Daha birkaç gün önce ezeli rekabet, artı liderlik savaşında lider Beşiktaş’a kaybeden Galatasaray, bu kez lig sonuncusunu Yukatel Denizlispor ile karşılaştı. Maç öncesindeki en büyük sorunu, doğrudan golcüleri yoktu. Üstelik, hala transfer yapılmamış, yönetim ile teknik direktör arasında ‘medya’ üzerinden gerilim hafif hafif de olsa sürüyordu.

Galatasaray’ın çok önemli moral motivasyonu da vardı. İlki maç öncesinde yılbaşında büyük tehlike atlatan Omar Elabdalleaoui’in taburcu olduktan sonra, antrenmanda arkadaşları başarı dilemesi, ikincisi yaklaşık yedi aydır takımdan uzak kalan kaptan Fernando Muslera’nın takımın başında sahaya çıkmasıydı. Golcüsüz Galatasaray, çok üst düzeyde hızlı bir hücum başlangıcı yaptı. Ligin ilk onbeş dakikada içinde en çok gol atan takımı olma başarısına sahip Sarı Kırmızılılar, bu özelliğini sergiledi. Erken gol ile rahatlayan takım, temposunu düşürmedi. Ardından ikinci gol gelince tempoyu düşüren Galatasaray, elini kolunu sallayarak üçüncü golü de buldu, ilk yarının sonunda. İkinci yarının 18 yaşındaki Tusha ilk profesyonel lig maçında attığı golle, Galatasaray’ı yeniden kendine getirdi. Sonrasında goller birbiri ardına geldi. Ve sonuç; kazanmak için transferlere değil, eldeki koşulları iyi değerlendirmek, isimleri doğru kullanmak gereklidir.