissi hayatımızın her alanında daha fazla israfa yol açıyor. Zekât, fitre ve sadaka Ramazan ayında bu benlik duygusunu yatıştırmak için bir araç olarak görmeliyiz.

Editör: Haber Merkezi