Cumhur İttifakına, zarar vermek söz konusu olunca en ince ayrıntısına kadar deşeleyen Oda Tv ve benzerleri, Jandarmaya hakaret eden kişi İP’li olunca niçin onun sosyal medya paylaşımlarından örnekler vererek tekrar düzeltme yoluna gitmemişlerdir? Çünkü, “MHP’liler Jandarmaya hakaret ediyor” algısını tam tutturmayı denerlerken, birden tüm oyunları bozulmuştur.

Geçtiğimiz günlerde, Boyabat ilçe jandarma ekiplerinin durdurduğu bir araçtan inen kişinin Jandarmalara ettiği hakaretlere dair bir video sosyal medyada gündem oldu. Birçok haber sayfası o videoyu haber yaptı.

 Jandarma’nın durduğu araçtan inen, her halinden sarhoş ve dengesiz olduğu anlaşılan kişinin, Jandarmaya hakaret ederken, bir de “Beni kafanıza göre durduruyorsunuz. Benim amcam MHP İlçe Başkanı, kimin şekli daha büyük göreceğiz. O cezalar bir bir size geri dönüyor mu dönmüyor mu göreceğiz. Kimin t.şağı daha büyükmüş o zaman göreceğiz” ifadelerini kullanınca, MHP düşmanlarının kullanacağı kıvamda bir olay ortaya çıkmıştır. Zaten CHP, İP, HDP, FETÖ sayfaları özellikle “Benim amcam MHP İlçe Başkanı…” kısmını spot yaparak haberleştirmiştir.

Kişinin davranışları, konuşmaları o kadar iğrençti ki, bunlar akıllarınca “Böyle kişiler Jandarmaya hakaretler ediyor, MHP kimliğini kullanıyor” algısını oluşturacaklardı.

Mesela Oda Tv ve benzeri sayfalar bu haberi “Jandarmayı böyle tehdit etti: “Amcam MHP İlçe Başkanı kimin t.şağı daha büyük göreceğiz” başlığıyla verdiler.

Bunların saplantılı MHP düşmanlıklarını hadi görmezden gelelim ve diyelim ki “Jandarmaya hakaret eden kişinin videosunu olduğu gibi haberleştirdiler.”

Cumhur İttifakına, zarar vermek söz konusu olunca en ince ayrıntısına kadar deşeleyen Oda Tv ve benzerleri, Jandarmaya hakaret eden kişi İP’li olunca niçin onun sosyal medya paylaşımlarından örnekler vererek tekrar düzeltme yoluna gitmemişlerdir?

Çünkü “MHP’liler Jandarmaya hakaret ediyor” algısını tam tutturmayı denerlerken, birden tüm oyunları bozulmuştur. Akıllarınca kulakları duymaz, gözleri görmez hale bürünmüşlerdir.

Önce Jandarmaya hakaret eden kişinin sosyal medya sayfalarında Meral Akşener, İP, PKK’lı Ahmet Kaya paylaşımları ortaya çıktı. Daha sonrada Vezirköprü Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanı Dursun Gülünay “Basına yansıyan üzücü olay sebebiyle açıklama yapma zarureti hasıl olmuştur. Görevini icra eden Boyabat Jandarma Trafik ekiplerine edep dışı bir üslupla tepki gösteren ve kendisini Milliyetçi Hareket Partisi Vezirköprü İlçe Başkanının yeğeni olarak tanıtan şahsın, ne partimizle ne de ilçe teşkilatımızla herhangi bir bağlantısı ve ilişiği yoktur. Olamaz da..! Yaptığımız araştırmada şahsın 2017 yılında partimizden istifa eden Turan KAYA’nın ismini zikrettiği anlaşılmaktadır. Adli Makamların şahıs hakkında gereğini yerine getireceğinden ve bu konunun takipçisi olacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Görevini icra eden kolluk kuvvetlerimize yapılan bu terbiyesizliği asla tasvip etmiyor ve şiddetle kınıyoruz. Bu ve benzeri olayların tekrarlanmaması temennisi ile görevli personelimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.” Açıklamasını yaparak oynanan oyunları tamamen bozmuştur.

Elbette her partide istismarcılar, böyle dengesizlikler yapanlar çıkabilir. Ama gerçek neyse onu yansıtmak ahlaki olandır. Sebahattin Önkibar gibi her yanı yalan olan müptezel bir adamı yazarı yapan Oda Tv’den de ahlaki tavır beklemek ve aramak zaten beyhude bir çabadır.

Sırf “MHP sıfatı kullanarak Jandarmaya hakaret eden…” dengesizle ilgili çıkardıkları spot haber ve sonradan düzeltme yapmama hali bile bunların MHP düşmanlığındaki tutumunu göstermeye yetmektedir.

MHP’nin yaşadığı her haber böyle değil mi ki?

Medyadaki saplantılı MHP düşmanlarının tarzı “Biz çamur atalım tutarsa tutar” şeklindedir. Jandarmaya hakaret eden dengesizin videosunu sırf MHP’ye zarar vermek için seferberlik halinde dağıtanlar, gerçekler ortaya çıkınca süt dökmüş kedi gibi olsalar da ne karakterleri düzelecek, ne kendilerine çeki düzen vereceklerdir.

Bunların propaganda sistemini en iyi anlatan geçmişte anlattığım şu fıkradır:

“Hayvanat Bahçesi’nden bir aslan kaçmıştı. Önüne geleni pençeleyerek caddelerde, sokaklarda koşmaya başladı. Eli silahlı polisler, askerler ardına düştüler. Ama aslana bir türlü yetişemiyorlardı. Sokaklardan birinden caddeye çıkan ufak tefek, çelimsiz bir adamla aslan burun buruna geldiler. Pencereden bakanlar, “Şimdi şu zavallıyı da parçalayacak...” diyorlardı. Oysa adam hiç telaş etmeden elini cebine atıp tabancasını çıkardı, ateş etti. Aslan yere yuvarlanıverdi. Herkes bu gözüpek adamın çevresine toplandı, tebrik ettiler. Olay yerine gelen gazeteciler adını sordular. - Söylemem, dedi. - Gereksiz yere alçakgönüllülük göstermeyin. Bu, büyük bir kahramanlıktır. - Söylerim ama yazamazsınız. - Biz yazarız, dedi gazeteciler. - Mademki yazacağınıza söz verdiniz, söyleyim. “Ben, Ülkücüyüm.” Herkes şaşkın şaşkın bakınırken adam gülümseyerek uzaklaştı. Ertesi gün gazetelerde yer alan haberin başlığı şöyleydi: “Acımasız Ülkücü, zavallı bir aslanı tabancayla vurdu.”

Medyanın içine yerlermiş saplantılı, takıntılı MHP düşmanlarının yıllardır MHP ve Ülkücü Harekete uyguladığı propaganda sistemi bu şekildedir. Jandarmaya hakaret eden kendi yoldaşları çıktığı halde karaktersizliklerinden hala taviz vermeyenlerle doğru habere ulaşmak mümkün olabilir mi?

MHP’nin ve Ülkücü Hareketin sınavı da işte bunlara karşıdır.