İlk kez F4’e iki takımla kalmanın sevincini yaşamamızın ertesinde...
Milli takımın da katılacağı Dünya Şampiyonası arefesinde...
Ligde play-off mücadelesi tüm hızıyla devam ederken...
Basketbolumuzun yaşadığı krize bak.
“Geliyorum” diyen. Yetkililerin dahi izlemekle yetindiği, önlem alınamayan, alınmayan, hatta hemen alevlenmesi için kibrit çakılan kriz...
Lobimiz, etkinliğimiz artsın diye, yıllardır uluslararası federasyonların bırakın en tepesine, en kıytırık kuruluna bile adam sokmaya çalışırız.
İlk defa bir Türk federasyonunun, Avrupa'nın en tepedesindeki bir Türk’ü seçtirmeme çabasına şahit olduk geçen hafta.
Seversin, sevmezsin. Turgay Demirel, bu ülkede 23 yıl federasyon başkanlığı yapmış, 'onursal başkan' ilan edilmiş.
FİBA Avrupa’nın başkanlığına seçilmiş.
Dört yıl daha görev için aday olmuş.
Ama kendisini aday gösteren ülkeler arasında, kendi ülkesi yok.
Kendisi kendi federasyonundan destek istememiş, isteyememiş.
Hatta daha da beteri, Türkiye Basketbol Federasyonu, Demirel’le değil Sırbistan federasyon genel sekreteri Dejan Tomasevic’le sırt vermiş.
Gerekçe başkan Hidayet Türkoğlu’nun ağzından özetle şöyle:
“Diğer ülkeleri ziyaret eden Demirel, adaylık için bizle temasa geçmedi. Planlarını anlatmadı. Diğer adaylar bize projelerini anlattı. Milli takımımızı yalnız bıraktı. Turnuvalarda yanımıza uğramadı. Ülkesini çıkarlarını ön planda tutmadı. Ekibine herhangi bir Türk’ü davet etmedi. Amacımız Türk basketbolunu temsil eden yöneticilerimizin FİBA Avrupa karar organlarında daha fazla yer almasıdır”
İster istemez akla geliyor sorular. Karar organlarında başkanlıktan öte bir yer mi var?
Bizi bir Türk mü daha çok düşünür, yabancı mı?
Taraflar arasındaki gerginliği bilmeyen yok. Demirel’e yapılan suçlamaları duymayan kalmadı.
Yönetim şekli, akçeli işler, vs. vs. Velevki Demirel kötü, faydası yok.
İyi de bu hesap burada, böyle mi görülür? Basketbol Federasyonu ve başkanı O’nu sevmiyor, istemiyor, Tomaseviç’i, aday gösteriyor. Az çok masrafa girip, maille vs. kulis yapıyor. Tomaseviç, ilk turda eleniyor. Hüseyin Beşok yönetime giremiyor. Demirel ikinci turda da olsa yeniden FİBA Avrupa Başkanı oluyor.
İstediğini seçtiremiyorsun.
İstemediğin Türk başkan oluyor. Bu nasıl strateji, ne menem hesap?
Geçmişten de gelen sorunlar dağ gibi, çözüm beklerken...
Federasyon personel giderinin milyonları bulduğu yerde kulüpler batarken...
Oyuncu, antrenör üç kuruşunu alamazken...
Binlerce genç top peşinde heba olurken...
Biz üçlüğü kendi potamıza sallıyoruz.
Hem de güçlenmekten bahsederken.
Pes yani, şimdi gülsek mi ağlasak mı?