18 Haziran’da İran’da Cumhurbaşkanı seçimleri gerçekleştirilecek. İran’da devrimden sonra 13.’sü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri tartışmaları beraberinde getirdi. Şöyle ki, hem pandemi, hem de ekonomik sorunların gölgesinde seçime giden İran’da adaylardan ikisinin Türk kökenli olması seçim tarihi açısından bir ilk olacaktır. Adayların televizyon tartışmaları zamanı Türkçe şiirler okuyup, Türk nüfusa seslenmesi İran’ın ne kadar sancılı bir dönem yaşadığını ortaya koymaktadır. Anadillerinde eğitim alamayan soydaşlarımıza Türkçe sesleniş, İran’ın Türk kartını kullanmak zorunda kaldığını göz önüne sermektedir. Önceki dönemlerde milletvekili seçimleri zamanı adaylığı kabul edilmeyen Türk asıllı Mehrelizade’nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığına da izin verilmesi Türk seçmenlerinin ‘neden?’ diye haklı sorularına sebep olmuştur.

Seçime günler kala Marağa’dan olan Türk kökenli aday Muhsin Mehralizade ve muhafazakâr Fars kökenli milletvekili Ali Rıza Zakani’nin adaylıklarından geri çekildiğini açıklamasıyla seçime katılan adayların sayında değişiklik olmuştur.

Seçime saatler kala ise adaylardan eski Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili muhafazakâr aday Reisi’in lehine adaylığından çekilmesi sonucu aday sayısı dörde düşmüş oldu. Seçime giden isimler arasında bir reformist, üç muhafazakâr aday yarışacak. Muhafazakâr adaylardan Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, eski Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Genel Sekreteri Muhsin Rızai ve Milletvekili Emir Hüseyin Kadızade Haşimi, reformist aday ise İran Merkez Bankası Başkanı Abdunnasir Himmeti’nin girdiği bu seçimlerde en güçlü adayın Reisi olduğu kuşkusuzdur. Reisi’nin İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e yakın olması da seçimi kazanacağını kesinleştirmektedir.

Peki, Güney Azerbaycan’ın bu seçimlerde tutumu ne olacak? İran’da Türk adayların öne sürülmesi ve televizyonlarda Türkçe konuşmaları Güney Azerbaycan’ı etkileyecek mi? İran sisteminin Türklere yaklaşımını göz önüne aldığımızda bu durumun İran’da yaşayan Türkleri etkilemeyeceğini söylememize sebep vermektedir. Türkçe isimleri yasaklayan, Türkçe özgür yayın ve eğitime engel olan bir sistemin seçim zamanı geldiğinde Türk adaylarını televizyonlara çıkarıp Türkçe şiirler okutması ne kadar samimi bulunabilir, bunu Güney Azerbaycan Türkleri gayet güzel bilmektedir. Güney Azerbaycan Türklerinin fikrince adayların Türk seçilmesi Türklerin seçime sıcak yaklaşması için atılan bir adım olsa da Türklerin ağırlıklı olarak oy kullanmayacakları beklenilmektedir. İran ‘jest’ yaparak Türk adayı çıkarsa da, Türk seçmenler de jest yaparak bu adımı samimi bulmadıklarından oy kullanmayacaktırlar. Elbette oy kullanmaya giden Türkler de yok değildir. Fakat genele baktığımızda bu oranın düşük kalacağı öngörülmektedir.

İran’da sadece Türkler değil, Farslar da dâhil olmak üzere diğer etnik grupların da İran’ın geleceğinden umutsuz olduklarını sık sık dile getirdiklerini bilmekteyiz. Ekonominin gittikçe kötüye gitmesi İran’da yaşayan halkların yurt dışına göç etmelerinin temel sebebi olarak görülmektedir. Halk umudunu dışarıya bağlamaktadır. Bu sorunların kucağında seçimlere giden İran halkı için 18 Haziran seçimleri sadece mevcut düzenin devamı için bir oyundan başka bir şey değildir ve İran halkı oynanan tiyatronun farkındadır. Türk adayını da ortaya atmakla İran’da seçime katılma oranını yükseltemeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz, belki de bu seçim İran tarihinin en az katılımlı Cumhurbaşkanlığı seçimi olarak tarihe geçecektir.