Türkiye muazzam bir ülke...

Tanrı, üzerinde yaşayanlara her nimeti vermiş.

Bu yüzden de asırlardır bu topraklarda savaş, kan ve gözyaşı eksik olmaz...

Olmayacak da!

*

Bereket fışkırır her yanından...

Üç yanımız deniz... “Denizci” olabilsek, deniz besler bizi!

Güneş, su ve rüzgârı kullanabilsek, Avrupa ve Orta Doğu'nun enerji ihracaatçısı oluruz..

Yer altına yerleşmiş madenlerden sadece Anadolu'nun zenginliği “bor”u sanayi ve teknoloji ürününe dönüştürebilsek, “dünya devi” oluruz!

Bereketli topraklarda modern bir tarım yapabilsek, kendimizi ve dünyayı besleriz...

Yaylamızı, ormanımızı, meramızı adam gibi ıslah edebilsek, bölgenin hayvancılık üretim merkezi ve et-süt sanayi üssü oluruz!

Lâkin ne denizci olabildik, ne enerji üreticisi, ne tarım ve ne de hayvancılık ülkesi olabildik!

*

Bu topraklardan öyle zihniyetler gelip geçti ki, keçilerimize ormanı yasakladılar...

Öyle paragözler gelip geçti ki, yerli ırklarımızı yaban öküzleri ithal ederek yok ettiler...

Öyle sermaye uşakları gelip geçti ki, “yerli ve millî pancarımız”ı yabanın mısırına peşkeş çektiler...

Kendi patatesimizi, soğanımızı depolarda çürütüp çiftçiyi rezil ettiler...

Gün geldi pamuğumuza, gün geldi tütünümüze, gün geldi haşhaşımıza, gün geldi kenevirimize göz diktiler...

Devleti yönetenler hep sermayeyi ve şirketleri teşvik etti, köylü ve üretici şehirde maraba edildi...

Şimdi şehirlerimiz işsiz, donanımsız yığınlarla dolu ve problem yüklü...

Şehir” dediğin “zaman, enerji, beyin ve para israfı” artık!

*

Ne gariptir ki, her ilimize kurulan üniversitelerimiz ya ziraat fakültesi ya da veteriner fakültesi açarak çocuklarımızı tarım ve hayvansız topraklara mühendis yaparak oyalıyor...

Köylüye kurdurulan kooperatifler, üç-beş süt ve et firmasının ucuz kaynaklarına dönüştü...

Denetim ve desteksiz kooperatifler, yöneticilerin “beslendiği” tuzaklarla dolu...

Tarlasının dibine kazılan sondajı, pompaya gelen elektriği, traktöre konan mazotu, keyif yatlarının mazotundan pahalıya çiftçiye vermeye devam ediyorlar...

Sonrası korkunç!

Kurbanlığımız, bilmediğiniz bir ülkeden...

Buğdayınız, mercimeğiniz bilmem nereden ithal...

Sigara fabrikalarınız, ithal tütün işliyor...

Çayımızın şekeri Coni'nin NBŞ'li tatlandırıcısına dönüştü...

Anason, haşhaş, pamuk, fındık, fıstık özel sektörün insafına kaldı...

Çözüm üretecek siyasi partiler, cumhurbaşkanını düşürme derdindeyken..

MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu'nun dikkat çeken bir mücadelesi var...

*

MHP’li Osmanağaoğlu, TBMM'de sürekli Türk tarımına dikkat çekmeye çalışıyor..

         Hatta bir araştırma komisyonu kurulması için teklif verdi..

“Yerli ve millî tarım” için önemli çalışmalar yürütüyor Tamer Bey...

Yarın bu dosyayı açacağız, takip edin lütfen..