Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, delikanlı gibi ayakta...

Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, delikanlı gibi ayakta...

Atatürk’ün 9 Eylül 1923’te kurduğu CHP'yi ise yatağa düşürdüler!

Mâtuh, alzaymır ve demans maalesef!

Üstelik PKK virüsü kapmış, tedavi de edilemiyor…

*

İlkin “Halk Fırkası idi, “Cumhuriyet Halk Fırkası yaptı Mustafa Kemal...

Sonra da “Cumhuriyet Halk Partisi koydu adını...

Oturdu o halkın partisine “6 ilke” belirledi...

CHP'nin pusulası olacaktı...

Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik, Devrimcilik...

Dinlerken insanı coşturan “10.Yıl Marşı” o ilkelerin uygulanması idi…

*

Gazi vefat edince…

Millîliğimiz, Türklüğümüz, bağımsızlığımız, “millî şef” dedikleri İnönü’nün elinde 33 yıl “tek adamın siyasî ihtiras”larına kurbandı…

Amerikan malları doldu memlekete…

Ülkenin Başbakanı asılırken kılını kıpırdatmadı, 12 Eylül’de darbeye çanak tuttu…

Oğul İnönü elindeyken “PKK virüsü” de kapınca…

Y-CHP, mâtuh, alzaymır ve demans ya, hiçbir ilkesini hatırlayamaz oldu!

Arada aklına gelen tek şey “Atatürk’ün askerleriyiz!”

*

1950’ye kadar iktidardı, 69 yıldır Genel Merkez'de kurultay yapmakla meşgul...

İdeolojisiz, hedefsiz, iktidar devirme hastalıklı “Müzmin muhalefet”

Arada bir Güneş Motel'de adam ayartmakla, “ihtilâli alkışlamak”la...

Sağdan soldan yavru partileri beslemek ve olmadı “kiraya vermek”le meşgul...

Şartları olgunlaştırıp “askeri göreve çağırmak”la…

Aynı zamanda da “Sosyalist Enternasyonel’de dans etmek”le meşguldü…

1980’de kapatılıverdi, mahkemeden zor toparladılar sonra…

Şimdi Yabancı el sendromu veya Munchausen sendromu yaşıyor...

*

Gazi Mustafa Kemal Atatürk sonrası “tek millî işleri”, Ecevit döneminde Erbakan’la Kıbrıs Barış Harekâtı oldu…

Sonrası mâtuh, alzaymır, demans…

Ata’nın astığı yobaz çete reislerini kahraman ilan ettiler…

Tunceli’ne “Dersim” diyorlar şimdi…

Genel Merkez’de Kürtçüler, sosyalist dinciler, LGBT’liler, Derviş müsteşarları…

Altı oktan eser kalmamış, kâh Amerikancı, kâh Sorosçu, kâh Esatçılar…

Kâh Gezi’de, kâh Kaz dağlarındalar, kâh FETÖ’nün gazetelerinde…

Sonra “İzmir’in dağlarında çiçekler açar!” nağmeleri…

Y-CHP, mâtuh, alzaymır ve demans ya gidip gidip de gelemiyor!

*         

Bugün 96. kuruluş yıllarını demokrasi nutuklarıyla kutlayacaklar…

Bay Dersimli Kemal yine koşa koşa Anıtkabir’e gidip “Kemalizm” oynayacak, “laiklik” diyecek, “hukukun üstünlüğü”nden bahsedecek…

Dillerinde sakız!

Yine aday yaptığı belediye başkanları “CHP’nin vaadiydi, beni bağlamaz” diyecek…

Hastalık yine nüksedecek, “anayasanın ilk dört maddesi değişmeli” diyecek…

“Sol” kafayla “liberalizm”e soyunacak…

Baraja, otoyola, köprüye, nükleere karşı çıkacaklar…

Sonra gidip “Nazım Hikmet Kültür Merkezi”nde “bir orman gibi kardeşçesine” olacaklar!

Sonra da Kuşadası’nda kendisine atılan 4 yumurtaya kafa tutacak Dersimli Kemal Bey:

“Kimse beni yolumdan döndüremez!”

Bünyesinde PKK virüsü, akıllar mâtuh, alzaymır ve demanslı, ertesi gün yine Atatürk’ü hatırlamayacaklar!

           

(*) Mâtuh: Bunamış, bunak.