Koronavirüs salgını sebebiyle ramazanı da, Ramazan Bayramı’nı da evlerimizde buruk bir şekilde geçirmiştik. Camilerimizde cemaat yoktu ve bayram namazı dâhi kılamamıştık. Bütün ümidimiz, dualarımız Kurban Bayramı’nda normale dönmek ve bayramı bayram gibi yaşamak içindi. Çok şükür, çok daha iyi durumdayız ve bir kısıtlama olmadan hem bayramımızı, hem ziyaretlerimizi yapabiliyoruz. Elbette bu her şeyin normale döndüğü ve istediğimiz gibi hareket edebileceğimiz anlamına gelmiyor. Salgın devam ediyor ve hâlâ çok dikkatli olmak, maske, mesafe ve hijyen kurallarına sıkı sıkıya uymak zorundayız.

DİKKATLİ VE SAYGILI OLMALIYIZ

Yaz mevsimi ve salgın sebebiyle ertelenen ziyaret ve planlanan tatiller düşünülürse, yoğun bir bayram trafiği yaşanacağı anlaşılıyor. Sorumluluğumuz ve dikkatimiz sadece virüse karşı değil. Başta yollar ve yolculuklar olmak üzere, hayatın her alanında birbirimize karşı da daha saygılı, daha hoşgörülü olmak hepimizin vazgeçilmezi olmalıdır. İçişleri Bakanlığı çok sıkı tedbirler alındığını açıklamıştır. Bütün her şey, bizlerin güvenliği ve huzuru içindir. Kolaylaştırmak, uyum göstermek ve sabırlı olmak işimizi de, hayatımızı da çok daha kolaylaştıracaktır.

BUNLARI NE YAPACAĞIZ?

Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılması, bayram sevincimizi coşturmuştur. Böyle güzel günlerde ister ve bekleriz ki, Türk milleti aynı duyguları yaşasın, aynı heyecanı paylaşsın, birlik ve bütünlüğümüz yükselsin, ülkemiz ve devletimiz yücelsin. Ancak, bu CHP ve yancıları ile bu bir türlü mümkün hale gelmiyor. Her şeyden bir bozgunculuk çıkarıyor, her şeyi olumsuzluğa, hatta kriz ve kaosa dönüştürmek için fırsat kolluyorlar. Yalan, iftira, karalama, engelleme ve akla gelebilecek ne kadar olumsuzluk varsa, hepsini birden devreye sokuyorlar. Bu güruha göre, bu ülkede güzel ve faydalı olan hiçbir iş yapılmıyor. Bunların yaptığı muhalefet değil, açık ve aleni şekilde yıkımdır. Nitekim, yaptıkları, söyledikleri, iddia ettikleri her şey sadece devlet ve millet düşmanlarının işine yarıyor, onlara malzeme oluyor. Bütün dünyayı kasıp kavuran Kovid-19’la mücadele ediyor ve sonuç alıyoruz, ama bunları ne yapacağız, bu ülkenin ve milletin faydasına siyaset üretmeleri için nasıl ikna edeceğiz? Bu soruya cevap bulduğumuz gün, emin olun çok önemli bir sorunu çözmüş olacağız.

BUNLAR DOST İSE DÜŞMAN KİM?

CHP’nin son kurultayında da gördüğümüz gibi, boş hayaller kuruyor, enerjilerini ve imkânlarını kendi iç çekişmeleri ile tüketiyorlar. Kendileri çalıyor kendileri oynuyor. Ne bir iddiaları var, ne de tutarlı, özgün ve ayağı yere basan bir programa sahipler. Dostları ile birlikte iktidar aradıklarını ilan etmişlerdir. O dostların kimler olduğunu daha önce yazdığım için ayrıntıya girmeyeceğim, ama şu kadarını söylemeliyim: Kılıçdaroğlu ile birlikte hareket edenlerin, ortaklık kuranların kimler olduğu belli ve bu millet çok iyi tanıyor. Kandilli katillerden kravatlı terörist Demirtaş’a, FETÖ’nün uzantılarından siyaset kaçkınlarına kadar alayı birden mevcut. Bir daha soruyorum: Eğer onlar dost ise, düşman kim? Kılıçdaroğlu’nun her konuşması bu ülke ve milletle, hatta CHP’nin kendi geçmişiyle nasıl kavgalı olduğunu belgeliyor. Sayın Bahçeli’nin belirttiği gibi, teröristlerle yoldaş, bölücülerle candaş, Türkiye düşmanları kandaş bir zihniyetten söz ediyoruz.

LİDER ÜLKE HEDEFİ

Türkiye, CHP ve yancılarından ibaret olmadığı gibi, bu sicille Türk milletinden onay almaları da mümkün değildir. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne söylerlerse söylesinler aziz milletimiz bunları ne ciddiye alıyor, ne de itibar ediyor. Cumhur İttifakı bu ülkenin teminatı, bu milletin geleceğidir. Yaptıkları ile de bunu ispatlamıştır. Çok daha iyi işleyen, meselelerin çözümünü kolaylaştıran, hızlı ve etkili karar alınmasını sağlayan bir hükümet sistemine geçtik. Buna bağlı olarak her alanda daha iddialı ve daha etkin bir Türkiye ortaya çıktı. Hiç kuşkusuz bu iddia ve etkinlik gün geçtikçe daha da artarak devam edecektir. Hedef “Lider Ülke” olmaktır.

CHP, İKTİDARI DARBELERDEN BEKLİYOR

Böyle bir hedeften de, bu hedefe ulaşabilmek için atılan adımlar ve sağlanan gelişmelerden de CHP ve yancıları çok rahatsız olsa da, Türk milleti memnundur. Bunu da açık şekilde göstermektedir. Hâlâ erken seçim masalları anlatıyor, zihin bulandırmaya uğraşıyorlar. Erken seçim olsa ne olacak? Cumhur İttifakı’nın yine ezici bir üstünlük kuracağı, iki kere ikinin dört ettiği kadar kesindir ve bugünden bellidir. Bu milletin Kılıçdaroğlu ve dostlarına iktidar vereceğini beklemek bir akıl tutulmasıdır. Kılıçdaroğlu ve dostları zaten iktidarı Türk milletinden istemiyor, darbelerden, cuntalardan, muhtıralardan, ara rejimlerden bekliyor.