Bu ülkede bir konuyu halka da siyasetçiye de anlatamadık…

Bu memlekette “Kürt meselesi” yoktur!

Mesele, “PKK terör örgütü”dür…

Emperyalist taşeronu PKK’nın, Kürt vatandaşlarımızla alâkası yoktur!

Bu topraklarda “Kürdistan” diye bir bölge ve devlet de hiç olmamıştır!

Ne yazık ki, HDPKK’nın Kürdistan tuzağına, gaflet içindeki iktidar mensupları da düşmektedir…

*

En küçük fırsatta başlarını çıkaran Cumhur İttifakı içindeki “MHP ve ittifak düşmanları ve Erdoğan’ı sürekli yanıltanlar”ın…

İP/HDPKK’nın aleni Y-CHP’li adayı desteklemesini görmezden gelip “Türk milliyetçilerinin oy kaybettirdiği” iftirasıyla yeni Kürtçülük sevdalarına kapılanların…

2013’teki “çözüm süreci gafleti, hâlâ kafasının bir yerinde olanlar”ın…

15 Temmuz’daki ihanete rağmen…

Cumhurbaşkanlığı sisteminin rayına oturması, İstanbul’un zillete teslim edilmemesi için MHP ve Bahçeli’nin bütün gayretlerine rağmen…

Bu ülkenin baş belasının “terör” olduğunu anlayamamış, anlamak istemeyen gafiller arasında yandaş medyanın maydanozları da var, iktidar siyasetçileri de…

Hikmeti kendinden menkul Alçı’nın “Türk devleti içinde tuhaf itişmeler gözlemliyorum” dediği yazısı, neyin alâmetidir?

Ve bu kadın neden hâlâ susturulmamaktadır?

*

Erdoğan, “Benim ülkemde 'Kürdistan' diye bir bölge yok” diye bas bas bağırırken…

Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Binali Yıldırım, Diyarbakır’da Kürtçe konuşuyor ve “İstiklal mücadelesini başlatırken daha savaş yıllarında bile Ankara’da Büyük Millet Meclisini toplayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün davet ettiği millet temsilcilerinin arasında Kürdistan mebusu da vardı, Lazistan mebusu da vardı, Anadolu’nun her tarafından temsilci vardı” açıklaması yapıyor…

Yıldırım, Diyarbakır’da düştüğü “Kürdistan” gafını Elazığ’da düzeltmeye çalışırken yine tuzağın içinde:

PKK terör örgütüdür. Bundan şüphesi olan varsa tepki göstersin. Kürdistan sözü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyetin kurulmasından önce istiklal mücadelesinde bölgeden gelen temsilciler için kullandığı sözdür. Benim ifadem ondan ibarettir. Bu ülkenin her karış toprağında yaşayan insanlar bizim birinci sınıf vatandaşımızdır. Kimse Kürtleri ötekileştirmeye, ayrıştırmaya çalışmasın. Biz etle kemik gibiyiz. Birbirimizden ayrılmayız. Binlerce yıldır bu topraklarda birlikte yaşadık, kader birliği yaptık. İnadına bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, ay yıldızlı bayrağımızın altında hür ve bağımsız yaşayacağız. Bu kadar açık ve net söylüyorum.”

Yıldırım’ın akıl hocaları ne yapmak sevdasındadır?

Ve arkasından Elazığ’da konuyla ilgili açıklama yapma zarureti nedendir?

*

“Millî beka” uğruna ülkücü hareketin suskunluğunu istismar edemez kimse…

Nitekim MHP Genel Başkan Basın Danışmanı ve Türkgün gazetesi yazarı Yıldıray Çiçek, Twitter’da sessiz kalmadı…

Çiçek’in, “Binali Yıldırım, konuşmasında Ekrem İmamoğlu’na destek veren PKK ve HDP’yi yerden yere vursa bile Dersim ve Kürdistan mebusu ifadeleri baştan sona yanlıştır” tespiti hakikattir!

Bölgede PKK terörünün baskısının kalkmasıyla oluşan 24 Haziran ve 31 Mart seçim sonuçları hiç mi tahlil edilmedi?

Bu tür konuşmaların “Bu konuları ihanetine araç yapanlara vitaminden başka bir şey olmadığı” ne zaman anlaşılacak?

CHP-PKK ilişkisine zerre ses etmeyen, 31 Mart’ta HDP’nin oyunu alırken “HDP meşru parti değil mi canım” diye sırıtanların ağzına sakız vermeye” ne gerek var?

Y-CHP/HDPKK/İP/Kandil iş birliği apaçık ortada…

“Bunların yüzsüzlüğü, pişkinliği, algıda cazgırlığı ortada iken daha dikkatli olmak gerekiyor. Her gün terörist leşi alınırken, “beka bitti” diye saçmalayanların karakteri ortada iken, bu karakterlerin yapısını bilerek de davranmak gerekiyor...”

Yapmayın, yine “bin yıllık kardeşliğimiz”e dinamit koymalarına fırsat vermeyin…

Bir silkinin, kendinize gelin…

Ülkücü hareket, yumuşak başlı ise de, “kim dedi uysal koyun” diye?