İbo Show'a bu hafta Mehmet Ali Erbil konuk oluyor. Ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil kimdir, kaç yaşındadır, hastalığı neydi? gibi sorular program öncesi araştırılıyor. Mehmet Ali Erbil 64 yaşındadır ve 8 Şubat 1957 doğumludur. Mehmet Ali Erbil sadece 100 kişide görülen Kaçış Sendromu hastalığı ile mücadele veriyor. Hastanede yaşadığı zorlu zamanları anlatan Mehmet Ali Erbil hüzünlü anlar yaşattı.

MEHMET ALİ ERBİL KİMDİR, KAÇ YAŞINDA, NERELİ?

Tiyatro ve sinema sanatçısı Saadettin Erbil'in oğlu olarak 8 Şubat 1957'de İstanbul'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul, Ankara ve Balıkesir'de yaptı.

1970 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Yüksek Bölümü'ne yatılı olarak girdi ve bu dönemde hocası Cüneyt Gökçer'di. Devlet Tiyatrosu'nda konuk oyuncu olarak baş rolde En İyi Tiyatrocu Ödülü'nü kazandı. Buradan mezun olduktan sonra, Devlet Tiyatrosu'nda çalışmaya başlayan sanatçı, Başta 'Küheylan' olmak üzere birçok oyunda oynadı ve daha sonra tek kanallı yayın döneminde TRT'de 'Metronom' adlı eğlence programında Derya Baykal'la, 1984 yılında da Çiğdem Tunç'la bir ikili oluşturdular. Özel kanalların açılmasıyla birlikte Erbil, TRT'den Kanal 6'ya geçiş yaptı. Daha sonra InterStar ve ATV'de dizi, Show TV'de de program yaptı.

Mehmet Ali Erbil

Kanal D'de yayınlanan yarışma programı Çarkıfelek ve ATV'de uzun bir süre yayınlanan Tatlı Kaçıklar dizisiyle zirveye çıkan başarılı şovmen, Harakiri ve Hababam Sınıfı Güle Güle adlı filmlerle tekrar beyazperdeye geçti. Mehmet Ali Erbil, Kanal D'de Çarkıfelek dışında çeşitli yarışma programları da yaptı. Dünyada sadece 100 kişide görülen Kaçış Sendromu hastası olan Erbil, bekar ve 3 çocuk babasıdır.

MEHMET ALİ ERBİL HASTALIĞI NEDİR?

Mehmet Ali Erbil, dünyada sadece 100 kişide görülen Kaçış Sendromu hastalığı ile mücadele veriyor. Kaçış sendromu hastalığı ya da bilimsel adıyla "Capillary leak syndrome" kanın yoğunlaşması, tansiyonun düşmesi gibi bulgular veren hastalık, damarlardan protein, mineral ve suyun sızması" olarak tanımlanmaktadır.

MEHMET ALİ ERBİL KAÇ KEZ EVLENDİ?

Mehmet Ali Erbil, 1980 de ilk evliliğini Muhsine Şehnaz Kamiloğlu ile yaptı. Erbil'in bu evlilikten 16 Nisan 1982 da Sezin ismini verdiği bir kızı oldu.

Daha sonra 1985 de boşandığı Muhsine Şehnaz Kamiloğlu ile bir kez daha evlendi.

Manken Nergis Kumbasar ile 20 ağustos 1989 da evlendi. 02 Aralık 1995 de Yasmin adını verdikleri kızı oldu. Ve evlendikten yedi yıl sonra 1996 da boşandılar.

Ebru Cündübeyoğlu, Özlem Yıldız ve Nefise Karatay ile birliktelikleri olmuştur.

2001 de dördüncü kez nikah masasına oturdu. Fakat Sedef Altuntaş ile olan evliliği uzun sürmedi.

Son olarak Tuğba Coşkun ile 30 nisan 2005 de evlenmişti. 03 Temmuz 2006 da Ali Sadi adını verdikleri bir çocukları oldu.

Mehmet Ali Erbil

ÜNLÜ ŞOVMEN MEHMET ALİ ERBİL YILLAR SONRA GÖZYAŞLARI İÇİNDE İTİRAF ETTİ! 

Jülide Ateş, usta oyuncu Mehmet Ali Erbil'i konuk etti. Çocukluğu, gençliği, ilk meslek yılları, evlilikleri, aşkları, tutkuları, çocukları ve sanatıyla ilgili sorulara samimi cevaplar veren Mehmet Ali Erbil, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı!

ÜVEY BABAM 14 YAŞIMDA BENİ EVDE İSTEMEDİ

14 yaşıma geldiğimde, üvey baba beni ergen döneme girdiğim için evde istemedi! Annem de çaresiz kaldı, çok sevdiği için saygı duyuyorum, bize sahip çıkamadı.

Film gibi, üvey annem de abimi istemedi. Dediler ki bunlara bir yatılı okul bulalım, en yakını baba sanatçı ya, konservatuar olur. İkimizi de konservatuar sınavlarına soktular, ben 14 abim 17 yaşındaydı.

ÜVEY BABAMA EZDİRDİ

Beni üstün yetenek olarak 14 yaşında konservatuara aldılar, ilk öğrenciyimdir. Abim kazanamadı. Ben yatılı okula girmiş oldum ve annem Ankara'da ben de Ankara'da okuyorum. Yine ilişkimiz hiç normal değil. En acısı, hiç unutamadığım, kirli çamaşırlarımı anneme yıkatmıyordu üvey babam. Komşumuz vardı ben komşumuza deterjan alırdım, komşumuz yıkardı benim çamaşırlarımı. Yatakhaneye gelirdim gece ağlardım, 'Allahım ben hiç böyle olmayacağım ben hiç ayrılmayacağım, hiçbir zaman karımla ayrılmayacağım, böyle çocuklarım olmayacak benim' derdim. Ama hiç dediğim olmadı, dünya istediğin gibi sürmüyor. Bu arayıştan, bu sevgisizlikten 4 tane eşimden de ayrıldım, annemi sevemedim sonra. Bu benim hatam değil. Sevemedim annemi, içimden öyle şeyler boşaldı gitti ki, sevemedim asla! Bizi üvey babaya ezdirdiği için!

SERDAR ORTAÇ BÜTÜN ŞARKILARININ TELİF HAKLARINI EVİNDE KUMAR OYNAMAK İÇİN SATTI!

Serdar Ortaç ile hiçbir zaman bozulmadı dostluğumuz, asla! Ama biz ona çok tavsiyelerde bulunduk, şunu bırak artık dedik, nedir yani kazanacağın? Ne kazanabilirsin? Kaybettiklerine bak önce bir ya! Neler kaybetti benim canım arkadaşım, neler kaybettiğini biz çok iyi biliyoruz! O kadar bağımlı oldu ki bir türlü kopamadı! O da öyle deşarj oluyor.Besteyi oradan etkilenerek yapabiliyor diyelim... Bütün telif haklarını sattı, buraya kadar geldi durum! Hayatının garantisiydi, emekli maaşıydı, telif haklarını satmak ne demek ya? Ne için sattığını biliyor musunuz? Evinde kumar oynamak için sattı! Ben çok yakın arkadaşıyım, bunu benden iyi kimse bilemez! Şimdi şarkıları nerede çalınsa, parası sattığı adama gidiyor! O parayı aldı kumarda bitirdi! O bizden vazgeçmez, biz de ondan vazgeçmeyiz ama vazgeçemiyoruz kumardan!

ÇOCUKLARIMIN HER BİRİNİN HAYATINI GARANTİ ALTINA ALDIM

Kumar hiçbir şeye mal olmadı, ne bir ev, ne bir araba kaybettim kumarda. Sahneye çıkardım, onun ücretini alırdım, ayrıca bana orada oyun oynamam için para, fiş verirlerdi, onunla oynardım, kaybedersem bırakırdım. Hiçbir zaman için evimi satayım, arabamı satayım, bağımlı olayım; hiçbir şeyim olmadı. Çünkü arkada çoluğum çocuğum var.

Evlerim barklarım olmazdı, ben ölmeden çocuklarımın her birinin evi var, her birinin hayatını garanti ettim. Yine oynayabilirim, hepsinin hayatını garanti etmişim ama...Öyle arkadaşlarım var ki, evlerine dev ekran kurup kumar oynuyorlar, ama böyle bir huyum yok, Allah beni ne uyuşturucuya ne kumara bağımlı yapmadı, hiçbir şeye bağımlı olmadım!

KIZ KARDEŞİME FİŞİMİ ÇEK DEDİM!

9 ay hastanede kaldım, 6 ayı yoğun bakımdaydı, kız kardeşim başımdaydı, duyuyordum, 'kurtulma şansı yok' diyorlardı, profesör kız kardeşim... 24 saat kızım başımdaydı, normalde su içmem, kız kardeşim başımda damla damla su veriyordu. Burnumu bile hemşireler kaşıyordu. Kız kardeşime 'bitkisel hayata girersem fişimi çek, yaşamak istemiyorum, yaşayamam, bütün Türkiye beni severken, izlemişken, benim fişimi çek, bu benim sözüm ne olur' dedim. Abi hiç merak etme dedi, kabullendi gibiydi nerdeyse...Bitkisel hayata girme riskim vardı, her gün 3 ameliyat oluyordum; kaburgalarım bir gün akciğerime batıyordu, bir gün böbreğimi kaybediyordum, bir gün pankreasımı kaybediyordum... Diren vardı vücudumda, her gün kan akıyordu, görmedim, Allah büyük, bana göstermedi. Kızım ve doktorum görüyordu. Tanık olmadım bütün bunlara, şanslıyım, yine de şanslıyım. Allah çok büyük, dualarla...Damadım başucuma geliyordu, dua okuyordu, bilmediğim duaları tekrar ediyordum, o dualarla, sevenlerimin dualarıyla, muska getiriyorlardı, tesbih getiriyorlardı...O dönemi çok geçirdim. Normal insan 2 hafta yatakta yatsa, yürüme problemi oluyor, kaslarını kaybediyor, ben 9 ay yattım yatakta. Bu hayat benim için ikinci bir hayat. Allah beni sevenlerime, çocuklarıma bağışladı.

Editör: Haber Merkezi