Rusya’nın kalleşliği, Esad’ın kahpeliği ve 33 kahramanın şehadeti ile bir defa daha sarsıldık. Üzgünüz, kızgınız, ama asla ümitsiz ve çaresiz değiliz. Biz Türk milletiyiz, dostu da, düşmanı da biliriz. Dostluğumuz çok değerli, düşmanlığımız çok çetindir. Esad denilen alçağın da, Rusya’nın arkadan vurma kalleşliğinin de hesabı mutlaka sorulacaktır. Türkiye tek yürek, tek ses, tek nefes, tek yumruk olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bütün unsurları ile Rusya’nın arkasına saklanıp kahpelik eden Esad’dan en sert ve ağır şekilde hesabı sormak için harekete geçmiştir. Esad artık her yerde, her şekilde, her durumda düşmandır ve bundan sonra yatağında bile tehlikededir.

TÜRKİYE ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI

Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, Esad’ın uyguladığı vahşet ve katliamların durdurulması, buna bağlı olarak gelişen mülteci sorununun çözülmesi, azan terör ve bölücülüğün bitirilmesi için elinden geleni, üzerini düşeni fazlasıyla yapmıştır. Dünyada bu mücadeleyi neredeyse yalnız başına gerçekleştirmiş ve ağır bedeller ödemiştir. Bunu yaparken diplomasi kapısını her zaman açık tutmuş, bölgede ülkeleriyle, sömürmek ve petrole çözmek için gelen kan emicilerle birlikte sorunun çözülmesi için yoğun gayret göstermiştir. Soçi, Astana, Ankara, Cenevre görüşmelerine katılmış ve yapılan anlaşmalara uymuş ve sorumluluğunu her şart altında yerine getirmiştir. Bugün Avrupa’da huzur varsa, mülteci sorunu dünyanın meselesi haline dönüşmemişse, bu Türkiye sayesindedir. Bugün Suriye’de hala bir ümit varsa, hala bir devletin varlığından ve geleceğinden bahsedilebiliyorsa, bu Türkiye’nin fedakarlıkları ile mümkün hale gelmiştir. Bugün PKK ve DEAŞ terörü Ortadoğu’yu tamamen esir almamış ve buradan da Avrupa’yı hedefine koymamışsa bu da yine Türkiye’nin gayret ve çabaları sayesindedir. Diğer taraftan Türkiye bir NATO müttefikidir. Uzun yıllardır müttefikliğin gereğini her zaman yerine getirmiştir. Şimdi, açık ve aleni bir saldırı ile karşı karşıyayız. 5’nci maddesinin öngördüğü şartlar oluşmuştur. NATO’nun ne işe yaradığını, ne yapacağını net olarak göreceğiz. Şimdi değilse, ne zaman?

SÖZ BİTTİ

Rusya’nın Esad’ı kullanarak Suriye çökmesi karşısında hiç kimsenin kılı kıpırdamamıştır. Tam tersine bir paylaşım yapmış ve belirsizliği daha da arttırmışlardır. Rusya denilen devlet tarihi emperyalist emellerine ulaşabilmek için bir taraftan Türkiye ile dostluk görüntüleri vermiş, diğer taraftan arkadan hançerlemiştir. Son kahpelik bu dönekliğin zirve noktasıdır. Ve Türkiye’nin artık ne tahammülü, ne de zamanı kalmıştır. Söz bitmiştir. Türkün Türk’ten başka dostu olmadığı bir defa görülmüştür. Kendi işimizi kendimiz görmek ve bunu yaparken de, hiç kimsenin ne dediğine, ne düşündüğüne, ne planladığına bakmamak durumundayız. Mülteci sorunu artık sadece bizim sorunumuz değildir. Ne toplama kampıyız, ne de kimsenin sınırlarının bekçisiyiz. Alın biraz da siz uğraşın ve Türkiye’nin kıymetini anlayın.

RUSYA’YA GÜVENMEDİK

İdlib, bir kriz noktası olmaktan çıkmış ve artık milli bekamıza çok ciddi ve yakın bir tehdide dönüşmüştür. Şehitlerimiz onurumuzdur, acımız çok büyük ve derindir. Her ne olursa olsun bu yoldan artık dönüş yoktur. Kimsenin sözüne inanacak, kendi gücümüzden başkasına güvenecek değiliz. Özellikle Rusya ile bütün ilişkilerimizin tekrar gözden geçirilmesi şart olmuştur. Bütün okuyucularım şahittir ki, biz bu Rusya’ya hiçbir zaman güvenmedik, hiçbir zaman inanmadık ve her zaman mutlaka dikkatli olunması, fazla itibar edilmemesi gerektiğini de söyledik ve yazdık. Aynı şeyi bir zamanlar Esad için de söylemiştik ve her ikisinde de haklı çıktık. Keşke biz yanılsaydık da, bütün bu yaşananlar olmasaydı.

DÜŞMAN EZİLMELİ

Siyasi tartışmaları her zaman yaparız. Söz konusu olan bekamızdır. Şimdi birlik ve beraberlik zamanıdır. Gün, Türk milleti olarak birlikte aynı cephede, aynı şuur ve ruhda buluşma günüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu kalleşlik karşısında meşru olarak her türlü askeri müdahale hakkı doğmuştur. Sayın Devlet Bahçeli’nin belirttiği gibi, Suriye hava sahasının Rusya tarafından açılıp açılmaması hükmünü tümden kaybetmiş, artık güç ve zor kullanmak kaçınılmaz bir mecburiyet haline gelmiştir. Düşman görüldüğü yerde ezilmelidir. Gelişmelerin silahlı çatışmadan sıcak savaşa dönüşme konusu Türkiye’nin meselesi olmaktan artık çıkmış, kan döken rejim unsurlarının bulundukları her yerde cezalandırılmaları Türk tarihine ve maşeri vicdana karşı ertelenemez bir sorumluluk halini almıştır. Milli güvenliğimizi temin maksadıyla bulunduğumuz alanlarda karşımıza kim çıkarsa çıksın doğduğuna pişman edilmeli, bunun gereği can pahasına yapılmalıdır. Bunu yapacak, gücümüz de, imanımız da, ordumuz da var. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine güvenimiz tamdır. Türk milleti olarak her türlü fedakarlığa da, her türlü katkıya da, her türlü göreve de hazırız.