Türkiye’de günde onlarca kadına şiddet olayı oluyor, bazısı medyada hiç yer almıyor, bazısı bir paragraf ile geçiyor. Bazısı ise birden sosyal medya kampanyaları ile öne çıkartılıyor. Özellikle son bir yıldır medyada bilinçaltına bir operasyon devam ediyor. Karısını döven, sevgilisini hırpalayan, eltileri alıp kaçan bir sürü işe yaramaz insan müsveddesi, milliyetçilik ile ilişkilendirilmeye çalışılıyor.

Diğer yandan, konu karısını dövdüğü mahkeme tutanaklarına geçen karşı mahalleden medya kişiliklerine gelince medyada karartma başlıyor. Konu, alıkonularak dağa, teröre katılan çocuklara gelince karartma başlıyor.

Konu tecavüzcü HDP’lilere gelince karartma başlıyor. Medyada belki tek seferlik haber oluyor, sosyal medyada on binlere ulaşan #tecavüzcühdp diye bir etiket ise görmüyoruz.

Yakın zamandaki olayların birinde üç hilal dövmesi ile görünen şahsın HDP sempatizanı olduğunu Yıldıray Çiçek ortaya çıkardığında; MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Bunun bir tertip mi yoksa gerçek mi olduğu bütün yönleriyle araştırılması hayati bir zorunluluktur” ifadesiyle soru sorduğunda Cumhuriyet’in attığı manşet, “MHP, tecavüz yerine işaretin izini aramaya devam ediyor” olmuştu. Sahi bu algı oyunlarının kaynağının bulunması neden bu kadar sakıncalı oluyor, nereye ulaşmasından endişe ediliyor?

Mesela en son 103 emekli amiralin hareketinde de MHP, “bildirinin arkası ve önü kararlılıkla araştırılmalı” derken, olayı basit bir zevzeklik seviyesine indirgemek ya da birden konuyu görmezden gelip ekonomiden dem vurmak da neyin nesidir?

Bunları hayatın olağan akışı içinde değerlendirmek nasıl beklenebilir?

Bunlar ve benzeri birçok olayda algıya oynandığı açıktır. Bu tertiplerin ana kaynağına ulaşılması hâlinde Türkiye’nin enerjisini emen bu algı operasyonlarının önü kesilebilir, olayların birer münferit algı operasyonu değil de bir beşinci kol faaliyeti olduğunu görebiliriz.

“Beşinci kol faaliyeti” olarak ifade edilen tabir ilk olarak İspanya iç savaşı sırasında kullanılıyor. İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında da bu terim bolca kullanılıyor.

Bu beşinci kolun etkisini arttıran ya da sönümleyen ise medya ve iletişim alanındaki iş sahipleri ve çalışanları. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin gençlere iletişim alanını tavsiyesinin önemini tekrar vurgulayalım.

Medya sahipleri bakımından ise ana medya hâline gelen sosyal medya şirketleri ve bunların sahibi kliklerin, fikir hürriyeti şeklinde bir maske takmış olan Müslüman ve Türk karşıtı, ulus devlet düşmanı, verilerin akışının engellenemeyeceği bir küresel akımı savunan, ülkelerin yeni ekonomideki dijital zenginliklerini sömürmeyi hedefleyen ideolojileri de daha tehlikeli hâle geliyor.

Her ne kadar fikir hürriyeti maskesi takılmış olsa da sosyal medya şirketlerinin yayında olduğu ülkenin yasalarına uygun hareket ettiğini de görüyoruz. Örneğin GDPR isimi AB mevzuatı nedeniyle WhatsApp verilerinizi Facebook ile paylaşamıyor.

Konuyu bağlarsak, beşinci kol faaliyetlerinin kaynağına ulaşmak bilgiye dayanıyor. Sosyal medya şirketleri başta olmak üzere medyadan bilgi sağlanması da hukuki muhataplığın sağlanması ile mümkün. Bütün karşıt sosyal medya kampanyalarına rağmen, Türkiye’nin yaygın sosyal medya şirketleri ile hukuki muhataplığı sağlamış olması da, bilgi edinmedeki büyük engelleri ortadan kaldırmış, bu tür beşinci kol faaliyetlerinin “arkası ve önünün” ortaya çıkarılması için daha işler bir ortam oluşturmuştur. Şimdi sonuçları görme dönemi.