Sturridge’ye attırdığı gol sonrası verdiği fotoğraf ne kadar büyük bir futbolcu olduğunun göstergesi... Gururlu, mağrur, işini yapmanın verdiği huzur içinde...

Adam sadece gol atmıyor, arkadaşlarına attırıyor, rakibini oyalıyor ve eksiltmesini biliyor. Her pozisyonda o var. İki tane attı, attırdı, direkleri dövdü, penaltı yaptırdı. Daha ne olsun?

Rakipleri düşünüyor, “Peki ama kim tutacak bu Sörloth’u?”

Biz bilemiyoruz.

Vallahi bir bilen varsa beri gelsin... “Vedat Muriqi mi, Sörloth mu?” deniliyordu ya hani. Benim oyum Sörloth’a döndü bile... Bravo sana ‘kuzeyin golcüsü’... Aslında skor daha ilk yarım saatte 4’lere, 5’lere çıkardı.

İki pozisyonu Nwakaeme harcadı, en az iki pozisyonu Sturridge kaçırdı, bir o kadar da Shörloth. Hatta bir topu da direkten döndü golcü futbolcunun.

Trabzonspor’un aynı zamanda iki gol yediğine de dikkat çekmek isterim. Bunun sebebi öyle başarısızlık falan değil.

Biri skoru bir an önce yakalamanın verdiği telaştan, rakip alana fazla yüklenmekten ve tabi defansı unutmaktan...

Diğeri ise yakalanan farklı skorun verdiği rehavetten.

Tamam İM Kayserispor yumuşak bir takım, üstelik sorunları da çok. Gelen hoca gidiyor, para yok, kadro dışı kalanlar çok. Ama Trabzonspor da istekliydi, bu kez sahasında sürprize kapalıydı. Aldığı farklı skor ve üç puan ile de devreye huzurlu, mutlu ve umutlu girdi.

Şimdi yaraları sarma zamanı. Kısa da olsa Ünal hocanın Abdülkadir Ömür hariç, tam kadro halinde takımıyla ‘haşır-neşir’ olma zamanı. Sezon başı takıma geç katılanlara fizik-kondüsyon yükleme zamanı.

Eğer o sakatlıktan dönenler ve yapılacak olan takviyeler de katkı sağlarsa.

Siz o zaman görün Trabzonspor’u...