Tarihin gördüğü en büyük, en alçak, en şerefsiz iftira ile karşı karşıyayız. MHP Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli, grup toplantısında Biden denilen iftiracıya hem çok anlamlı bir cevap, hem de tamamen tarihi gerçeklere dayalı olarak kapsamlı bir ders verdi.

KANLI DEFTERLERİ DÜRÜLECEK

Terörle mücadelede gelinen aşamanın değerlendirmesi grup konuşmasının ilk başlığını oluşturdu: “Terör örgütleriyle görülecek acıklı bir hesabımız vardır. PKK/YPG cinayet ve ihanet kuklasıdır, kuklacılar ise perdenin arkasında saf saf toplanan karanlık ve kahrolası emperyalist kumpasçılardır. Pençe-Şimşek ve Pençe Yıldırım Operasyonlarıyla hainler korkuya kapılmışlar, kaçacak ve saklanacak delik aramışlardır. Ancak korkunun ve kaçmanın ecele faydası yoktur. Ara-bul-yok et parolasıyla hainlerin kanlı defteri Allah’ın izniyle dürülecektir. Bu canilerin kökü kuruyasıya kadar mücadeleden dönüş yoktur.

RUMLARIN ÜCRETLİ AJANI

Kıbrıs bir dönüm noktasındadır ve Sayın Bahçeli de bu konuya özel bir bölüm ayırdı: “Kıbrıs’ta bağımsız, eşit, egemen iki devletli çözümden başka bir yol kalmamıştır. Adil, adaletli, hakkaniyetli, kalıcı ve eşitlik ilkesine dayalı bir çözüm isteniyorsa yegâne çare budur. KKTC’nin bir önceki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Cenevre sürecini baltalamak için devreye girmesi, ayıplı bir üslupla mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ı hayâsızca eleştirmesi bize göre uyuyan komünist hücrelerin tekrar harekete geçtiğinin işaretidir. Rum’un tasmasını başına geçiren vatansızların tahrik ve tertiplerine aldanacak yoktur. Kıbrıs Türk’tür, Kıbrıs şehadettir, Kıbrıs mücahittir, Kıbrıs bekadır. Aksini iddia edenler Rumların ve sömürgeci odakların ücretli ajanlarıdır.”

KANLI TARİHİNİZLE YÜZLEŞİN

“Tarihimizi sorgulatmayız, milletimizi yargılatmayız, milli şerefimizi sonu ölüm bile olsa tartışmaya açtırmayız.” Bu cümle aslında Biden’a verilecek cevabın özü ve özetidir. Ayrıntılarda daha çarpıcı değerlendirmeler var: “Biden’ın, 24 Nisan 2021 tarihli yazılı açıklaması tarihe kara bir leke gibi düşmüş, Türkiye-ABD arasındaki diyalog köprülerini dinamitlemiştir. Türk milletine sözde soykırım gölgesi düşürmek, mazisi toplu cinayetlerle, katliamlarla ve neden olduğu insani felaketlerle dolu bir ülkenin harcı değildir, haddi değildir, hakkı değildir. Soykırım çetelesi tutanlar gerçekten medenilerse, kendi bastıkları zalim ayak izlerine, kendi kazdıkları kan ve dehşet çukurlarına dikkatle bakmaları, eğer yürekleri yetiyorsa bununla ilgili nedamet göstermeleri samimi tavsiyemdir. Biden iftira kampanyasına kurşun askerlik yapmakla kalmamış, bir de Konstantinopolis ibaresini kullanmıştır. Bizim İstanbul’umuz vardır ve dünyanın en büyük Türk kentidir. Bay Başkan, Beyaz Saray’da Cumhur İttifakı’nı nasıl yıkarım, zillet ittifakını nasıl kollarım, Türk tarihini nasıl karalarım diye hesap yapmayı bırak ve şunu aklından çıkarma ki, Türk milletine sözde soykırım iftirası atacak en son ülke bile siz değilsiniz. Kısacık melez tarihinizde nice rezaletlere imza atan ülke olduğunuzu hatırlayarak, gerçeklerle yüzleşmeniz bizatihi sizi onurlandıracaktır”

TOPLU TÜRK MEZARLARINI KİM İZAH EDECEK?

Bizim tarihiniz şan ve şeref tarihidir. Biden, Sayın Bahçeli’nin bütün Türk milletinin ortak kanaati olan şu sözlerini iyi dinlemeli ve işin doğrusunu öğrenmelidir: “ABD Başkanı, sözde soykırım suçlamasıyla müttefiklik hukukuna onarımı uzun yıllar alacak ağır bir hasar vermiştir. 24 Nisan tarihi bizim için 23 Nisan’ın bir gün sonrasıdır ve sıradan bir gündür. Ne biliyorlarsa açıklasınlar. 27 Mayıs 1915 tarihinde karar altına alınıp 1 Haziran 1915’te uygulamaya koyulan Sevk ve İskân Kanunu’yla her zaman gurur duyacağız. Adana’dan Maraş’a, Antep’ten Erzurum’a, Muş’tan Van’a kadar pek çok vatan köşesinde acıklı anıları nesilden nesile anlatılan Ermeni katliamları unutulmuş değildir. Anadolu’daki toplu Türk mezarlarının izahını kim, nasıl yapacaktır? ASALA terör örgütünün şehit ettiği diplomatlarımızın ve vatandaşlarımızın hesabını kimler verecektir? Hepimiz Ermeni’yiz diyenlere açık açık sesleniyorum, sizin ne olduğunuz değil bizim sizi nasıl gördüğümüz önemlidir. Size bakınca boşluk ve hiçlik görüyoruz ama siz bize bakınca ya Talat Paşa’yı, ya Enver Paşa’yı ya da Mustafa Kemal Paşa’yı gördüğünüzden adımız gibi eminiz.”

HDP’NİN KÖKÜ DE KİMLİĞİ DE ERMENİ’DİR

ASALA’nın uzantısı PKK’nın siyasi ayağı HDP iftiralara sahip çıkarken, zilletin diğer unsurları da bu kalleşliğe sessiz kaldılar. Ancak meydan boş değil: “HDP Merkez Yürütme Kurulu, 24 Nisan’daki açıklamasında sözde Ermeni soykırımının bu topraklarda yaşandığını, adaletin de bu topraklarda sağlanması gerektiğini şerefsizce iddia etmiştir. Kürt kökenli kardeşlerim artık gözünü açsın, artık kararını versin; bölücü terör partisi HDP’nin kökü de kimliği de Ermeni’dir. Anadolu’nun Hristiyanlardan arındırıldığını söyleyecek kadar Türk ve İslam düşmanı olan bu soysuzlarla aynı havayı teneffüs etmek bile günahtır. Bu şer yuvası, bu ASALA temsilcisi, bu terör acentesi hâlâ faaliyetlerine pişkince devam edebilecek midir? Bu parti görünümlü kanlı şebeke kapatılmalıdır. Milletimize soykırımcı diyen bu canilere Erivan’ın kapıları açıktır. Paşinyan da istifa etmiştir, buyursunlar çok iyi bildikleri dağ yollarından Ermenistan’a terörist kamuflajlarını giyerek iltica etsinler.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Biden seçildikten kısa bir süre sonra alelacele tebrik mesajı paylaşmıştı. Aynı aceleyi Biden’ın sözde soykırım açıklamasına karşı göstermedi, henüz çıtını bile çıkaramadı. HDP’ye tek bir laf etmedi, edemedi. Aynı şey İP’in Başkanı için de geçerlidir. HDP’yle ittifak kuranlar bizim gözümüzde tarihi yanlışın içindedir. Tarihle değil zilletle yüzleşmenin vakti gelmiştir. HDP’ye tepki gösteremeyen CHP’si, İP’i ve diğerleri ASALA’nın çizgisindedir, Ermeni çetelerinin izindedir, PKK’nın dibindedir.”