23 Haziran’da İstanbul’da yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimizin oyları elbette çok önemli ve değerlidir. Ancak, kimse saf, vatansever Kürt kardeşlerimiz üzerinden PKK ve uzantılarını aklamaya uğraşmasın.

Seçimlerin ekonomi başta olmak üzere, ülkenin bütün hassas dengelerini etkilediği muhakkaktır. Bu sebeple 31 Mart seçimleri öncesinde ısrarla istikrarın önemi üzerinde durmuş ve ülkenin geleceği açısından mevcut durumun korunması gerektiğini söylemiştik. Türk milleti genel olarak istikrardan yana tavır koydu. Cumhur İttifakı koyduğu çıtayı rahatlıkla yakaladı. Ancak bazı belediyelerin el değiştirmesi bile malum çevreler tarafından köpürtülüp, başka mecralara çekildi ve bir istikrarsızlık ve kaos için malzeme yapılmak istendi.

SİYASİ İSTİKRAR

Yenilenen İstanbul seçimleri, bu ortam içinde çok daha ayrı bir anlam kazanmış durumdadır. Cumhur İttifakı’nın bu seçimlerden başarı ile çıkması ve Sayın Binali Yıldırım’ın kazanması durumunda bütün kirli hesaplar bozulacaktır. Siyaset rahatlayacak ve önümüzdeki seçimsiz 4 yıl, yeni bir atılım ve yeni bir sıçrama yapmak için büyük bir fırsat oluşturacaktır. Siyasi istikrar devam edeceği için piyasalar da, milletimiz de rahat bir nefes alacak ve güven artacaktır. Terörle mücadele daha etkili biçimde devam edecek, başlatılan milli savunmada yerlileşme seferberliği daha da hız kazanacak ve bölgedeki etkinliğimizi pekiştireceğiz.

ZİLLETİN ÖNCELİKLERİ FARKLI

Yeni hükümet sisteminin sorunsuz devam etmesi, sağlam ve kalıcı hale gelebilmesi için, yerel yönetimlerle merkezi yönetimin uyum içinde çalışması çok önemlidir. Bu aynı zamanda hizmet akışı açısından da gereklidir. Zilletin ellerine geçen belediyelerin önceliklerinin farklı olduğunu kısa zaman içinde gördük. Oluşturdukları kirli ittifak içinde diyet ödeme mecburiyetleri her şeyin önüne geçmiş durumdadır. Seçilen başkanların ayakları yerden kesildi ve her biri kendini dev aynasında görüyor. CHP Genel Merkezi her ne kadar bazı talimatlar yayınlayarak kontrolü elde tutmaya çalışıyor olsa da, bunun yürümeyeceği anlaşılıyor. Çok yakında belediyelerle genel merkez arasında büyük gürültülerin çıkması, restleşmelerin yaşanması kaçınılmaz görünüyor.

CHP HİZMET ÖZÜRLÜ

İstanbul’da belediye başkanlığını kimin kazanacağı zaten çok önemliydi, bu şartlarda ayrı bir noktaya gelinmiştir. İstanbul’un zillet tarafından kazanılmasının emin olun hiç kimseye bir faydası olmaz, olamaz. Özellikle bu gözbebeğimiz şehir için büyük bir kayıp, hatta yıkım olur. Bunun sebebi gayet açıktır. CHP icraat konusunda özürlü bir partidir. Gürültü çıkarmayı, azı çok göstermeyi, kriz ve kaos oluşturmayı çok iyi bilirler, ama hizmet yapmakta bazı istisnalar dışında her zaman sınıfta kalmışlardır. Buna bir de merkezi yönetimle çıkabilecek sorunları ve belediye meclisindeki ve İlçe belediyelerindeki ezici üstünlüğün Cumhur ittifakını oluşturan partilerde bulunmasını ekleyin. Bunun anlamı zilletle birlikte önümüzdeki 4 yılın boşa geçirileceğidir ki, İstanbul’un buna tahammülü yoktur.

SURETİ HAKTAN GÖRÜNENLER

Bu söylediklerimiz ve yazdıklarımız iki kere ikinin dört ettiği kadar kesin gerçeklerdir. Akıl ve vicdan sahibi herkesin görüp kabul edeceği şeylerdir. Buna rağmen, sureti haktan görünen bazı uyanıkların özellikle AK Parti üzerinden bir yönlendirme gayretinde olduklarını ve ipe-sapa gelmez şeylerle Cumhur ittifakına fitne sokmaya çabaladıklarını ibretle izliyoruz. İstanbul’da yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimizin oyları elbette çok önemli ve değerlidir. Her siyasi partinin bu oylara talip olması eşyanın tabiatına da, ülke gerçeklerine de, siyasetin akışına da uygundur. Ancak, hiç kimse bu saf, vatansever Kürt kardeşlerimiz üzerinden PKK ve uzantılarını aklamaya, muhatap almaya veya aldırmaya uğraşmasın. HDP’yi masum gösterip, Kandillli katillere alan açmaya çabalamasın. AK Parti’yi yeni bir çözülme yanlışına sürüklemeye uğraşmasın.

İTİBAR VE SAYGINLIK

Milliyetçi Hareket Partisi en başından itibaren, zilletin nereden gelip nereye gittiğini fark etmiş, ülkenin karşı karşıya kaldığı tehdit ve tehlikeyi görmüş ve sarsılmaz bir irade ile kesin bir tavır almıştır. Aynı tavrını 23 Haziran seçimleri için de sürdürüyor. Herkes MHP’nin olduğu yerde ihanetin, ülkücülerin olduğu yerde arkadan dolanmanın olamayacağını çok iyi bilmeli ve hiçbir zaman da unutmamalıdır. Cumhur ittifakı her kimleri rahatsız ediyorsa, orada mutlaka bir sorun vardır. Nitekim, Cumhur ittifakının siyasete ağırlık koyması ile birlikte yılların birikmiş sorunları hızla çözüme kavuşmaya başlamış, ümit ve heyecan artmış ve Türkiye itibar, etkinlik ve saygınlık kazanmıştır. Terörle mücadeleden dış politikaya, ekonomiden içerideki sorunlara varıncaya kadar her alanda çok olumlu ve verimli bir döneme girilmiştir. Dolayısı ile Cumhur ittifakından rahatsız olanlar, ülkenin bu doğru rotada ilerlemesinden, millet iradesinin sarsılmaz biçimde tecelli etmesinden ve güvenli geleceğimizden rahatsızdırlar. Ülkemizin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Siyasi istikrarın devam etmesi, nifak sokma, fitne çıkarma, kaos ve kriz oluşturma çabalarının mutlaka boşa çıkarılması gerekiyor, gerisi kendiliğinden gelecektir.