Cumhurbaşkanı Erdoğan İYİ Parti’ye mevcut siyasi konumunu yeniden düşünme tavsiye verince Meral Akşener’in cevabı ”Çizgisinde hiç kırıklık olmayan, dün neyi savunduysa bugün de aynı şeyi kararlılıkla savunan, aynı fikri savunan bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla milletimizin geleceğinin heba edildiği, ortaya sürüldüğü bir kumar masasında hiç olmadık, bundan sonra da hiç olmayız” şeklinde oldu.

Türk siyasetinde en çok parti değiştiren genel başkan Meral Akşener’in kendisini “çizgisinde hiç kırıklık olmayan, dün neyi savunduysa bugün de aynı şeyi kararlılıkla savunan” olarak tarif etmesi ilginçtir.

Meral Hanım siyasi serüvenine başladığı DYP’deki konumunu “Katolik nikahı” gibi ölmez bitmez bir bağlılık olarak görmüştü.

“Kararlılığı, cesareti ve dik durmayı ondan öğrendim” dediği Tansu Çiller’le köprüleri attıktan sonra ANAP Lideri Mesut Yılmaz’la transfer görüşmeleri yaptı.

O günkü gazetelerde “Akşener, ANAP’ın kapısında” başlıklı haberler yapıldı.

Orası da olmayınca AK Parti’nin kuruluş aşamasındaki Erdemliler Hareketi’nin içerisinde bulundu. İP’i kurmadan önceki son durağı da bildiğiniz gibi MHP olmuştu.

Bu kadar sık mekan ve görüş değiştirmek ve çizgisinde kırıklık olmamak birbirleriyle bağdaşmıyor haliyle…

Parti değiştirmek ayıp mı, suç mu, illegal mi diye sorulacak olursa elbette değildir.

Seçmenlerin istediği partiye oy verme özgürlüğü varsa siyasetçilerin de istedikleri partinin rozetini takma özgürlüğü var. Buradaki mesele yılanların deri değiştirme hızında parti değiştiren Akşener’in “çizgisel doğruluk, hep aynı yerdelik” güzellemeleri yapmasıdır.

Meral Hanım’ın Cumhur İttifakı birlikteliğini kumar masası olarak adlandırması da yine kendisinde var olanı üzerinden atma girişimidir. “Kumar masası” ifadesi riske ve rastgeleliğe doğru bir çağrışım yapıyor.

Siyasi rakibini kumar masasıyla ilişkilendiren bir politikacının söylediklerinin bir karşılığı olabilmesi için de kesinliğe, öngörülebilirliğe sahip olması gerekiyor.

Oysa altılı masanın her toplantısından önce kamuoyuna “aday açıklanacak-açıklanmayacak” şeklinde papatya falı açtıranlar Meral Hanım ve siyasi ortakları…

Cumhur İttifakı’ysa kurulduğu günden bu yana acabaları, kararsızlıkları, müphemlikleri olmayan bir ittifak görüntüsü verdi.

MHP “aday belli, karar net” adını verdiği açık hava toplantılarıyla meydanlarda... Hükümet Cumhuriyet’in yüzüncü yılını kucaklayan projelerle alakadar...

Şu halde kumarın en hızlı döndüğü yer, sekiz toplantı düzenlediği halde cumhurbaşkanı adayı belirleyemeyen altılı masanın ta kendisidir.

‘Ya tutarsa’ motivasyonuyla bir araya getirilmiş beş benzemezden tutarlı bir politika üretmelerini beklemekten daha büyük bir kumar olabilir mi?

Altı parti sekiz toplantı sonunda metinlerin font, punto ve satır aralığının nasıl olması gerektiği konusunda fikir birliğine varabildiler.

Masanın büyük partisinin genel başkanı durup durup kendi yoldaşlarından “Benimle misiniz” diyerek onay almaya çalışıyor.

Belirsizlik, gizem, risk, bu masanın ruhuna sinmiş haldedir.

Bu tabloyu izleyen muhalefetin gazetecisi, kanaat önderi, sosyal medya kullanıcısı fenalık geçirmesin de ne yapsın?

Bana göre Meral Hanım kumarı da kumarbazı da çok uzaklarda arıyor. Oysa oturduğu sandalyeden manzara o kadar net ki…