ABD’de New Jersey eyaletinin üçüncü büyük şehri Paterson’ın emniyet müdürlüğüne atanan İbrahim Mike Bayçora (60), Hürriyet’e verdiği röportajda en büyük sorumluluğunun çocukların güvenliğini sağlamak olduğunu söyledi. 32 yıldır görev yaptığı Paterson polis departmanında zorunlu emeklilik yaşına 5 yıl kala emniyet müdürü olarak atanan Bayçora, özellikle Müslüman ve Türk toplumundan, hatta Türkiye’den gelen tebrik mesajlarının yoğunluğunun kendisini çok şaşırttığını belirtti.

- Bu görevde size ne zorluklar bekliyor?

Şehrimizdeki en büyük sorun diğer ABD şehirlerinde olduğu gibi ‘Opioid’ denilen uyuşturucu hapları. Bu hapları satan çetelere karşı yoğun mücadele veriyoruz. Yılda ortalama 19 cinayet oluyor. 30 yıl öncesine göre yasa dışı silah sayısında da ciddi artış var, bu durum işimizi zorlaştırıyor. 418 olması gereken polis sayımız 35 eksik.

TÜRKLERİN SUÇ ORANI DÜŞÜK

-Türklerin en çok yaşadığı şehrin polis şefisiniz, Türkler içinde sorun çıkaranlar çok mu?

Türklerin suç istatistikleri son derece az, 32 yıl burada devriye gezdim, hiç Türk tutuklamadım. Ama, bazen uyuşturucu satan, ya da kavgaya karışanlar oluyor. Ufak tefek olaylar oluyor.

- En çok hangi olaylar oluyor?

Trafik kazaları çok oluyor, en ufak kaza olduğunda olay yerine gidip rapor tutmamız gerekiyor. Uyuşturucu ve çeteleriyle mücadele ve aile içi şiddet olayları da çok yaşanıyor.

-Sizi alarma geçiren en önemli olaylar neler?

Çocukların güvenliği en önem verdiğim konu. Bazen kaçırılma olayları oluyor, o zaman tüm personel, evlerinde de olsa alarma geçiyor.

- Siz çocuk kaçırılması vakası kovaladınız mı?

Elbette, bir gün devriye geziyordum, Meksikalı göçmen bir kadın karakolu arayarak eşinin çocukları evden gizlice aldığını ve Meksika’ya kaçıracağını söyledi, hemen engellememizi istedi. Newark havalimanına doğru yola çıktım. Havalimanı polisini arayarak Meksika’ya uçan tüm uçakların durdurulmasını ve ismini verdiğim babanın yakalanmasını istedim. Uçak havalanmak üzereyken yakalayıp, kelepçeyi taktım. Çocukları ise annelerine teslim ettim. Benim için çok duygusal bir andı.

TÜRKİYE’YE GİDECEĞİM

- Bu göreve gelmeniz Türkiye’de de büyük yankı yaptı. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?

Haberler gazete ve televizyonlarda çıkmaya başlayınca hiç tanımadığım Türklerden tebrik yağmuruna tutuldum. Her gün bazı Türk işyerlerine uğrar alışveriş yaparım, artık beni herkes tanıyor. İlk Türk, hatta Müsüman polis şefi olmam buradaki Amerikan medyasında da çok haber oldu. Gittiğim her yerde toplumun her kesiminden büyük ilgi görüyorum. Bu yaz Türkiye’ye gideceğim, bakalım beni orada tanıyanlar olacak mı?

- Ekibinizde başka Türkler var mı?

Sanıyorum Paterson polisinde 9 Türk var. Çoğu farklı görevlerde.

- Türkiye’nin gündemini takip ediyor musunuz?

Türkiye haberlerini annemden alıyorum. Mümkün olduğunca her gün annemin evine uğramaya çalışıyorum. Sohbeti hep Türkiye’de yaşananlardan açıyor. Türkiye haberlerini hep 86 yaşındaki annemden alıyorum. Bu da onu çok mutlu ediyor.

‘SİYASET BANA GÖRE DEĞİL’

- Keşke kimya mühendisliğini bırakmasaydım diye düşündüğünüz oluyor mu?

Hayır, polisliği seçtiğim için memnunum, sokaklarda devriye gezerken çocukluk arkadaşlarımı görüyorum. Onların sorunlarını gideriyorum. Ailemle, dostlarımla beraberim, kendi toplumuma hizmet ediyorum.

-İleride sizi başka görevlerde görebilir miyiz?

Polisler burada 65 yaşına gelince zorunlu emekli oluyor. Ben de emekliliğimin tadını çıkaracağım. Başka bir görev istemiyorum. Siyaset bana göre değil.

- Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?

En büyük tutkum tenis oynamak, finaller gibi önemli tüm spor karşılaşmalarını da izlerim. Onun dışında ailemle ve dostlarımızla özel zaman geçiririm.

Hürriyet

 

Editör: Haber Merkezi