Ligimizdeki 7 maçlık Nisan maratonu tamamlandığında acaba neleri konuşacağız? Bu süreçte neleri yaşayacağız. Vaka sayısında Avrupa’nın en üst sırasında yer aldığımız Covid rakamlarının ürkütücü durumu, futbolcular ve hakemlerde de üst seviyede.

  • Biz Avrupa’nın yaş ortalaması en yüksek futbolcuları ile ligimizi oynuyoruz.
  • Biz Avrupa’nın en kötü zeminlerinde futbol oynuyoruz.
  • Biz Avrupa’nın en fazla faul yapılan ligini oynuyoruz.
  • Biz Avrupa’nın en sıkışık fikstüründe lig oynatıyoruz.

 

Böylesine olumsuz bir tabloya rağmen ülkemizdeki yönetici ve teknik adamların saha dışı konulardaki beyanatları da sürekli ateşi ve düşmanlığı körüklüyor, saha içine de olumsuz yansıyor. Ortamın böylesine negatif enerjisi tabii ki, hakemlere de yansıyor ve tartışılan hakem hataları hiç azalmıyor.

MHK başkanı Serdar Tatlı ise, hakemi korumak adı altında, camialarla inatlaşan atamalar yapmaya başladı. Hakemi korumak, hakemin arkasında durmak, o hakemi polemiklere yol açacak maçlara atamak değildir. Tam tersine hakemi baskılardan mümkün olduğunca uzak tutacak tarzdaki atamalar yapmak önemlidir.

Halil Umut Meler gibi Türk hakemliğinin Cüneyt Çakır’dan sonraki uluslararası yüzünü, 2 hafta üst üste “İstemiyoruz” diye bağıran Beşiktaş’ın maçlarına atamak Merkez Hakem Kurulu’na ve Türk hakemliğine ne kazandırdı acaba? Meler’i bir daha ne zaman Beşiktaş maçına vereceksiniz ya da verebileceksiniz ? Yıllar boyu bu ligde düdük çalacak bir hakemi, bir camia ile bu kadar kutuplaştırmaya ne hakkınız var.

Pazar günü Halil Umut Meler maça öyle tedirgin bir ruh haliyle çıktı ki, net faulleri veremedi, net kartları atladı. Aslında bu hataları Halil Umut Meler yapmadı. Siz yaptırttınız. Bu tarz atamalarla hakemleri ateşe atmaya hakkınız yok. MHK Başkanlığı inadına atamalar yapma makamı değildir.