Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Şahin, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasının baş aktörü Rasmus Paludan ve İsveç hükümeti hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
 

Açıklama şu şekilde;

"21 Ocak günü Aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan denen sapık İslam Dünyasının  kutsal kitabı Kuran-ı Kerimi Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde  yakmıştır. Müslümanları hedef gösteren ,kutsal değerlerimize saldıran bu nefret saçan eylemi düşünce özgürlüğü olarak görüp Türkiye'nin büyükelçiliği önünde Kur'an'ın yakılmasına izin veren bizzat İsveç Hükümeti'dir. Bu eylem  Türk Devletine ve İslam alemine alçakça yapılan provokatif bir saldırıdır. Bu aşağılık eylem aynı zamanda İslam düşmanlığının, ırkçı ve ayrımcı akımların Avrupa’da ulaştığı kaygı verici demokrasi seviyesinin de bir göstergesidir.

 Bu provokasyonunun  İsveç Polisinin gözü önünde hatta koruması altında  gerçekleşmiş olması  Türkiye Cumhuriyeti hedeflenerek Türk milletine ve bütün İslam âlemine hakaret etmektir Bun eylem  tesadüf değildir.


Önce Cumhurbaşkanının  hedef alan  teşebbüs ve arkasından  yüce Kitabımız Kuran-ı Kerimin yakılması eylemi   sıradan bir olay değildir. Bu saldırgan  ve arkasındaki destekçileri Cesareti  nereden almaktadır. Kuranı Kerimin yakılması olayı ateşle oynamaktır. 
 Bu Yakma olayı bu olayı gerçekleştirenler için değil, Avrupa'daki geniş kitleler için de büyük bir tehlikedie,Bu  ateş Avrupa'yı yakar, bu dünyayı yakar, bu insanlığı yakar. Bu nolaya sessiz kalanlar Ateşle oynadıklarının farkına varmalıdırlar.

Bu eylemlerle Türk milletinin kutsal değerlerine,  inançlarına saldıranların PKK ve FETÖ terör örgütleriyle işbirlikleri Amerika’nın NATO üzerinden ülkemize  ve ortadoğuya yaptığı kuşatma, baskı ve tehdit  gözden kaçırılmamalıdır.

Yetmişiki millete bir gözle bakmayan bizden değildir diyen Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin  hoşgörü  yolunu izleyen Horasan Erenlerinin  vatansever  yurttaşları olarak ülkemiz insanlarını Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, İslam dışı veya Ali’ siz Aleviler söylemiyle bölmeye çalıştıklarını  biliyor ve tehlikeyi görüyoruz. Bütün inançlara ve kutsal kitaplarına  ,peygamberlerine yapılan saldırıları  bir görüyor  ve  alçakça saldırıları kınıyoruz.

Nefret suçu, ırkçılık   Ne İsveçte, Ne Avrupa’da  nede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına düşünce özgürlüğü değil insanlık suçudur.

Kuran ehli ve şerefli Türk Milletinin  evlatları olarak   ülkemizin bölünmez bütünlüğünü  milli beraberliğimizi  hedef alan  geçmişte haçlı ruhuna bugün bütün emperyalist saldırılara karşı tek vücut olarak asla boyun eğmedik, eğmeyeceğiz, kimsenin önünde diz çökmeyeceğiz."