Halkımız iyiden iyiye fiziksel izolasyona alıştı. Uzaktan çalışanlar evde çalışmaya, izinde olanlar da genelde evde geçirmediği bu kadar uzun izin süresini geçirmeye çalışıyor.

Bu süreçte en çok zaman harcanan başlıklardan bir tanesi de sosyal medya. Gerçekten paylaşımlardaki okunma sayıları artıyor, internet ve sosyal medyada geçirilen süre artıyor.

Sosyal medya kullanılarak ev partileri düzenleniyor, evdeki temizlik, yemek yapma ve benzeri, “gerçekten çok merak ettiğimiz” insan halleri paylaşımlarda zirvede. Ev oturmaları da internet aleminde. Çevrimiçi görüşme sağlayabilen birçok platformla görüntülü buluşmalar düzenleniyor, internetin ilk zamanlarında sıklıkla yaptığımız gibi sohbetler buraya kayıyor.

Bu süreçte sosyal medyanın “yeni medya” karakteri öne çıkıyor. Birçok konuda bilgi buradan alınıyor. Sağlık Bakanı da her gece paylaşımlarıyla halkı bilgilendiriyor. Ancak sosyal medyada yeni koronavirüs ortamını kullanan yalan haber yayılımları da oldukça fazlalaştı. Bunlar arasında halkı yeni koronavirüs ile ilgili müthiş ölçüde endişelendiren paylaşımlar da var. Yeni koronavirüsün havada uçabildiği, Çin’de uçuk sayıda kişinin öldüğü, Türkiye’de hastane adı vererek “şu hastanede şu kadar hasta ölmüş” diye yayılan söylentiler dahi var. Bunları yayanların profillerine dikkatli baktığımızda hükümete muhalifliği aşıp düşmanlık ilişkisine girmişlere de rastlıyoruz.

Bunların sonucunda izolasyonun dikkat etmemiz gereken bir sonucu bozulan bir ruh sağlığı olabilir. Ruh sağlığımız koronavirüs kadar dikkat etmemiz bir konu. Sağlam bir ruh sağlığı ile bu süreçten çıkabilmek için tavsiyem, sosyal medyada koronavirüs ile ilgili hiçbir şey okumayın, takip etmeyin. Emin olun günümüzün iletişim dünyasında kimse halka bu kadar dokunan bir konuda hiçbir şey gizleyemez. Bu nedenle şu ana kadar da gayet güven verici davranan devletimizin iletişim kanallarını takip edin. Hayatınızı korona haberleri olan programları dinleyerek geçirmeyin. Ekranın üst köşesine dünyada koronadan kaç kişinin hastalandığı sayacını koyan hastalıklı ve sorumsuz televizyon kanallarını hayatınızdan ve televizyonunuzdan komple silin.

Zaman bulup da yapamadıklarınıza eğilin. Kültür, sanat, müzik, filmler, diziler gibi uğraşlarla beraber, istediğinizde bir odada yalnız, istediğinizde ailenizle olmanın verdiği avantajı kullanın. Yemek yapın, kitaplığınızı çocuklarınızla beraber düzenleyin, aile oyunları oynayın. Bu zamanı öyle değerlendirmeli ki, cebimize bir şey de koyalım. Daha güçlü bir yabancı dil, düşünce altyapımızı besleyecek kitap cümleleri, kuvvetlenmiş aile ilişkilerimiz, uzun zamandır zaman ayırıp çalışıp alamadığımız, özgeçmişimizde güzel duracak bir sertifika...

Bu arada çocukların bunu uzun bir tatilmiş gibi değerlendirmesinin de önüne geçmek lazım. Ben, çocukların, EBA derslerini, kendi okulunun uzaktan ders saatlerini takip etmesini ve bunlardan kalan tüm zamanı da, aynı okula gidiyormuş gibi, okul çıkış saatine kadar kitap okuyarak geçirmesini sağlamaya çalışıyorum. Çocuklar için tatil geçen haftaydı, bu hafta ve sonrası ise uzaktan eğitim, unutmayalım.