CHP, sözde demokrasi şovu ile güya bir değişime gitmişti. Ancak değişim hikaye, şov şahaneydi… Sadece *at gözlüklerinin devir teslimi* gerçekleştirildi. Kılıçdaroğlu’ndan, Kılıçdaroğlu’nun daha genç bir kopyası olan Eczacı Özgür Özel’e… Özgür Özel’de aynı zihniyet ve aynı kaos arzusu ile farklı bir vücutta ses bulan aynı kışkırtıcı cümleleri, kürsülerden kurmaya devam ediyor. CHP yönetimi, milletin gazını almak için kukla değişimi yaptı. Göz ilk algı organıdır malum, millet değişim görünce hakiki bir değişim sandı… Tabi Özel kürsüye çıktığı anda, diğer bir algı organı olan kulaktan gireni algılama kabiliyetine sahip olanlar, bir değişim olmadığını algıladı. Hala algılayamayanlar için bir aya yakın bir süre geçti, bu süreçte yeni bir cümle duyamadık. Hatta yeni bir cümle duyup öyle köşemize davet edelim dedik ama yok. Umarım artık anlaşılmıştır.

Elbette ki Türk siyaset tarihinde kara bir leke istemeyiz, kaliteli partiler ve yönetimleri ile devlet güçlendirilsin istiyoruz. Öyle bir ortamda, köşemizden siyaset konuşmak da şüphesiz, şahane bir tat verir. Ancak kürsüye çıkmadan evvel zihin yapısına zaten hakim olduğumuz Özel, kürsüde şaşırtmadı ve görevi devraldıktan sonra geçen bir ayda da şaşırtıcı, ümit var bir cümle kuramadı. Öyle ki Özel konuşurken bir sonraki cümlesinin ne olacağını dahi bilebiliyoruz. Maalesef bu bir öngörü veya keramet değil, siyasi dayatma!

İşte bu dayatma ile Atatürk’ün partisini işgal eden kirli zihniyet, bir tahta kurusu gibi CHP’yi içten kemiriyor ve siyasi tarihimize kara bir leke gibi yazılıyor…

***

Çığırtkanlığını yaparak kendilerine mal ettikleri, hiçbir kavramı karşılayamıyorlar. Farklı fikirlere olan tahammülsüzlükleriyle, demokrasi bayrağı sallıyorlar. Kendilerinden olmayanlara gösterdikleri saygısızlıklarıyla, eşitlik naraları atıyorlar. Toprağı kanlarıyla sulayarak vatan eyleyen şehitlerimizi umursamadan, teröristin hakkını arıyorlar ve adaletten bahsediyorlar. Düşman safından, Atatürkçü sloganlar atıyorlar… Amerika oluyorlar, Avrupa oluyorlar, Hollanda da oluyorlar, Türkiye’den Irak oluyorlar da oluyorlar ancak Türkiye olamıyorlar. İşin garibi Türkiye’de muhalefet de olamıyorlar… Çünkü muhalefet, eleştirileri ile yönetimi iyileştirici bir unsurdur. Elbette ki iyileştirme yanlısı da değiller. Talip oldukları iktidar için seçim süresince, vaatlerinde iyileştirmeye yönelik bir kelam dahi etmediler… Yapıcı değil yıkıcı bir propaganda ile ülke için değil ülkeye karşı, resmen savaşıyorlar.  At gözlüklerini takıyorlar, bir muhalefet partisi olarak iktidarı asla takip etmiyorlar, ülke ve dünya gündeminden bihaberler, kaseti takıyorlar, olana olmayana sadece saldırıyorlar ve bu çok önemli; saldırıya da yönlendiriyorlar. Kışkırtıyorlar, uç noktaları kaşıyorlar, demokrat(!) ağızlarından darbeci zihniyetlerini kusuyorlar. Şöyle araya siyasi tarihten bir not sıkıştırmak istiyorum: Bu ülkede CHP hiçbir zaman seçimle iktidar olamadı. Atatürk’den sonra yavaş yavaş işgal edilen CHP, belli ki Atatürk hatırına ana muhalefet partisi olarak yer alıyor. Aklı selim vatandaşlarımız için şu an CHP koltuklarında oturanların pek bir ederi yok…

Devir teslimlerde, yeni bir vazife alınırken bayrak öpülür. Bunlarda mahkûm teröristlere selam yollanıyor… Kürsüden inip terör sempatizanlarının elini öpüyorlar. Kayyum atanan belediyeler için demokrasi çığırtkanlığı yapıyorlar. Not bilgi: Kayyum niye atandı..? Bir örnek: Cizre’de ilçe merkezine patlayıcılarla saldırı düzenlendi, 12 polis şehit oldu, 86 kişi ağır yaralandı ve patlayıcıların HDP’li belediye araçları ile taşındığı ortaya çıktı. Teröristin eli, memleketin makamına uzandıysa o el kırılır ve makam devlet korumasına alınır. Ne için, millet için. Ülkenin ana muhalefet partisi, nasıl olur da devletin değil teröristin hakkını savunur. Olmayan hakkını! Yani yine yeniden, terörle kol kola iktidara talibiz diyorlar. Kürtleri savunuyoruz diyerek aslında aba altından *terörizmi kürt kökenli vatandaşlarımıza yıkıyorlar. Söz terör eylemlerine gelince, terör demiyorlar, kürt halkı diyorlar. Savunma maskesiyle, suçluyorlar. Hem kürt kökenli vatandaşlarımızı kışkırtıyorlar, hem kürt kökenli vatandaşlarımıza karşı kışkırtıyorlar.* Mezhepleri de kaşıyorlar, Alevileri kışkırtıyorlar. Bilmiyorlar ki Erenler, ariftir; arif olana bu hainlik ayandır…  Çoğul eki kullanıyorum çünkü bu cümleleri Kılıçdaroğlu kuruyordu, Özel’de şimdi aynı cümleleri tekrar ediyor. 

***

Şurada demokrasi şölenlerinin(!) ardından, yeni şeyler duymayı, yeni cümlelerle CHP ve yönetimini eleştirmeyi ne çok isterdik. Değişim ardından epey de bir vakit geçti yine değişik bir cümle yok. Maalesef bize yeni bir argüman sunamıyorlar. ***Ya sahipleri kaseti döngüye aldı ya da başıboş kaldılar da ezberden gidiyorlar.*** Sadece görüntü ve ses tonu değişti, öte kalan her şey aynı… Ne yapsak acaba, biz de Kılıçdaroğlu ve Özel arasındaki fiziksel farkları mı konuşsak..? Özgür Özel’in saçları daha gür… Kılıçdaroğlu yuvarlak yüz hatlarına sahipken Özel’in daha köşeli bir çehre yapısı var. Başka da bir fark yok.