Karadeniz havzasında Ukrayna -ABD/NATO (!) ve Rusya savaşıyla birlikte ülkemiz zorlu bir sınava daha girdi. Bu sınavın siyasi ve savunma boyutunun yanı sıra, ekonomik (tarım) boyut olarak son derece önemlidir. Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken veya sonrasında hangi alanları nasıl etkileyeceğine bakmadan önce, bakmamız gereken önemli bir ayrıntı var. “Ülkemizde çiftçisiyle, tüketicisiyle, emeklisi, maaşlısı ve ücretli çalışanlarıyla; hatta gündelikli çalışanıyla, canlarını daha çok yakma ihtimali yüksek olan ekonomik (tarım, gıda tedariki ve satın alma) baskısının öne çıkacak olmasıdır.”

Ülkemizin tarımsal açıdan gerek Rusya gerekse Ukrayna arasındaki ilişkileri; “Rusya-Ukrayna savaşı baskısında ülkemiz için kolay bir sınav olmayacaktır.” Tarımda özellikle son yıllarda yaşanan üretim düşüşleri ve “paramız var ki alıyoruz” tavrı ile desteklenen dışalım(ithalat) politikası, gözle görünür bir şekilde ön plana çıkmıştır. Son dönemde girdi maliyetlerinin artışı nedeniyle de sürdürülemez hale gelen tarımsal üretimle birlikte düşündüğümüzde; “Rusya-Ukrayna savaşı baskısında ülkemiz tarımının büyük bir riskin ortasında olduğu açıktır, nettir.” Dolaysıyla “ülkemiz enerji sektöründe olduğu gibi, tarım sektöründe de dışa bağımlı bir ülke olarak değerlendirilebilecek konumdadır, maalesef.” 

HER HAYIRDA BİR ŞER, HER ŞERDE BİR HAYIR VARDIR!

Rusya-Ukrayna savaşında ülkemiz tarımı hem dışsatım (ihracat) hem de dışalım (ithalat) bakımdan olumsuz etkilenecektir. Bu süreç bizim için şapkamızı önümüze alıp; “kendi kendine yeterlilik ” durumumuzu ve yeterlilik için en azından neler yapılabilir diye düşünme fırsatı vermektedir. Bunu yaparken de sadece çiftçiler için değil; tarımın tüm paydaşları için bunu yapmalıyız. “Tarım tek başına çiftçiler üzerinden yürümüyor, tarımın diğer paydaşları da var. Kamu, STK, kurumsal yapılanmalar var, burada çalışan teknokrat, mühendis, akademisyen var.” Bunları bir bütün olarak düşünerek yol almalıyız. “Aksi durumda sadece çiftlilere seslenen, onlara indirgenen bir politikayla tarımı yönetemeyiz!”

SİYASİ, SAVUNMA VE EKONOMİK İLİŞKİLER BİR ZİNCİRİN HALKALARI GİBİDİR.

Bir halkadaki aksaklık diğer bir halkada sorun olmasa bile, doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Örneğini Rusya ile sıkça yaşamaktayız.  Ülkemiz tarım ürünleri olarak Rusya’ya yaklaşık 1.5 milyon USA dolar civarında dış satış yapar. Domates, biber, limon, turunçgiller… Rusya ile ufacık bir siyasi kriz yaşandığında; ya domates alımına kota koyar ya da Rusya gümrüğü sinek var diye ürünleri geri gönderir. Kriz geçince, (o arada sinekler uçar(!) alımlar düzelir. Dolaysıyla ülkemizi, kurum ve kuruluşları temsil eden kişi ve karar vericiler; “geçmişten ders alarak, geleceğe yön vermeli ve ona göre eylem ile söylemlerde bulunmalıdır.”

RUSYA VE UKRAYNA'NIN DÜNYA TİCARETİNDE KİMLERLE!

Rusya'nın en büyük dış ticaret yaptığı ülkeler; Çin, Almanya, ABD, Belarus, Birleşik Krallık, Türkiye, İtalya ve Hollanda’dır. En fazla dış satım (ihracat) yaptığı ülkeler; Çin, Birleşik Kralık, Almanya, Türkiye ve ABD. En fazla dış alım (ithalat) yaptığı ülkeler; Çin, Almanya, ABD, Belarus ve İtalya’dır.

Ukrayna'nın ise en büyük dış ticaret yaptığı ülkeler, Çin, Rusya, Almanya, Polonya ve Türkiye. En fazla dış satım (ihracat) yaptığı ülkeler, Çin, Rusya, Polonya, Türkiye ve İtalya. En fazla dış alım (ithalat) yaptığı ülkeler, Çin, Almanya, Rusya, Polonya ve ABD’dir.

RUSYA VE UKRAYNA İLE TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİMİZ

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 verilerine göre: Ülkemizin Rusya’dan 2021'de yaptığı toplam tarım ürünleri dışalımı 4.3 milyar USA dolardır. 2021'de Rusya'dan 1.8 milyar dolar tutarında, 6.7 milyon ton buğday dış alımı yapılırken, ikinci sırada ise Ukrayna bulunuyor. Ticaret Bakanlığı verilerine göre buğday dış alımının yüzde 64.6'sı Rusya'dan, yüzde 13.4'ü ise Ukrayna'dan yapılmaktadır. Yalnızca buğday değil, tahıl ve baklagil cinsleri; çeşitli hayvan   rasyonlarının önemli bileşenini oluşturmaktadır.

Ayçiçek yağı dışalımında ülkemiz, Rusya'nın listesinde ilk sırada yer alıyor. Ticaret Bakanlığı'nın 2021 Haziran raporuna göre; ayçiçeği dış alımının yüzde 65.5'i Rusya'dan, yüzde 4.2'si ise Ukrayna'dan yapılmaktadır. Ayrıca Ukrayna'nın ülkemize yaptığı dış satımın yüzde 70'ini tahıl ve metal ürünleri oluşturuyor.

Turizm yönünden, baktığımızda birinci sırada Rus ve üçüncü sırada Ukrayna’lı   misafirlerin gelip-gelmemesi önemli bir handikaptır. Turizm ve hizmetler ile bankacılık sektöründe önemli yakınmalar kaçınılmazdır.

Son söz: Karadeniz komşularımızla olan ilişkilerimiz; Rusya-Ukrayna savaşı baskısında kolay bir sınav olmayacaktır. Özellikle ekonomik (tarım) olarak fiyat yönünü değiştirebilecek pek çok bilinmeyen faktörle, değişkenliğin devam etmesi beklenmelidir. “İlgili otorite ve paydaşların alacağı kararlar, yapacağı düzenlemeler mutlaka olmalı ve hızla uygulanmalıdır. Çözümsüzlük-belirsizlik havuzundan çıkılmalı; artık eyleme geçilmeli, domatese, bibere ve kabağa yeni pazarlar bulunmalıdır !...”