Cüneyt Arkın filmlerini izleyerek kendine slogan bulan ya da izleyenlerin kulağına üflemesiyle “Ben Kemal. Geliyorum” diyen Kemal Kılıçdaroğlu isimli siyasetteki mizah figürü, daha 6’lı masadan kalkıp aday olarak gelemiyor ama sağa-sola ve CHP Genel Merkezi’ne “Ben Kemal. Geliyorum” yazılı afişler astırıyor.

O, bu afişleri astırıyor ama CHP Genel Merkezi’nin önü “Kılıçdaroğlu aday olma” pankartı açan gençlerle dolup taşıyor. CHP Genel Merkezi’nin önündeki yağmış karlar üzerine “Kılıçdaroğlu aday olma” yazıları yazılıyor. Sosyal medyada “Kılıçdaroğlu aday olma” kampanyaları başlatılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı “Gençlik festivalinde” CHP’li bir genç “Aday olma” diye bağırıyor. Tüm bunları Ekrem İmamoğlu taraftarlarının tezgâhladığı konuşuluyor. Tabi, Meral Akşener ve avanesinin Ekrem İmamoğlu tercihi de bu tezgâhları fişeklemektedir.

TRT Haber’in hava durumuyla ilgili canlı yayını esnasında bir gencin bile muhabirin mikrofonuna “Kılıçdaroğlu aday olmasın” diye bağırması hem eğlenceyi hem de organize hali göstermektedir.

Kemal Kılıçdaroğlu “Ben Kemal. Geliyorum” dedikçe Kemal Kılıçdaroğlu üzerindeki tazyikler artmaktadır. Bu tazyikleri kendi ortağının ve kendi belediye başkanının organize etmesi de CHP içindeki adaylık yarışının artık iyice ayrışma noktasına geldiğini göstermektedir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Şişli’de katıldığı programda partili kalabalığın “Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu” sloganları atması karşısında, Ekrem İmamoğlu gibi yapmacık bir adamın bile renkten renge girerek, mimiklerini değiştirerek bu slogana yönelik gösterdiği rahatsızlık hali neyin ne olduğunu çok net göstermiştir. Sırıtarak, yılışarak gerçek düşüncelerini hep kapatma numarasında olan Ekrem İmamoğlu’nun bu slogan karşısında suratını asarak çok açık tepki göstermesi CHP içindeki ayrışmanın geldiği noktayı göstermektedir.

İstanbul’a kar, yağmur, fırtına gelmişken, İBB otobüsleri yanmaya, ölümlü kazalar geçirilmeye devam ederken Giresun’da ve 15’e yakın ilde “Haysiyet” arayan Ekrem İmamoğlu’nun asıl aradığı “Aday olma” halidir. Bu artık tartışılmaz bir gerçektir.

Benim anlamadığım ve sürekli sorguladığım durum ise, Meral Akşener’e İP kurulmadan önce ve kurulduktan sonra hep siyasi iyilik yapmış Kemal Kılıçdaroğlu’na İP’in açıktan itibarsızlaştırma çabaları hangi merkezin baskısından gerçekleşmektedir?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si olmasaydı bugün İP isimli bir parti TBMM’de temsil hakkına sahip olamayacaktı. İP, eğer CHP ile ittifak yapmamış olsaydı, %9.96 oy oranıyla seçim barajını geçemiyordu.

Yerel seçimler sonrasında da CHP’li belediyeleri kadro, iş, ihale konusunda adeta sömüren parti de Meral Akşener’in İP’inden başkası değildir.

Son 4-5 aydır Meral Akşener ve avanesi niçin vefalı davranıp, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda bir çekinceleri varsa kapalı kapılar ardında söylemiyorlar da tercihlerini Ekrem İmamoğlu’ndan yana koyarak çok açıktan Kemal Kılıçdaroğlu’nu yıpratıyorlar?

Meral Akşener üzerinde Ekrem İmamoğlu’nu tercihe zorlayan baskı nedir?

ABD mi, FETÖ mü yoksa sadece kişisel menfaatler mi?

Cem Uzan’ın “Ekrem İmamoğlu’nun, Meral Akşener’in oğlu ve eşiyle ticari ilişkileri var. Bunun üzerinden Meral Akşener devreye giriyor. Böyle bir sarmal var. Kimin eli kimin cebinde belli olmayan böyle bir ortamda kimse kimseden hesap sormuyor” iddiasına ne Akşener ne de İmamoğlu tarafından bir açıklama henüz yapılmadı. Bu iddialar üzerinden neredeyse 1 yıl geçti.

Ekrem İmamoğlu’nun eller tutulur olumlu bir özelliği de yok. Ekrem İmamoğlu’nun hangi yanını elinizle tutmaya çalışsanız hem elinizde kalıyor, hem de her yanı dökülüyor. Hal böyle iken Meral Akşener onda neyi bulmuştur?

Bu gidişle herhalde 6’lı masanın 5’i Kemal Kılıçdaroğlu’nu, sadece Meral Akşener de Ekrem İmamoğlu’nu aday olarak çıkaracaktır. Gidişat onu gösteriyor. Bu da aslında 6’lı masanın dağılacağını göstermektedir. HDP’nin hem Kılıçdaroğlu aşkı hem de İmamoğlu aşkı biliniyor, onların ne yapacağı da oldukça muallaktır.

6+HDP masası için gerçekten zorlu bir süreç başlamıştır. Seçimlere 100 günden az bir süre kalmışken, hala adaylık tezgâhları ve aday arayışları sürmektedir. 13 Şubat’ta da adaylarını açıklayamayacakları kendini hissettiriyor. 6+HDP masası içinden mutabakatla bir aday çıkmayacağını herkes görüyor.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Akşener arasındaki adaylık kavgası ve yarışı mutabakatı ortadan kaldırmıştır.

Halkın içinde bu manzara gerçekten büyük bir bıkkınlık yaratmıştır. Çevremde görüştüğüm birçok CHP’li bile “Bunlar kendi içinde anlaşamıyor ki ülkeyi hiç yönetemez. İstikrar ve ülke bütünlüğü için Erdoğan’a oy vereceğim” demektedir. 6’lı masanın HD(P)KK merkezli eylem ve söylemleri de vatansever, Atatürkçü CHP’lileri bu düşünceye sevk etmektedir.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Akşener arasındaki adaylık kavgası hangi noktada sonuçlanacak, onu merakla bekliyoruz.