Türk yapımı İHA ve SİHA’ların ne derece başarılı olduğuna dair haberler sık sık gündeme geliyor. Son olarak ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, Türk SİHA’larının Libya’nın batısının Hafter güçlerinden geri alınmasında çok etkili olduğunu, Libya’da dengeleri değiştirdiğini yazdı. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de oyunu yeniden kurduğuna değinen Washington Post, Hafter aleyhine gelişen son bir-iki aylık süreçte, Türkiye’nin desteğini ve bu kapsamda Ulusal Mutabakat Hükümetine (UMH) verilen SİHA’ların sahadaki rolünü öne çıkardı.

Gerçekten de Libya’daki çatışma sürecinin dönüm noktası, geçen yılın Kasım ayında Türkiye-Libya arasında imzalanan mutabakat muhtıralarının hemen ardından UMH’ne Türkiye tarafından sağlanan askerî desteğin artması oldu. Askerî alanda ikili işbirliği öngören mutabakatların yürürlüğe konmasıyla Libya’da dengelerin değiştiğini hemen herkes dile getiriyor.

Son haftalarda Libya ordusunun isyancı Hafter karşısında askerî başarılar elde etmesiyle başkentten adım adım uzaklaştırılan Hafter, zor günler geçirmeye başladı.

Mevzi kaybeden, destekçilerini bir bir yitiren, stratejik pozisyonu olan sahalardan sökülüp atılan, Rusya’dan ithal ettiği paralı askerleri cepheden çekilen Hafter için “sonun başlangıcı” yaşandığını dile getirenler de oldu. Oysa, Hafter için yolun sonunun görünmeye başladığını taa 2019’un Temmuz ayında dile getirmiştim.

Hafter, 29 Haziran 2019 tarihinde 6 Türk vatandaşını alıkoymuş, Türkiye de bunun üzerine Hafter’e bir ültimatom vermişti.

4 Temmuz 2019 tarihli köşe yazımda, Hafter’in Türk vatandaşlarını rehin almakla büyük bir hata ettiğini, Türkiye’ye karşı bir cephe açarak kendi sonunu getirecek tehlikeli bir maceraya giriştiğini şu sözlerle belirtmiştim: “Hafter, Türkiye’ye karşı bir blok kurmaya kalkan Mısır, Suudi Arabistan, Yunanistan, BAE ve İsrail gibi ülkelerin desteğini alarak Türkiye’yi karşısına almaya kalkıştı. Böylelikle hem kendisini Trablus hükûmetine karşı destekleyen bu ülkelerin gözüne girerek aldığı desteğin devamını sağlayacak hem de Türkiye’yi Libya’dan uzaklaştırıp iktidar mücadelesinde mevzi kazanacaktı. Ancak, evdeki hesap çarşıya uymadı. Hafter, Türkiye’nin hedefindeki biri hâline geldi. Hafter’in bu girişimi belki de kendisi için sonun başlangıcı olacak.”

Nitekim Hafter yolun sonuna gelmek üzere. UMH’ne bağlı meşru Libya Ordusu, Türk SİHA’larının desteği ile Hafter’e ağır kayıplar verdirmeye devam ediyor.

2019 Nisan’da Hafter Libya’nın başkentini ele geçirmek üzere bir operasyon başlatmıştı ancak, bir yıl sonra bakıldığında Hafter’in hedefine ulaşamadığı gibi, ülkenin doğusuna doğru çekilmeye başladığı görülüyor.

Bilhassa El-Vatiyye hava üssünün UMH kontrolüne geçmesi, Hafter için hezimetin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.

Hafter köşeye sıkıştıkça, onu destekleyen ülkeler yanlış ata oynadıklarını düşünmeye başlayacaklar, ancak yarış çoktan başlamış olduğu için at değiştiremeyecekler. Hâl böyle olunca, şimdiden birkaç örneği görüldüğü üzere, “diplomasi, müzakere, siyasî çözüm” gibi laflarla Hafter’in uğraması muhtemel ağır yenilgisinin önüne geçmeye çalışacaklar.

BAE, Mısır, Suudi Arabistan gibi Hafter avenesi, “yenilginin neresinden dönsek kârdır” diyerek, şimdiye dek körükledikleri Hafter saldırganlığını durdurarak müzakere yoluyla elde kalan toprakları muhafaza etmeye kalkacaklar gibi görünüyor.

Hafter’e destek çıkarken hesapları çarşıya uymayan bu gafiller, bakalım bu sefer hezimetten kurtulmak için ne hesaplar yapacak, ne kirli oyunlar oynayacak. Onlar ne yaparsa yapsın, bu aşamadan sonra Libya’da son sözü söyleyecek biri varsa o da Türkiye’dir ve Türkiye’nin tavrı akıbeti belirleyecek esas güç olacaktır.