KİMSE ÖZGÜR ÖZEL’İN SOYUNU MERAK ETMEZKEN…

Bilinçaltı düşünceler bazen istem dışı ortaya çıkarak iletişimin seyrini değiştirebilir.

Bir zamanların en çok seyredilen videolarından birisinde Ordulu bir vatandaşın durumu da böyleydi.

Ona mikrofon uzatan muhabir “Oto pazarında bir artış var mı” diye bir soru soruyor ama olayı tamamen yanlış anlayan abimiz “Artist mi? Ne artisti? Artist ne arar oto pazarında?” diye muhabire alakasız bir yerden çıkışıyordu.

Aslında mesele, oto pazarında parlak güneş gözlükleriyle dolanan Ordulu vatandaşın tam bir artist havasında olmasıydı.

Muhtemelen görünümüyle ilgili kendindeki düşüncesi de “artistlere ne kadar benzediğiyle” ilgiliydi.

Böylece bilinçaltı “artış” sözcüğünün tercümesini “artist” olarak geçerek güldürü ortamlarını seneler boyu şenlendiren bir malzemeye sebep oluyordu.

Galiba Özgür Özel’in bilinçaltında da “soysuz” lafzı üzerinden böyle bir hareketlilik söz konusu oldu.

Özgür Özel’in geçenlerde sarf ettiği “Türkiye’de herkes eşittir, fakat Kürtler daha az eşittir” cümlesinin Devlet Bey tarafından “soysuz bir iddia” olarak değerlendirilmesinden sonra “Anlaşılan bana soysuz demeye kalkıyorlar” diye galyana gelerek soysuz kelimesinin üstüne çullanan Özgür Özel bir anda şeceresinin dökümünü sunarak soyunu sopunu methetmeye başladı.

Soyu Selanik’teymiş, “ayıptır söylemesi” babası üzerinden de Üsküplüymüş…

Tam bir alakaya maydanoz durumu!

Yahut Ordulu vatandaşın yaşadığı gibi bir bilinçaltı oyunu…

Özgür Özel genel başkan seçildiği günden beri bölücülerle yalap şalap bir ilişki kurdu.

Tutuklu teröristlere selam yollamalar, bölücü-sözde sanatçıların elini öpmeler, Abdullah Öcalan’ın “eşit vatandaşlık” söylemine dayanmalar peş peşe geldi.

Cumhuriyeti kuran partinin şimdiki genel başkanı olarak bölücülere gösterdiği bu ihtimam, bu alçaltıcı sadakat gösterisi, milletine karşı gizli bir utanç duygusunu fişekleyerek kendisinde soy-sop beyanıyla rahatlama isteği yaratmış olabilir.

Yani mesele Özgür Özel’in zaten kendisine karşı söylenmemiş olan “soysuz” kelimesiyle alakalı değil. Kendi bilinçaltında “soysuzlukla” irtibatlı düşüncelere sebep olan ve suçluluk psikolojisi doğuran eylemlerinde.

Genel başkan seçildiği günden beri bölücülerin ayaklarının altına kırmızı halı gibi uzanan Özgür Özel’in soy ağacı değil Selanik’e, Hun İmparatorluğu’na uzansa da bir kıymeti yoktur.

Özgür Özel kimsenin merak etmediği soyunu sopunu bir kenara bırakıp 30 Mayıs 2016 tarihinde Twitter hesabından "Adalardan, dağlardan talimat alan Demirtaş'ın; CHP üzerinden dedikodu siyaseti ile manşet olma çabası ortadadır!" diye bahsettiği Selahattin Demirtaş’la bugün aralarında gelişen sıcak dostluğu ve derin muhabbeti Türk toplumuna izah etse daha matah bir iş yapmış olur.

Malı mülkü HDP/PKK’ya zimmetledikten sonra milliyetçi seçmenin ağzına bir parmak bal çalan soy sop meseleleri Türkiye’de tutmuyor zira…

Milliyetçiler bu zokayı yutmuyor…

Kemal Bey de soyunu sopunu Konya’nın Akşehir İlçesi’ndeki Seyyid Mahmut Hayrani'nin türbesine kadar uzatmıştı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda turanı kuracak seviyeye gelmişti.

Ama HDP’yle girdiği ilişkilerden dolayı ne hallere düştüğünü cümle âlem gördü…

Hülasa, Hz. Ali’nin öğüdünde geçtiği gibi soyun sopun en yücesini güzel huyda aramak gerekir. Çünkü eğri adamın doğru soyundan ne kendine ne başkasına bir fayda yoktur…