Bir konuda hakkını yemeyelim… Ne zaman HDP aşkıyla hareket edip terör sözcüsü olsa… Ulusalcı, milliyetçi, devletçi, CHP’nin altı ok doğrultusunda hareket edilmesini isteyen kişilerden gelen tepkileri savuşturmak için derhâl büyük bir ustalıkla ağız değiştirdi.

                         ***

Mesela…

Önce PKK’nın istekleri arasında yer alan “Yerel Yönetimlere Özerklik şartını” mutlaka getireceğini söyledi.

Sonra “Cumhuriyet ilke ve yaklaşımlarına sonuna kadar bağlıyız” dedi.

                        ***

Önce PKK’nın televizyonu IMC TV’de “Anayasa’nın 2. ve 3. maddelerini değiştirelim” önerisinde bulundu.

Sonra “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği yoldan ayrılmayacağız” dedi.

                       ***

 Önce kaynaklarını PKK’ya aktaran belediyelere kayyum atanmasına “Bu demokrasiye indirilen darbedir, halkın iradesine indirilen darbedir” sözleriyle karşı çıktı.

Sonra “Teröre karşı durmak bizim temel görevimizdir” dedi.

                     ***

Önce PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı “Cezaevinde yattığı her gün ona şeref madalyası olacaktır” diyerek savundu.

Sonra “Bayrak ve vatan için yeri geldiğinde canımızı vermeye hazırız” dedi.

                   ***

Önce PKK’nın Suriye uzantısı YPG’yi “Terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” olarak gördüğünü açıkladı.

Sonra “Vatanını, bayrağını seven herkes Ülkücüdür. Ben de Ülkücüyüm” dedi.

                   ***

Ve son olarak… Önce PKK’ya son darbenin indirilip, kökünün kurutulması için hazırlanan tezkere “hayır” oyu verdi.

Sonra “Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem bana  Kılıçdaroğlu demesinler” dedi.

                 ***

Bu durum bir tek çelişkiler yumağı değil…

Kılıçdaroğlu’nun dikiş ve fren tutmayan düşünce çarpıklıkları onu aynı zamanda mizahın konusu da yapıyor…

Hâliyle insanın aklına Cem Yılmaz gibi şovmenlerin siyasete soyunduğu günlerde, Kılıçdaroğlu gibi siyasetçilerin de şovmenliğe mi özendiği sorusu geliyor…

               ***

Kılıçdaroğlu’nun çevirdiği bu komedi dostları tarafından büyük bir beğeni alıyor, hayranlıkla izleniyor…

Sizce de Kandil’deki hainler kendi aralarında “Daha dün bizim talimatımızla tezkereye karşı cansiparane mücadele eden adam bizi yok edecekmiş” fıkrasını anlatıp gülmüyorlar mıdır?

              ***

Sabah başka, akşam başka konuşan, dün savunduğunu bugün inkâr eden Kılıçdaroğlu ve avanesi yaptıklarının yanına kâr kalacağını düşünsün dursun…

Seçimlerin gerçekleşeceği 2023 yılına az kaldı…

Son gülen iyi güler…