“Split” (Parçalanmış) isimli filmi izleyenler hatırlayacaktır.   

Başroldeki kurgusal karakter Kevin, çoklu kişilik bozukluğu bulunan bir hastadır.

Film boyunca kişiliklerin birinden diğerine doğru geçiş yapar durur.

Kimisinde masum bir çocuk hâlindedir, kimisinde zorba bir yetişkindir.

En belalı olanı da 24’üncü kişilikte ortaya çıkan insan öğütücü canavardır. O sahneye çıktığında kan gövdeyi götürmeye başlar.

Bizim çoklu kişilik bozukluğu bulunan muhalefet liderimiz Kemal Bey de bir Ülkücü, bir sosyal demokrat, bir Kuvayımilliyeci, bir seyit, bir hafız, bir solcu, bir vatansever karakterleri arasında destursuz gezip durmaktadır.

Kevin’in çoklu kişilikler arası dönüşümünde bir akışkanlık varken Kemal Bey’de parmakla gösterilebilecek çelişkiler vardır.

Demek ki Kemal Bey’de çoklu kişilik bozukluğunun yanında bir de kişilikler arası geçiş problemi söz konusu.

Türk Ocakları’nın İslam’la ilgili sempozyumuna katılıp lafa Karl Marx’ın sözleriyle dalması bu rahatsızlığın en açık belirtilerinden birisiydi.

“Seyit Kemal” karakterine bürünmesi gerekirken “Marksist Kemal” oluvermişti.

“Marksist Kemal” karakterini de “Vahşi kapitalizmle mücadele etmek için ABD’ye gidiyorum” dediği zaman raftan indirmeliydi.

Ama yine geçişi doğru yapamadığı için vahşi kapitalizmle mücadele etmeye gidip kapitalizmin vitrin ürünlerinden birisi olan hamburgere gömülmüştü.

Hakiki bir solcu, kapitalist Avrupa’dan para dilenir mi? Bu dileniyor.

Ülkücü birisi teröristlerle iş birliğine girer mi? Bu giriyor.

Kuvayımilliyeci birisi, Kürdistancı başdanışman atar mı? Bu atıyor.

Sosyal demokrat adam, neoliberal tezlere yaslanır mı? Bu yaslanıyor.

Seyit olan kişi Allah’a ve peygambere hakaret edenlere partisinde görev verir mi? Bu veriyor.

Kemal Bey’in 24’üncü (canavar) kişiliği de herhâlde “Cumhurbaşkanı Kemal”de kendisini gösterecektir.

Şimdiden herkesi tehdit diliyle sindirmeye çalışması, insan azmanı bu karakterin fragmanı gibidir.  

CHP’de bu işlerden anlayanların genel başkanlarını bir psikiyatriste göstermesinde fayda vardır.

Çünkü Kevin kamuoyuna mal olmuş bir karakter değildi. Biraz kendi hâlindeydi ve zararı da çevresindeki üç beş kişiyeydi.

Ama Kemal Bey türlü türlü kişilikleriyle halk yığınlarının arasına karışabilen birisidir.

Kevin’i yakından takip eden bir psikiyatristi vardı ve ona devamlı surette gerçek kimliğini anımsatarak normale dönmesine yardımcı oluyordu.

Kemal Bey’in uzman psikiyatristi de günün belirli dilimlerinde onu karşısına alıp  “Sen Ülkücü değilsin”, “Sen Kuvayımilliyeci değilsin”, “Sen milliyetçi değilsin”, “Sen vatansever değilsin” gibi hatırlatıcı cümleler kurmalı ve gerçeğe dönüşünü sağlamalıdır.