Milliyetçi Hareket Partisi, 4 Eylül’den itibaren düzenlediği açık hava toplantılarıyla adeta meydanları sallamaya devam ediyor. Sivas ve Bursa mitinginden sonra üçüncüsü Kayseri’de düzenlenen mitinge yine yoğun bir katılım vardı. Katılımın artarak devam etmesi mitinglerin ilanından önce ekonomi üzerinden katılımın çok az olacağına yönelik olumsuz yorum yapan anket şirketi yöneticilerini dut yemiş bülbüle çevirdi. Sadece onlar değil elbette, 6+1’li masanın ortakları da bu durumdan oldukça yara aldı.

4 Eylül tarihindeki Sivas mitinginden sonra HDP’siz bir hiç olduklarını daha iyi kavrayan masa ortakları çareyi HDP’ye bakanlık vereceklerini duyurmakta buldular. Bu pazarlık üzerinden birbirine düşen masa ortakları sadece bir kaostan ibaret olduklarını bir kez daha ispat ettiler. Birbirlerinin bugüne kadar ki kirli niyetlerini, belediyelerde kovaladıları milyonluk ihaleleri, makamlar üzerinden yaptıkları pazarlıkları ifşa etmeye başladılar.

11 Eylül’deki Bursa mitinginden sonra daha fazla hüsrana uğradılar. Sivas’taki heyecan, coşku ve kalabalıktan daha fazlasını görünce moralleri alt üst oldu. Herşey bitmiş, seçim kazanılmış havasıyla sokak aralarından iktidar çıkarmayı arzulayan masa ortakları MHP’nin meydanlarını görünce şaşkına döndüler. “İttifakımız yok”, “ittifak artık bir avantaj sağlamıyor” sözleriyle bitme noktasına geldiklerini tescillediler.

MHP’nin Sivas ve Bursa mitingine AK Parti seçmeninin de katıldığını söyleyen, meydanlardaki kalabalığı buna yoran ve yaptıkları eleştirilerle mitingleri basitleştirmeye çalışan araştırmacı ve gazeteciler de vardı. Oysa bu mitinglere Cumhur ittifakı paydaşlarının katılması kadar doğal bir durum yoktu. Zaten MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de meydanlara seslenişinde Cumhur İttifakının adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan için destek istiyordu. Ancak normal olmayan başka bir durum vardı. O da Cumhur ittifakının dışındaki partilere oy veren seçmenin MHP’nin mitinglerine katılmasıydı.

Kayseri’deki muhteşem kalabalığa doğru yönelip seçmenlerle sohbet ettiğimde 2018 seçimlerinde CHP ve İP’e oy verdiğini söyleyen ancak 2023 seçimlerinde MHP’ye oy vereceğini söyleyen bir çok kişi olduğunu gördüm. İçlerinde bu partilerin yönetiminde bulunduğunu söyleyen kişilerin de olması meydandaki umudu, heyecanı ve güveni gösteriyordu.

Kayseri denildiğinde akıllara ilk önce ticaret gelir. Bir nevi ekonominin kalbi Kayseri’de atar. Sanayi bölgeleri, fabrikaları, ihracat üretimiyle göz doldurması ve ahilik kültürünün hala yaşatılıyor olması size ekonomik anlamda bir fikir verir. Meydanlardaki kalabalık da bu durumu özetlemeye yetecek bir durumdur. Kayseri mitingi de seçmenlerin birinci dereceden tercihlerini ekonomi üzerinden değil, her anlamda güçlü bir Türkiye’den yana yaptığını gösteriyordu. Seçmenler de bunu zaten açıkça ifade ediyordu. Mesela CHP ve İP’e oy veren seçmene “bu seçimde neden fikir değiştirdiniz” diye sorduğumda genel olarak “bunların (CHP-İP) ne yaptığını kendileri de bilmiyor. Bir de orada HDP var” diyorlardı. Ben ısrarla “ekonomi” diye sordukça onlar da “vatan” cevabını veriyordu. Kayseri milliyetçi-muhafazakar yapısına has bir tercihi önümüzdeki seçimde zirveye taşıma kararı almasıyla göz dolduruyordu. MHP’nin mitingine ilgi duyanlar sadece seçmenler değildi elbette. CHP ve İP’in Kayseri İl Başkanları da mitingi takip edenler arasındaydı. Büyük ihtimal tecrübe edinmek istiyorlardı.

10 milletvekiline sahip Kayseri’de CHP ve İP’in birer milletvekili bulunuyor. Ama gidişat bu sayının sadece bir ile sınırlı kalacağını gösteriyor. O milletvekilini de hangi partinin çıkaracağına elbette seçmen karar verecek. Kim bilir belki de 2023 seçimlerinde Kayseri tam kadro Cumhur ittifakına görev verecek.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli Kemal Kılıçdaroğlu’nun “geliyor gelmekte olan” sözlerini hatırlatarak, “Gelecekleri varsa görecekleri de var” dedi.

Görünen o ki; MHP’nin mitinglerindeki coşku 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakının açık ara zaferini müjdeleyen bir başlangıç sadece…