Fotoğraflar üzerinden siyaset geliştirmeye çalışan, her suçlunun fotoğrafı üzerinden hükümete, Cumhur İttifakı’na saldırarak siyasi rant sağlamaya çalışan ahmak muhalefet ...

           Fotoğraflar üzerinden siyaset geliştirmeye çalışan, her suçlunun fotoğrafı üzerinden hükümete, Cumhur İttifakı’na saldırarak siyasi rant sağlamaya çalışan ahmak muhalefet yine kendi kazdığı çukura düştü. Ben bu yaşıma kadar böylesine ahmak, böylesine çirkef bir muhalefeti hiçbir zaman görmedim.

           Geçtiğimiz günlerde TBMM Genel Kurulunda 2023 Yılı Bütçe Kanun Teklifi üzerinde görüşmeler yapılırken, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın arabasında 100 kilo eroinle yakalanan eski Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz ile yan yana fotoğraflarını göstererek bir suçlama yöneltti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da "Kamuya ve basına açık bir toplantıda, bir ortamda yani kalabalıkta bir fotoğraf çektirmiş. Kendisini hiç tanımam" açıklamasını yaptı.

           Sürekli fotoğraflar üzerinden algı yaratmaya çalışan bu zavallı muhalefet yine fotoğraf meselesi altında kaldı.

           Arabasında 100 kilo eroinle yakalanan eski Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Ahmet Davutoğlu’nun, Zülfü Livaneli’nin, Deniz Baykal’ın ve daha birçok kişinin fotoğrafı var. Fotoğraf üzerinden suçlama yaparak rant sağlamaya çalışan zevzek muhalefet acaba ortaya çıkan kendi fotoğrafları üzerinden yeni bir yorumda bulunacak mı? Mesela Ekrem İmamoğlu’nun Veysel Filiz ile fotoğrafı çok samimi, o fotoğraf üzerinden “İBB cenaze arabasında yakalanan 144 kilo 550 gram esrar Veysel Filiz’e aittir” desek bunun bir mantığı, ahlaki yönü olur mu?

           Ya da “İBB’de çalışan HDP milletvekili Hüda Kaya’nın oğlu Muhammet Mücahid Saatçioğlu’nun üzerinde çıkan uyuşturucunun Veysel Filiz’le bağı var ve bunlara yolu hep Ekrem İmamoğlu veriyor” desek?

Olmaz, olmaz, olmaz değil mi?

           İP Milletvekili İsmail Koncuk’un da bu konuda “Fuat Oktay 'kendisini hiç tanımam' dedi ama 100 kilo eroinle yakalanan Veysel Filiz ile bu fotoğrafta hiç tanımıyor gibi görünmüyor. Ülke uyuşturucu baronlarının fink attığı bir halde maalesef” diye twit attığını gördüm ve ben de kendisine “İsmail bey, bunlardan birisi ABB’de şef idi. Uyuşturucu sevkiyatı yaparken yakalandı. Diğeri de İP yöneticisi idi üzerinde uyuşturucu çıktı. Tanır mısınız? Yarın sizinle fotoğraf çektiren birisi uyuşturucu işinden çıkarsa, “İsmail Koncuk uyuşturucu baronu çıktı” demek doğru olur mu?” yorumunda bulundum.

           İsmail Koncuk, Veysel Filiz’in ortaya çıkan yeni fotoğraflarını değerlendirsin ve aynı zamanda benim sorduğum soruya cevap versin.

           ABB’de de çalışan bir şef, aracında uyuşturucu ile yakalanmıştı. Araçta da ABB’nin resmi görevli kartları vardı. O şefin hem Mansur Yavaş hem de Meral Akşener ile olan fotoğrafına bir yorum yapsın bakalım. Hadi bekliyoruz İsmail Koncuk. Genel Başkan’ın Meral Akşener’in, üzerinde uyuşturucu ile yakalanan Kütahya İP yöneticisiyle de fotoğrafı vardı. Buradan nasıl bir sonuç çıkarıyorsan bize de bildirsene İsmail Koncuk!

           Bu zekâ sahibi muhalefet fotoğraflar üzerinden bu tür suçlamaların defalarca kendileri vurduğu hâlde yine aynı model propagandalarına devam ediyorlar.

           Bir pudra şekeri geyiği tutturmuş gidiyorlar. Sanki CHP’nin, İP’in, Gelecek’in, HDP’nin çeşitli yöneticileri hiç uyuşturucuyla yakalanmamış gibi. Ama biz bu muhalefet partileri içinde uyuşturucuyla yakalanan olunca bir genelleme yaparak, bu partilerin tamamını uyuşturucu konusunda suçlamıyoruz. Bu ne hukuki ne de ahlaki bir durum içerir çünkü. Ama bunlar konu Cumhur İttifakı olduğu zaman ne hukuk ne de ahlak tanıyorlar. Görüldüğü gibi arabasında 100 kilo eroinle yakalanan eski Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz konusunda da böyle davranıyorlar.

           Benim aylardır cevabını bulmaya çalıştığım bir başka konu da uyuşturucu üzerinden sürekli gündem yaratarak hükümeti suçlayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, niçin PKK’nın uyuşturucu trafiğine hiç değinmediğidir. Türk devleti bu kadar yoğun uyuşturucuyla mücadele ederken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Uyuşturucu paralarını Türkiye'nin cari açığının finansmanında kullandılar” diyerek Türk devletini ve hükümetini töhmet altında bırakması, iftira atması acaba bir cambaza bak oyunu mu?

           PKK’nın uyuşturucu üretme üssü, Suriye’de YPG’nin elinde bulunan bölgeler. Ama Kemal Kılıçdaroğlu hem terör örgütü YPG’yi kutsallaştıran açıklamalar yapıyor hem de Türk devletinin YPG’ye karşı operasyonlarını hep engellemeye çalışıyor. Avrupa’ya dağılan uyuşturucunun %70’ini terör örgütü PKK yönetirken Kemal Kılıçdaroğlu niçin buna hiç değinmiyor?

Bu size de tuhaf gelmiyor mu?

           Ve terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ittifak yapan Kemal Kılıçdaroğlu hangi yüzle uyuşturucu üzerinden ahkâm kesebiliyor?

PKK’nın uyuşturucu trafiğinde CHP hangi konumda acaba?

           Fotoğraflar üzerinden algılar üretmeye çalışan muhalefet, kendi fotoğraflarına bakmayı denesin.