ABD Doları iki buçuk yılın ardından yeniden “ölüm haçı” sınırında. Eylül ayında zirve noktasına ulaşan ve uzun süredir yirmi yılın en yüksek seviyelerinde dolaşan dolar küresel piyasalarda zayıfladı.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre “ölüm haçı” olarak adlandırılan terim bir varlığın 50 günlük fiyat ortalamalarının 200 günlük fiyat ortalamalarından daha hızlı düşmesi olarak tanımlanır. Bir varlığın veya para biriminin bu tür bir performans göstermesi uğursuz bir işarettir. Zira teknik analistler genellikle böyle bir tabloda fiyatın daha da sert düşmeye eğimli olduğunu düşünür. Yine de ölüm haçı sonrasında bir varlığın düşmeye kesin olarak devam edeceğini söyleyebilmek mümkün değildir ve tarihsel verilerle de desteklenemez.

MarketWatch’un haberine göre büyük para birimleri karşısında doların gücünü ölçen ICE ABD Doları Endeksi salı günü itibariyle son 50 günde 106,24 seviyesine geriledi. Endeksin 200 günlük ortalamaları ise 106,13’ü gösteriyor. FactSet verilerine göre dolar endeksinin benzeri bir model oluşturduğu en son tarih Temmuz 2020’ydi.

Habere göre son birkaç aydır dolardaki zayıflamada birçok faktör etkili oldu. Ancak bunların en önemlisi eurodaki toparlanma işaretleriydi. Avrupa Merkez Bankası'ndan (ECB) daha sıkı para politikası uygulayabileceğine dair beklentiler, ABD Merkez Bankası (FED) ile ECB arasındaki faiz oranı farkının daralmaya devam edebileceği öngörülerini destekledi ve bu da euronun toparlanmasına yardımcı oldu.

Düşen enerji fiyatları da enflasyonun frenlenmesine ve Euro Bölgesi'nin ticaret şartlarını iyileştirmeye yardımcı oldu. Bu gelişme euronun değer kazanması üzerindeki bir diğer önemli etkendi.

FED para politikasını ECB’den önce değiştirebilir

Merkez bankalarının politika faiz oranları arasındaki farklar tarihsel olarak döviz kurları üzerinde büyük bir etki oluşturmuştur. Zira belirli bir ülkedeki yüksek faiz oranları genellikle para biriminin yabancı yatırımcılar tarafından cazip görülmesini sağlar.

2022’de FED faiz artırımlarında diğer gelişmiş ülke ekonomilerine liderlik etmesi doların keskin yükselişinin en önemli sebeplerinden biriydi.

Standard Chartered G-10 Para Birimi Stratejisi Küresel Başkanı Steve Englander, korona virüs pandemisinin arından uluslararası hisse senetleri ve tahvil piyasalarında ortaya çıkan yüksek volatilite döneminde dünyanın dört bir yanındaki yatırımcıların güvenli liman olarak dolara sığındığını söylüyor. Bu faktörlerin döviz piyasalarını nasıl etkilediğini analiz eden bir araştırma notu yayınlayan Englander güvenli liman statüsünün tarihi dolar rallisinde ekstra bir destek sağladığını belirtti.
Ancak geçtiğimiz aylarda doların zirveye ulaşmasının ardından yatırımcıların beklentileri de önemli ölçüde değişti.

Euro geri dönüyor

Hem Avrupa'da hem de ABD'de yavaşlayan enflasyon, geçtiğimiz yıl büyük bir yenilgiye uğrayan euronun geri dönüşe hazır olduğu görüşünü güçlendirdi. Euro geçen yıl kuruluşundan bu yana ilk kez dolar ile parite konumuna gelmişti.

Deutsche Bank’ın Döviz Araştırmaları Küresel Eş Başkanı George Saravelos Salı günkü araştırma notunda yatırımcıların neden euronun dolar karşısında ralli yapmaya devam edebileceğine inandığını masaya yatırdı.

Saravelos “Avrupa ile ABD arasındaki enflasyon farkı, bu yıl faiz oranları arasındaki farkların daha da daralacağına işaret ediyor. Genel çerçeveden bakıldığında FED’in ECB’den daha önce para politikası değişimine gideceği görüşü göreceli olarak destekleniyor” dedi.

Euro rallisi abartıldı mı?

Bununla birlikte ekonomideki temel verilere dayanarak euro rallisinin abartıldığına inanan başka uzmanlar da bulunuyor.

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Baş Ekonomisti ve Goldman Sachs’ın eski Döviz Stratejisi Başkanı Robin Brooks salı günü Twitter üzerinden yaptığı açıklamada euro rallisinin Euro Bölgesi ekonomisinin geri döndüğünü gösterdiğini ancak gerçeğin böyle olmadığını yazdı.

Brooks’un görüşüne göre bu yanlış algılama para birimi üzerindeki ‘yanlış fiyatlandırmaya’ liderlik etti.

Dolar yatırımcıları TÜFE’ye odaklandı

Döviz stratejistleri bundan sonraki süreçte dolar yatırımcıları için bir sonraki önemli gelişmenin perşembe günü açıklanacak ABD tüketici fiyat endeksi rakamları olacağını belirtiyor.

Amerikan ekonomisindeki enflasyon baskılarının hafiflemeye devam ettiğine dair herhangi bir gösterge FED’in bu yılın ilerleyen zamanlarında faiz indirimine gideceğine dair beklentileri sertleştirebilir. Bu aynı zamanda doları düşüren bir faktör olarak öne çıkacaktır.

ING Küresel Piyasalar Başkanı Chris Turner, “Piyasalar kesinlikle FED’in faiz oranını %5’in üzerine çekeceğini ve uzun süre bu seviyede tutacağı anlatısını satın almıyor” dedi.