Bu takımın ruhu güzel
Vincenzo Montella’nın, en büyük başarısı, A Milli Futbol Takımı’yla elde ettiği sonuçlardan bağımsız, ‘takımda yarattığı aile ortamı ve kardeşlik’ duygusuydu.
Montella, Gürcistan maçı hazırlığında, kardeşliğin zarar gördüğünü ima eden, “Milli takım transfer sürecinde yaşanan tartışmalardan etkilendi mi?” sorusunu yanıtlamak zorunda kaldı.
İtalyan teknik adam, özellikle sosyal medyada köpürtülen tartışmaya, “Biz aynıyız. Tek hedefimiz, birçok oyuncumuz doğmadan gidilen Dünya Kupası’na, 24 yıl sonra katılmak” karşılığını verdi.
Montella, sözlerinin boş olmadığını sahaya sürdüğü dengeli takımla gösterdi. Maçın başında yapılan baskı, kornerden gelen erken gol, oyuncuları, tümüyle maçın içine çekti. Son dönemin yükselen formuyla dikkat çeken Gürcistan’ın baskısına yardımlaşarak direnen A mililer, uzun toplarla Arda, Kerem ve Kenan’ı kaçırmaya çalıştı.
Kaçırarak olmayınca, ikinci duran top pozisyonunda Kerem kalabalık arasında köşeye vurdu.
‘Harry Potter’ sevincine katılan oyuncular Montella’yı haklı çıkarttı. İkinci yarıya Orkun’u alıp pas kalitesini arttırmayı planlayan Montella’nın isteği karşılığını buldu. Bu süreçte, “Yunus pas, Kerem gol” bitirişi tüm dedikoduları, en azından A Milli düzeyinde sildi-attı.
Kafası transferde Barış’ın oyuna girip, 5 dakika içinde atılmasıyla on kişi kalan Türkiye, zorlansa da kazandı. Ve görüldü ki İspanya, ancak, aile ortamına eklenecek ekstra kalite ile geçilebilir.
