Son günlerde dünyada etkisini arttıran koronavirüs salgını Türkiye’de de kendini gösterdi ve ardı ardına hükümet tarafından tedbirler alınmaya başlandı. Hiç kuşkusuz, salgın çalışma hayatını da olumsuz yönde etkiliyor. Birçok sektörde işler durma noktasına geldi ve başta ücret ödemeleri olmak üzere birçok mali yükümlülük yerine getirilemiyor. Ayrıca işverenler ve çalışanlar, bazı esnek çalışma yöntemleri üzerinde kafa yormaya başladılar.

Aslında panik yapmadan alınması gereken tedbirleri layığıyla yerine getirsek, sorunu kısa sürede atlatmamız içten bile değil.

Yaşanan en küçük krizde işverenler tarafından çalışanlarını ücretsiz izne çıkarma ön plana çıkıyor. Oysa bu yaklaşım son derece tehlikeli ve bir o kadar da risklidir. Biz işverenlerimize ücretsiz iznin son çare olarak düşünülmesi gerektiğini öneriyoruz.

Hükümetin almış olduğu tedbirler ilk etapta kısa süreli de olsa, riskleri ortadan kaldırmaya yetecek türden.

Alınan tedbirler:

1-) Kısa çalışma uygulamasının kolaylaştırılması ve hızlandırılması

2-) Telafi çalışma modelinin yaygınlaştırılması ve süresinin 4 aya çıkarılması

3-) Uzaktan çalışma modeline geçilmesi.

4-) SGK ve vergi borçlarının ertelenmesi

Kısa çalışma uygulaması:

Genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle iş yerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın iş yerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, iş yerinde üç ayı aşmamak üzere (Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir) sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulamadır.

Telafi çalışması nedir ve nasıl uygulanır ?

İş Kanunu’nda “Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra iş yerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle iş yerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz.”

Telafi çalışması yaptırılabilmesine olanak tanıyan hallerden ilki, zorunlu nedenlerle işin durmasıdır. İşverenin telafi çalışması yaptırabilmesi için zorunlu nedenle iş yerinde işin asgari bir süre (örneğin İK 24/IH veya 25/III’de olduğu gibi en az bir hafta) durmuş olması şart değildir. İş yerinde iş, zorunlu nedenle bir gün durmuş olsa bile bu koşul gerçekleşmiş sayılır.

Tarafların yazılı anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, iş yerinde haftanın çalışılan günlerine günde on bir saati aşmamak koşuluyla farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, yoğunlaştırılmış iş haftası veya haftalarından sonraki dönemde işçinin daha az sürelerle çalıştırılması suretiyle, toplam çalışma süresi, çalışması gereken toplam normal süreyi geçmeyecek şekilde denkleştirilir.

Denkleştirme iki aylık süre içinde tamamlanacak, (Bu süre Cumhur Başkanlığı kararı gereğince dört aya çıkarılmıştır. Bu süre toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar arttırılabilecektir. (Ek cümle: RG-25/8/2017-30165) Turizm sektöründe dört aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz; denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile altı aya kadar arttırılabilir.

Uzaktan çalışma:

İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde en etkili ve korunma sağlayacak çalışma modellerinden bir tanesi de uzaktan çalışma modeli . 4857 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde uzaktan çalışma ile ilgili düzenlemeler yapılmış olup, buna göre uzaktan çalışma tanımı şu şekilde verilmiştir: İşçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile iş yeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı çalışma şeklidir.