14 Mayıs 2023 günü Türk milleti Kemal Kılıçdaroğlu’na net bir mesaj verdi: “Sevdiklerinle vedalaş, 14 gün sonra siyasi hayatına veda ediyorsun” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun pençesine düştüğü hastalığın adı sıtmaydı.

Bu hastalığı HDP isimli Kandil sivrisineği tarafından defalarca sokularak kaptı.

Elbette biyolojik var oluşu sokmaya ayarlı sivrisineğin değildi tek suç.

O zehirli tabiatı gereği ulaşabildiği herkesi sokmakla mükellefti.

HDP/PKK bataklığına gül bahçesine girer gibi giren Kemal Kılıçdaroğlu, siyasi eceline davetiye çıkardı.

Yıllardır eleştiri mahiyetinde yazılar yazarak onun HDP ve PKK ilişkilerini sorguladık.

Neredeyse her yazımızın hammadde kaynağı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun terörün siyasi ayağıyla maske-mesafe kurallarını altüst eden yakınlaşmalarıydı.

Kemal Bey’e bu yönde yapılan her eleştiri, çevresindeki ibrikçilerin yağlı övgülerinden bin kat daha gerçekleri fısıldıyordu kendisine.

Ama o kulak kabartmadı.

Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur derler. Biz, Kemal Bey’in en sadık eleştirmenleri, O muhalefetin direksiyonuna geçip Kandil aktarmalı iktidar güzergahı belirlediğinden beri usanmadan uyarıyoruz.

Mesela bir yazımızda şöyle demişiz: “PKK’nın propaganda enstrümanı olan HDP’yi meşru sayan bir siyasetçide, her şeyden önce yönetmeye talip olduğu toplumun kanayan yarasına karşı bir duyarsızlık hali vardır. Evladı katledilmiş bir anneyle kuramadığı bağ, babasız kalmış çocukların feryadına kulak tıkama hali vardır. Kemal Kılıçdaroğlu, oğlu Kerem’i, Meral Akşener de oğlu Fatih’i PKK terörüne kurban vermiş olsaydı, bu kadar içtenlikle “HDP meşrudur” diyebilirler miydi?”

Muhalefet Türk milletinin duygu durumunu bir türlü idrak edemedi ama Türk milleti muhalefet ve HDP arasındaki ilişkiyi gördü, sandıklar kurulduğunda da siyasi tercihini Türkiye’nin bekası yönünde kullandı.

Muhalefet, Eren Bülbül’ü, Aybüke Öğretmeni, Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu, Polis Fethi Sekin’i, Piyade Er Tarık Tarcan’ı kendi evladı, kendi öğretmeni, kendi babası gibi sahiplenenlere yenildi. Şehit babasını kan çanağı gözlerle uğurlayan yavruların gözyaşına mağlup oldu.

14 Mayıs’ta akıbeti kendisine gösterilen Kemal Kılıçdaroğlu şimdi direksiyonu milliyetçi hassasiyetlere doğru çevirse ne fayda?

Bu sözde kurtarıcı hamlesi onun siyasi hayatının son çırpınışları olarak hatırlanacak.

HDP’li Sezai Temelli muhalefete destek sağladıkları yerel seçimler öncesi ne diyordu:

“Mansur Yavaş da Ekrem İmamoğlu da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP'lileri yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür.”

Türk milleti de 28 Mayıs 2023 günü şöyle seslenecek:

“Kemal Kılıçdaroğlu da bilecek ki kaybetmişse PKK ve HDP’ye bel bağladığı için kaybetmiştir. Türk milletini yok sayarak, Türk milletinin hassasiyetlerini göz ardı ederek Türkiye Cumhuriyeti’ne Cumhurbaşkanı olamaz. Bu da Türk milletinin gücüdür.”