Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren konularda hayati öneme sahip bir tezkere oylandı.

Tezkere, Mecliste grubu bulunan partilerden CHP-HDP’nin büyük uğraşları ve verdiği “hayır” oylarına rağmen AK Parti, MHP ve İP’in “evet” oylarıyla geçti.

İP tezkereye çok az sayıda milletvekili ile “evet” dedi ama tezkereye “evet” demesi için seçilip gönderilen milletvekillerinin haletiruhiyesinden anlaşılan bir gönülsüzlükleri vardı, nitekim seçip gönderdikleri az sayı içerisinde bile fire vermeyi başardılar.

***

İP ne zaman milli konuları barındıran bir şeyi savunacaksa, geçmişte MHP’de bulunmuş isimleri piyasaya sürerdi.

Bu isimler uzun süredir ortada yoklar… Sessizliklerini İP’in başının terörist Demirtaş’la kahvaltı sofrasında buluşma hayalleri sonrası dışa vurulan politikalara bağlıyorduk ama uzun zaman sonra sergilenen tezkereye “evet” diyerek gösterilecek milli duruşta da ortaya çıkmadılar.

***

Tezkere konuşmalarında İP, kendisini Türk milliyetçisi olarak tanımlayan kimseye söz vermedi!..

Milli meselelerde de yine kendisini aynı şekilde tanımlayan isimlere İP içerisinde yer olmadığını ve bu partinin fikri ayrışma düzeyinin hangi seviyeye geldiği de böylece görülmüş oldu.

İP’in tezkere konusunda az kişiyle de olsa takınacağı tavrı savunmak, geçmişte Afrin operasyonunu “savaş senaryosu” olarak gördüklerini dile getirerek terörle mücadeleye İP’in karşı olduğunu deklare eden tiplere kaldı.

***

Tüm bunlar olurken yazının başlığında sorduğumuz İP’in milliyetçileri nerede sorusunun cevabına gelince…

İnternet medyasında iğneyle kazınan kuyudan kimini parti kararına rağmen verilen hayır oyunu “Pervin Buldan ‘evet’ oyu için el kaldırınca onunla aynı tarafta yer almayayım demiştir” şeklinde izahı olmayan bir işin mizahını yapmaya çalışarak savunurken…

Kimini grup toplantılarında genel başkanlarının teröristbaşı Öcalan’a “Sayın Öcalan” diye hitap etmesinin düzeltilmesine uğraşırken…

Kimini de ittifak ortakları CHP’den yenilen “tezkereye evet, Cumhuriyet’e ihanet” postasına cevap yetiştirirken buldum…

***

Kısacası yapılan hataların ardını toplamakla meşguller…

Çünkü İP’te kendini milliyetçi olarak tanımlayan isimler arka planda kalırken, vitrin HDP’ye sahip çıkanlara, PKK sevicilerine, Demirtaş’a özgürlük isteyenlere, Kürdistan zırvalarına sessiz kalanlara ayrılmış durumda…

Politika belirleyiciler onlar, televizyon programlarında onlar, gazete sütunlarında onlar…

***

Her gün yeni bir skandalın üstünü kapatmayı uğraşmakla şimdilik kendilerini tatmin ediyor, mutlu oluyor, gelecekte meydan bize kalacak rüyalarına dalıyorlar…

İşin aslı hiç öyle değil…

“Milliyetçiyim” diyenler bedenen kabul edildiği İP’te kenar süsü olduklarının, ruhen her geçen gün biraz daha dışlandıklarının ne zaman farkına varacaklar?..