Bu başlıkta geçen “insansız savunma”, özünde iki ana vaat sunmaktadır. Bunlar; geleceğin salgınları sırasında olabilecek savaşlara hazır olmak ve insansız savunma ile can kayıplarının en aza indirgenmesidir. Ana korunma önleminin fiziksel mesafe olduğu salgınlarda bu önlem askeriyenin birlikte yaşama kültüründe çok kolay uygulanamayabilecektir.

Günümüzde robotik, gömülü sistemler, güvenilir haberleşme, yapay zekâ, optik ve sensör teknolojilerinin gelişmesi insansız çalışan araçların gelişimine imkân sağlamıştır. Bu sistemler ya uzaktan kontrollü ya da otonom yani kendi kendine hareket eden sistemlerdir. İşte bu sistemler hem sivil hem de askeri alanlarda yer bulmuşlardır.

Sınır güvenliği için zorlayıcı şekilde oldukça geniş ve farklı topografyalarda sınırlara sahip olan ülkemizde, yıllardır sürdürdüğü insanlı sınır güvenliğinin ötesinde bir başarı için duvarlar ile başlayan bir güvenlik mimarisini tercih edilmiştir. Duvarlara ek olarak, insansız gözlem kulesi projeleri yürütülmektedir. Bu kulelerde konumlanabilecek termal ve görsel gözlem sistemler ile silah sistemleri uzaktan yönetilebilecektir. Bu projelerin bundan sonra hızlanacağını da görmek mümkündür.

Bununla beraber birçok yazımızda bahsettiğimiz İHA/SİHA projeleri malumunuzdur. Buna ek olarak ise karasal insansız araçlar ve sudaki insansız araçlar noktasında birkaç proje yürütülmektedir. Bunlardan birisi de insansız zırhlı ve tank projeleridir. Bu tür insansız araçların EYP tuzaklı şehir çatışmalarında, daha büyük ebatlı olanlarının da konvansiyonel tank görevlerinde kullanılması can kaybımızı azaltacaktır.

Sınırlarımızın %75’ten fazlası deniz sınırlarından oluşmaktadır. 4400 km uzaktaki Libya’nın Türkiye’nin güvenliği için anahtar noktalardan birisi olduğunu da daha iyi idrak ettiğimiz bu günlerde, bu geniş denizlerde “çok adetli” ve “yaygın” faaliyetimiz daha da fazla önem taşımaktadır. Bu nedenle insansız silahlı deniz araçları projelerinin önemi de artmaktadır.

Bundan sonraki dönemde, benzer ve daha güçlü salgınlar halinde yaşanabilecekler, tatbikatlarda senaryolar halinde ele alınarak, silahlı savunma, sivil savunma ve kolluk kuvvetleri için protokoller ve bu protokollerde insansız araçların yeri gözden geçirilmelidir.

Gelecekte olası salgın durumlarında hareket kabiliyetimizi de “olduğu haliyle” koruyacak insansız araçlar için gerekli mühendislik kabiliyetine de, bu işleri yapacak iradeye de sahibiz.