Artık çatlayacak ar damarları da kalmadı…

Sahibi yurt dışında kaçak ama paralı kalemleri işbaşında…

Cukkalar iyi, olmadı Mustafa Kemal kitaplarıyla Kemalist sömürüye devam…

Olmadı, 1 Ocak 2021’de şu manşet:

“2020’nin torbasından felaket ve gözyaşı çıktı.”

Sonra oturup Ayasofya’nın camiye çevrilmesini “felaket olarak” gösterdiler!

Ar damarı da ne yahu? İzan, namus, vatanseverlik nanay!

Kemalist sömürücüsü Özdil cevap vermiş güya:

"Umarız 2021 yılı, uğurladığımız 2020 gibi uğursuz geçmez. 2020'nin torbasından felaket ve gözyaşı çıktı"

Milletsiz ve millete rağmen!

Öyle mi? Peki!

*

Cumhur ittifakı ne pahasına olursa olsun HDPKK’yi kapattırmalıdır.

Bütün üyeleri, işbirlikçileri tutuklanıp yargılanmalı, ilişkili olan Y-CHP’li vekillerin de fezlekesi hazırlanıp TBMM’ye getirilmelidir…

Yeter bu millete demokrasi ve hürriyet (güya özgürlük) yutturmacası!

Kesin bu terörist HDPKK’ye devlet yardımını… Her kuruşu dağa gidiyor, her kuruşu Mehmetçiğe kurşun oluyor!

Ne kadar HDPKK’yi kabullenmeseler de…

Bunun delili PKK’li Birgün’ün manşeti: “Erdoğan’ın sözleri talimat sayıldı: Basın İlan Kurumu’ndan Sözcü’ye inceleme”

*

Televizyonda Y-CHP yancısı Şaban Sevinç, “İktidarın türban üzerinden siyaset yapmak istediğini” söyleyip duruyor! Sonra “HDP’yi PKK’nin siyasi uzantısı göstermeye çalışıyorlar” diye de yırtınıyor! Sonra da “Sözcü’nün kapağındaki Ayasofya felaketi”ni “editoryal hata” diye geçiştirmeye çalışıyor!

Bu Sözcü, deprem üzerinden İzmir depremiyle ilgili yalan manşetiyle ünlü…

“Bayraklı Belediyesi çürük yapıları 10 yıl önce bildirdi” manşeti atmışlardı…

Bayındırlık Bakanlığı kapağı yapıştırdı:

"Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ve İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne, Bayraklı Belediyesinden ilçedeki binaların çürük olduğuna dair herhangi bir rapor veya yazı gelmemiştir. Yapılan incelemelerde ise söz konusu yapılarda herhangi bir tapu şerhi olmadığı görülmüştür!”

Sözcü, camlı köşk şövalyelerinin yalan ve çıkar amaçlı yazılarıyla hep algı operasyonu peşindedir.

O ekabir çok sıkışırlarsa, Atatürk üzerinden kitap ticaretine, olmadı kıyıya doğru yürüyen yazlık rantçılığına soyunur, kapitalizmin kaymağını yerler!

Halkçıdırlar(!) ama halka sömürüyle, kitap fuarlarında parayla imza karşılığı yaklaşırlar.

Kadın cinayetlerinden bile nemalanmaya çalışan bir tayfadır bunlar… Magazin işleri ya!

Aylin Nazlıaka gibi “İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı birçok kadın kardeşimiz bugün hayatta olacaktı” lafını ve “çaresi idamdır” diye gazetede allandıra ballandıra yazan gafiller Sözcü’de…

“Hadi gelin idamı getirelim” desen kazan kaldırır bu yeniçeriler!

Sözcü’nün işi yalan haberdir.

Hatırlayın, “İBB Başkanı Bay Müdafa, tehdit edildi” diye kıyameti koparmıştı.

Anında Savcılık, gereğinin yapıldığını bildirince provokasyon ortaya çıkıvermişti!

Sözcü, AKP Denizli Milletvekilinin yediği yemekleri belediyeye ödettiği yalanı kısa sürede ortaya çıkmıştı.

“Yalan manşet” sapığı Sözcü, bir ara “RTÜK’ten Sözcü’ye engel” manşeti atınca, RTÜK dedi ki: “Hukuksal gereklilikleri yerine getirmeyerek istedikleri sonucu alamayanların haksızca RTÜK yönetimini hedef alması asla kabul edilemez."

Bir ara “Dursunbey Belediyesi’nin satıldığını(!)” bile iddia ettiler.

Hatta işi o kadar yalana sürüklendiler ki, “Yalova’daki yürüyen köşkün bulunduğu alan millet bahçesi yapılıyor” yalanını bile manşete taşıdı Sözcü…

Utanmamış, Türk Savunma Sanayii için, “14 milyar lira uçtu!” manşetini atacak kadar şuursuzlaşmışlardı.

Hele hele “İBB'de 643 yöneticiye karşılık 1717 makam aracı” manşeti bomba gibi ellerinde patladı, çünkü onlar yetmedi, İBB Başkanı Bay Müdafa hala birilerinden araç almakla meşgul!

Bu yalan makinesi gazetenin neresine dokunsan dökülüyor.

Sahibinden yazarlarına ve editoryasına kadar…