AKP’nin kendi içinde ve Türkiye’ye etki eden en büyük kazanımı Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Bülent Arınç, Beşir Atalay, Hüseyin Çelik vb. gayrimilli isimlerin AKP’den uzaklaştırılması olmuştur. AKP’nin en çok eleştirdiğimiz dönemlerinde hep bu ve benzeri isimlerin akılları, stratejileri, yol haritaları uygulanıyordu.

Elinizi vicdanınıza koyun, aklınızı mantığın zirvesine çıkarın ve şunun cevabını verin…

Bu isimler AK Parti’de kalmaya devam etseydi şunlar olur muydu:

Bu derecede terörle mücadele olur muydu? Karabağ işgalden kurtulur muydu?

Kıbrıs milli bir lidere ve çizgiye kavuşur muydu?

Ayasofya ibadete açılır mıydı?

FETÖ’ye karşı bu boyutta mücadele olur muydu? (Siyasi ayağına hâlâ dokunulmadı)

Türk Dünyasıyla bu derece yakınlaşılır ve iş birliği adımları sıklaşır mıydı?

Mavi Vatan projesinde bu derecede adımlar atılır ve tavizsiz durulur muydu?

          Soru çok, uzattıkça uzatırız. Ama cevabı kesinlikle “Bunlar AK Parti’de kalsa hiçbiri yapılamazdı” olur.

          Çünkü bunların tamamı BOP, Ermeni açılımı, PKK açılımı, Rum açılımı, Türk düşmanlığı konusunda aktif, etkili ve yönlendiren bir pozisyonda idi.

          15 Temmuz sonrası hepsinin AKP’den kopması, Recep Tayyip Erdoğan’a düşmanlık safında yer alması asla tesadüf değildir. Bunların en büyük karın ağrısı da MHP ve Lideri Devlet Bahçeli’dir.

          AK Parti ve MHP arasında milletimizin teveccühüyle kurulan Cumhur İttifakı bunları ışık görmüş yarasaya çevirmiştir.

Son günlerde bu ismini saydıklarım içinde suskunluğunu bozan ve dili çözülen birisi var…

          Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en büyük talihsizliklerden biri olarak Milli Eğitim Bakanlığı yapmış olan kişidir bahsettiğim…

Adı Hüseyin Çelik…

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, 2010 yılında onun profilini “Hüseyin Çelik, Türk düşmanıdır. İnkârcıdır, iftiracıdır. Ve nankördür“ şeklinde tarif etmişti. Hüseyin Çelik, o günlerde de Özel Harekât içindeki hilal bıyıklı bozkurtlara düşmanlık yapıyor ve “Özel Harekât Timleri içinde çok yanlış adamlar vardı. Bıyıkları aşağıya doğru sarkık, tipik MHP militanı görüntüsü veren insanlar vardı“ cümlelerini kuruyordu. Cevabını da bu şekilde almıştı.

          Hüseyin Çelik’in geçmişteki en meşhur sözleri “Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış bunlar kargaları güldürür” ve “Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis toplanmaz” şeklindeki sözleriydi.

          Böyle bir zihniyette olan kişi işte bu ülkede “Milli Eğitim Bakanlığı” yapmıştır. MHP ve Ülkücü birçok eğitimci onun döneminde âdeta zulüm görmüştü.

          Ondaki MHP, Ülkücü ve Devlet Bahçeli düşmanlığı kronik vaziyettedir. Ama milletvekilliği ve bakanlık görevlerinden ayrıldıktan sonra onda Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı da başlamıştır. Sosyal medya sayfasını teker teker inceledim. Özellikle 15 Temmuz sonrası AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dair bir tane destek paylaşımı yoktur.

          Son zamanlarda da CHP’nin başını çektiği zillet ittifakına destek veren TV5, Karar gazetesi ve Karar TV gibi medya organlarıyla düşüp kalkmaktadır. Son zamanlarda dili çözülen Hüseyin Çelik, CHP ve yancılarının medyası olan Karar TV’de boy gösterirken “50+1 Bahçeli’nin Erdoğan’a tuzağıydı” demiş… Millet iradesinin en sağlıklı bir şekilde yansıtılması Hüseyin Çelik’i neden rahatsız etmektedir? Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sevdiğinden, onu düşündüğünden değil… 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy vermediğine dair yemin bile edebilirim.

          Amacı Cumhur İttifakı içine fitne yayma düşüncesinden başka bir şey değildir. Zaten AKP’yi “Biz AK Parti’yi kurarken ötekiydik. Asker, medya ve yargı bize yapılmayacak şeyleri yapıyordu. Bizim şimdi öteki gibi bir derdimiz yok. Ama ötekileştirmeye devam ediyoruz. Önceden mağluptuk şu an galibiz” diyerek AK Parti’den dün-bugün ayrımı yaparak koptuğunu da göstermektedir.

          %40 ile seçilen bir cumhurbaşkanı mı daha güçlüdür, yoksa 50+1 alan cumhurbaşkanı mı daha güçlüdür. Demokrasiyi ve işleyişi en güçlü kılacak olan elbette 50+1’i hedef alan sistemdir. Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Hüseyin Çelik bunu anlamıyor mu? Elbette anlıyor ama bir adamın gönlü Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibilerin yanında ise işine gelmez. O üreteceği fitneye ve fitnesinin etkisine bakar.

          Son 6-7 yıldır Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek verdiği hiçbir konu yok ama sanki onu düşünüyormuş gibi “50+1 Bahçeli’nin Erdoğan’a tuzağıydı” fitneleriyle gündem olmaya çalışıyor.

          Hüseyin Çelik ayrıca “Tayyip Bey’in iyi siyasetçi olduğu tartışmasız. Ama bir peygamber öngörüsü yok. Neticede hayatında artılar, eksiler var. Yenikapı ruhu ne kadar güzeldi. Şimdi gel gelelim Bahçeli racon kesiyor. Bunu doğru bulmuyorum” demiş…

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli eğer bir konuda racon kesiyorsa orada Türk milletinin, Türkiye’nin menfaati vardır. Onun yaptığı tüm hesaplarda öncelik bu olmuştur.

          Türk düşmanı Hüseyin Çelik, ruhuna uygun şekilde Cumhur İttifakı düşmanlığı yapıyor. Çünkü Cumhur İttifakı onun ruhuna uygun adımlar atmıyor.