Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

CNN’de bir programa katılan eski CIA yetkilisi “Soğuk Savaş döneminde bizim Rusya’da üç bin tane ajanımız vardı. Sovyetler dağılınca bunların hepsini Türkiye’ye gönderdik” demişti. Söylenen rakam belki manipülasyondur ama Türkiye’de bir hayli ajan olduğu muhakkaktır. Çünkü Türkiye yıllardır emperyalizmin laboratuvar sahası gibidir.

Üzerinde her türlü terör örgütü kullanılıyor, kanlı darbeler ve girişimleri deneniyor, sağsol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt çatışmaları organize ediliyor, üniversite çatışmaları körükleniyor, siyaset dizayn edilmeye çalışılıyor, ekonomik kumpaslar kuruluyor. Yapılıyor da yapılıyor… Türkiye Cumhuriyeti bu manada gerçekten yorgun bir vaziyettedir. Türkiye dirençli durdukça üzerine üzerine geliyorlar. 15 Temmuz kanlı darbe girişimi son yılların en kapsamlı emperyalizm çalışmasıydı. Türk milletinin iradesi şehitler, gaziler vererek onu da savuşturdu. Ama durmayacaklar, durmazlar. Türkiye üzerinde cirit atmaya devam ediyorlar.

Ajan demişken aklıma ajanlık suçlamasıyla tutuklanan DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Metin Gürcan geldi.

DEVA’lı Metin Gürcan’ın yabancı diplomatlara “siyasi ve askeri casusluk” yaptığının belgeli, videolu, fotoğraflı ispatlanmış olması da Türkiye’deki ajan borsasının ne boyutta olduğunu göstermektedir.

Osman Kavala’nın misyonunda da tam bir etki ajanı profili vardır. Kurduğu tuhaf tuhaf dernekler, vakıflar, sürekli etnik bölücülüğe sponsor çalışmaları, bir bakıyorsunuz Brüksel’de, bir bakıyorsunuz Moskova’da katıldığı PKK toplantıları... Hem de bu toplantılarda konferansın moderatörü olarak karşımıza çıkıyordu. Bunlar herhalde soğuk savaş dönemi Türkiye’ye kaydırılmış ajanların aynı göreve devam eden torunları, yakınları…

Partisinden “siyasi ve askeri casusluk” yapan yönetici çıkaran Ali Babacan’ın Metin Gürcan’dan bir farkı da yoktur. Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmeyi uygun atmosfere göre öneren, her fırsatta PKK’ya el ve gönül uzatan, FETÖ’cüleri serbest bırakacağını ifade eden Ali Babacan’ın partisini kurmadan önce İngiltere Büyükelçisi ile iş yerinde sık sık görüşüp istişare yaptığı da zaten hiç yalanlanmamıştı. Gün ve tarih vererek bu istişare toplantılarını defalarca yazdık. İngiliz çocuğu Ali Babacan bunu susarak kabullenmişti. Şimdi de ülkemiz üzerinde ABD-İngiliz projeleri neyse onu dillendirmeye devam ediyor. PKK ve FETÖ’ye nasıl sahip çıktığını Türkiye görüyor.

Soğuk Savaş döneminde Rusya’dan 3 bin ajanı Türkiye’ye kaydırdığını söyleyen ABD sanırım ajanlarını da Türkiye’deki muhalefetin içinde toplamıştır. Hepsinin eylem ve söylemlerine bakın direkt ABD hesabına çalıştığını anlarsınız. CHP’deki adamı HDP’den, HDP’dekini İP’ten, İP’tekini Deva’dan, Deva’dakini Gelecek’ten ayırt etmek mümkün olmuyor. Hepsi de tek düğmeyle çalışan ajan gibi hareket etmektedir.

“Siyasi ve askeri casusluk” yapanların muhalefet toprağında filizlenmesi 2023 seçimini öncekilerden daha da önemli kılmaktadır. Çünkü emperyalizm iştahları kendilerini çok açık etti. Bakınca hemen tanınıyorlar.

Editör: Haber Merkezi