Yaklaşık iki yıl önce tanıştığımız Kovid-19 salgını yıkıcı etkisini hâlen sürdürüyor. Çin’in küçük bir şehrinden yayılmaya başlayıp kısa sürede tüm dünya için büyük bir tehdit hâline gelen salgın, virüsün yeni varyantlarının ortaya çıkmasıyla dünya gündemindeki yerini koruyor. Haberlere bakıldığında, Omicron varyantının ABD gibi en büyük, en zengin ve güçlü ülkelerde bile sarsıcı sonuçlar verebildiğini her gün daha net şekilde görüyoruz.

Son günlerde ABD, Birleşik Krallık, Fransa gibi birçok ülkede vaka sayılarında rekorlar kırıldığını görüyoruz. Örneğin 73 bin vaka sayısı ile Fransa’da salgının başından bu yana gözlenen günlük vaka sayısında rekor kırıldı. Oysa iki ay önce, Fransa’da vaka sayıları 4-5 bin civarındaydı. Kasım ayının ortasından itibaren hızlı bir yükseliş başladı. Elbette vaka sayısı ile birlikte hayatını kaybedenlerde de bir artış söz konusu. Ancak aşılamanın etkisini hemen her ülkede olduğu gibi Fransa’da da gözlemlemek mümkün. Aşının kullanılmadığı dönemlere kıyasla son zamanlarda ölüm oranında azalma olduğu bir gerçek.

Avrupa’nın en büyük ve kalabalık ülkelerinden biri olan Birleşik Krallık ise yeni varyantın etkileriyle mücadele etme konusunda daha karamsar bir tablo sunuyor. Aşılamaya Aralık 2020’de başlayan ve Mart-Nisan 2021 döneminde vaka sayısını 3-4 binlere düşürebilen Birleşik Krallık’ta son günlerde bu sayının 90 binlerin üstüne çıktığı görülüyor. Bu ani ve büyük artışın sağlık sistemini çok güç duruma düşürdüğü ve yeterli sağlık hizmeti vermenin giderek zorlaştığı söyleniyor. 2022’nin ilk ayları için yapılan tahminler ise şimdikinden daha kötü bir durumla karşılanacağına işaret ediyor.

Geçtiğimiz yaz aylarında günlük vaka sayılarının 10-15 bin civarında olduğu ABD’de ise bu sayının son günlerde 200 bine dayandığı görülüyor. Bu artış trendi devam ederse günlük vakaların 300 bini geçmesi hayli muhtemel. Yeni varyant öyle hızlı ve etkili ki dünyaya hükümranlık etmeye kalkışan ABD, vatandaşlarına test kiti tedarik etmekte büyük acziyete düşmekten kurtulamadı. Omicron varyantı sebebiyle ABD’nin başkenti Vaşington’un yanı sıra New York ve New Jersey başta olmak üzere birçok eyaletinde vaka sayıları zirve yaptı. Yıl sonu tatili sebebiyle şehirler arası hareketliliğin de arttığı bu günlerde test yaptırmak isteyenler ya test kiti bulamadı ya da test merkezlerinin önünde saatlerce bekler durumda kaldı.

Salgınla mücadelede en başından beri ABD ve AB ülkelerine nazaran daha başarılı bir görüntü veren Türkiye’nin vaka sayısında dünyada 6’ncı sırada olmasına rağmen, 1 milyon kişide yaşanan ölüm sayısı açısında dünyada 84’üncü sırada yer alması ülkemizde işlerin daha iyi gittiğinin açık bir göstergesi. Türkiye’de her 1 milyon vakanın 934’ü ölümle sonuçlanırken aynı sayıda vaka içerisinden Fransa’da 1862, İspanya ve Yunanistan’da 1900, İngiltere’de 2150 ve ABD’de 2500 kişi hayatını kaybetmiş durumda.

Son günlerde salgının birçok ülkede görülmedik derecede yaygınlaşmış olması, aşılama başladığında her şeyin normale döneceğini iddia edenleri yalancı çıkarır nitelikte. Aşılamanın ölüm oranında bir düşüş sağladığı ne kadar doğruysa, aşılamanın tek ve kesin çözüm olmadığı da o kadar doğru. Birçok Avrupa ülkesinde daha sıkı tedbirlerin hayata geçirilmesiyle birlikte aşılanmaya ya da kısıtlamalara karşı olanların toplu protestolarını artırdığı da bir gerçek. Bunlar göz önüne alındığında önümüzdeki kış aylarında Kovid-19 kaynaklı siyasi, ekonomik ve sosyal sorunların artacağını öngörmek abes olmaz.

Bu çerçevede, salgın sebebiyle baş gösteren sorunların yakın gelecekte ağırlaşma ihtimalini görmezden gelmemenin ve teyakkuzda bulunmanın şart olduğunun altını çizmek gerekiyor.