YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Siyonizm yaratığı İsrail, 136 gündür dünyanın gözü önünde büyük bir vahşet gerçekleştiriyor. Çocuk, genç, kadın, yaşlı demeden bugüne kadar 29 bin masumu vahşice öldürdü ve öldürmeye de devam ediyor. Siyonist İsrail askerleri öyle vicdansız öyle psikopat bir ruha sahip ki masum insanları öldürmeyi bırak, yolda gördükleri koyunları, köpekleri bile kurşuna dizmektedir. Bunların insan ruhu taşımadığı tamamen tescillenmiştir.

İlk haftalarda İsrail’in vahşet görüntülerini Hz. Ali'nin "Bir zulmü engelleyemiyorsanız en azından onu herkese duyurun” ölçüsünden yola çıkarak zulme karşı duyarlı ve hassas mücadele etmek adına çok düzenli takip ediyor ve paylaşıyordum. İsrail’in vahşetleri konusunda birçok “Başyazı ve Köşe Yazısı” yazdım. Sosyal medyada da bu zulüm görüntülerini düzenli paylaştım. İnanın merhamet ve vicdan duygusu olan insanlar için o görüntüler dayanılır gibi değil.

Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri geçtiğimiz günlerde bir yazılı açıklama yaptı. Bu (BM) raportörler, İsrail güçlerinin Filistinli kadınlara, kızlara, çocuklara yönelik keyfi gözaltlarında rapor edilen tecavüz vakalarından ve cinsel saldırı tehditlerinden ciddi endişe duyduklarını bildirdi.

Bu açıklamayı duyunca direkt aklıma milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’un “Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan.../ Hey sıkılmaz! Ağlamazsan, bâri gülmekten utan!..” dizeleri ve İslam ülkelerinin duyarsızlığı aklıma geldi.

En acı olan ise Batı’daki birçok ülkede yüzbinlerce insan, İsrail’in vahşetleri karşısında en azından bir tepki olarak protesto gösterileri düzenlerken Müslüman ülkelerde maalesef bu gibi duyarlılıklar oldukça sönük kalmıştır. İşte bu zayıf duyarlılık yüzünden, bir yaratık olan İsrail vahşetlerini zerre geri adım atmadan sürdürmekte… Müslümanlar öldürülüyor, tecavüze uğruyor, sakat bırakılıyor, evleri başlarına yıkılıyor, aç-susuz bırakılarak işkence ediliyor, toprakları işgal ediliyor. Tüm bu vahşet karşısında kafanızı İslam dünyasındaki ülkelere çevirdiğinizde sanki bir aksiyon/dram filmi izler gibi onların bu duruma sadece seyirci kaldığını görüyorsunuz. İslam dünyası birlik içinde olsa İsrail’i tükürükle boğacak güçte olmasına rağmen daha kendi içinde birbirlerine düşmanlık yaptıkları gibi acı bir gerçek de ortadayken bunu beklemek hayal olmakta ve tüm bu konuşmalar laf-ü güzaf kalmaktadır.

Düşünün ki, İsrail’in Gazze’deki fillerinin Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında (ICJ) dava açan, nüfusunun %80’i Hristiyan olan Güney Afrika Cumhuriyeti olmuştur.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin insanlık adına bu büyük adımı, İslam dünyasını utandırmalıdır.

İsrail nasıl karaktersiz bir ülke olduğunu Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda bir kez daha göstermiştir.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, “Gazze'deki Filistin halkına soykırım yaptığı” gerekçesiyle İsrail hakkında açtığı davada İsrail, “İnsanları yok etmediğini, aksine, onları koruduğunu” iddia ederek ruh hastası bir şizofreni olduğunu göstermiştir. Yarısından çoğu çocuk olan 29 bin masumu kim öldürdü? Şeref yoksunları bu nasıl koruma? Gazze’deki sivil halkın üzerine bomba yağdırarak, onları bir dilim ekmeğe, bir damla suya muhtaç haline getirerek mi koruyorsunuz? Gazze’deki çocuklar hayvan yeminden yapılan ekmekle hayata tutunmaya çalışılırken nasıl bir koruma bu? Bu insanlar sizin bombalarınızdan ölmezse bile zaten yine sizin yarattığınız soykırım düzeninden dolayı açlıktan, susuzluktan, hastalıktan ölüme mahkûm olacaktır.

29 bin masum insanın öldürülmesi vicdanları, uluslararası hukuku harekete geçirmiyorsa daha kaç masumun öldürülmesi beklenmektedir? Öldürülen masumlar karşısında çıkmayan sesinize, uygulanmayan hukukunuza ve kurduğunuz bu dünya düzenine yazıklar olsun!

Editör: Haber Merkezi